Oscar'lık filmin öyküsü
HABERİ gazetelerde okuyunca gözlerime inanamadım. Yüksek duvarlar, tel örgüler, on metrede bir inşa edilen nöbetçi kuleleri ile korunan Buca Kapalı Cezaevi'ne hırsız girmişti. Ama tutuklu olarak değil, hırsızlık yapmak için... Hırsızlar, müdür lojmanının ikinci katına çıkıp, açık pencereden içeri girerek müdürün para ve kredi kartlarını çalmışlardı. Artık buna cesaret mi dersiniz, gemi azıya almak mı, gözleri kararmak mı, ne derseniz deyin ama bana göre dünya çapında bir olaydı. Ben, bizim yapımcı ve senaristlerin yerinde olsam öyküyü filme dönüştürmek için hemen kolları sıvardım. Eminim, Alcatraz Kuşçusu'nu, Kelebek'i, Kaya'yı fersah fersah geride bırakır, Oscar'a aday olurdu. Ama bir tek sorun var: Bunun gerçek bir öykü olduğuna Akademi'yi inandırabilmek...
|