|
|
|
|
|
|
Ayasofya: Müze mi, cami mi?
Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılıp açılmayacağı konusu, müze olarak kullanılmaya başlandığı 1935 yılından bu yana gündemde. Geçen hafta SABAH'ta yayınlanan "Ayasofya'da namaz kılınıyor" haberi de konuyu tekrar tartışmaya açtı.
Geçen hafta SABAH'ta yer alan Necla Görgüç imzalı "Ayasofya Müzesi yavaş yavaş ibadete açılıyor. Bir minareden ezan okunuyor. Çalışanlar için yapıldığı söylenen mescit, halkla dolup taşıyor," haberi, 1 Şubat 1935 yılında müze yapılan Ayasofya'nın camiye dönüştürülüp dönüştürülmeyeceği tartışmasını tekrar gündeme getirdi. Haber yayınlandıktan bir gün sonra İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Ayasofya'da yer alan 'İbadete açılan bölüm' tabelasının kaldırılacağını açıkladı. Yabancı basının da ilgisini çeken bu gelişme, Ayasofya ile ilgili tarihi tartışmanın daha çok uzun yıllar sürüp gideceğini gösteriyor. Çünkü Bizans İmparatoru Justinyanus tarafından 537 yılında yaptırılan Ayasofya, müze olarak kullanıma açıldığı 1935'ten bu yana "İbadete açılsın mı açılmasın mı?' konusu Meclis gündeminden düşmüyor. İslami kesim tarafından da özellikle İstanbul'un fethinin yıldönümüne yaklaşılırken internet ortamında yoğun biçimde yürütülen imza kampanyaları, 70 yıllık tartışmanın kolay kolay bitmeyeceğini kanıtlıyor.
KRİZ 1940'LARDA BAŞLADI İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye çevrilen, Cumhuriyet'ten sonra 1935'te de müzeye dönüştürülen Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılması tartışması 1940'lara kadar uzanıyor. O yıllarda Hazine binası ve İmarethane'nin Ayasofya idaresine teslimi kararlaştırılmış ancak Vakıflar Umum Müdürlüğü bu binayı devretmemişti. Kültür Bakanlığı, müze idaresinin mekân ihtiyacını karşılamak için 1996'da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden Ayasofya külliyesinin bir parçası olan imareti yeniden talep etmişti. Vakıflar, 10 Nisan 1996 tarihli yazısında idareleri tarafından kullanıldığından Kültür Bakanlığı'na tahsisinin mümkün olmadığı açıklamıştı. Bakanlığın, talebini 2005 başlarında yinelediği biliniyor. Ayasofya'nın tekrar ibadete açılması yönünde siyasilerce bugüne kadar çeşitli teşebbüsler oldu. 6 Mayıs 1965'te İzmir Senatörü Ömer Lütfü Bozcalı, Cumhuriyet Senatosu'nda yaptığı konuşmada, 29 Mayıs'ta kutlanacak İstanbul'un fethinin 511'inci yıldönümünü dile getirerek, halen müze olan Ayasofya'nın 29 Mayıs'ta yeniden ibadete açılmasını istedi. Dönemin Devlet Bakanı Refet Sezgin de aynı isteği dile getirdi. 1966'da dönemin AP Adana Milletvekili Hasan Aksay, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesine taraf olduğunu ifade etti. İbrahim Hakkı Konyalı, 12 Mart öncesi, Demirel Hükümeti'nin Devlet Bakanı Hüsamettin Atabeyli'nin partileri iktidara gelirse Ayasofya'yı açacaklarını söylediğini açıkladı. Diyarbakır Milletvekili Hasan Değer de Mayıs 1975'te, TBMM Başkanlığı'na Ayasofya'nın ibadete açılmasının düşünülüp düşünülmediğine dair yedi maddelik bir soru önergesi verdi. Bu dönemde mevcut kararnamenin iptali için bir teşebbüs olsa da koalisyonun bir kanadı, kararnameyi imzalamadı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|