|
|
|
|
|
|
Cinsel kimlik açıklanmalı mı?
Geçtiğimiz hafta özellikle köşe yazarlarının gündemini meşgul eden 'Köşe yazarları cinsel kimliğini açıklamalı mı?' tartışmasını yazar ve uzman psikologlara sorduk...
Köşe yazarının cinsiyeti
Açıklanmalı mı, açıklanmamalı mı? Bu soru gerekli mi, gereksiz mi? Acaba bir deli kuyuya taş attı da kırk akıllı çıkaramıyor mu? İşte tartışmanın köşe taşları....
Geçtiğimiz hafta gündemi hayli meşgul eden konu, 'Köşe yazarları cinsel tercihlerini açıklamalı mı, açıklamamalı mı?' tartışmasıydı. Hürriyet Gazetesi yazarı Ali Atıf Bir, birkaç hafta önceki yazısında eşcinselliğin genetik olduğuna inandığını belirtmiş ve 'Nasıl kadın psikolojisi, erkek psikolojisi varsa, bir de eşcinsel psikolojisi var. O halde kimse eşcinsel olduğunu saklamamalı. Belki bir yazarın, bir arkadaşın eşcinsel olduğu bilinse onunla ilgili bütün okumalar değişecek," demişti. Akşam Gazetesi yazarı Oray Eğin bunu 'faşistlik' olarak nitelendirdi. Ancak Ali Atıf Bir'e destek Hıncal Uluç'tan geldi. Uluç, "Eşcinsellik günümüzde üçüncü cins olarak kabul görmüştür. Normal bir genetik yapının bilinmesi kadar normal bir şey yoktur. Yazarın bireysel nitelik ve nicelikleri, okurun onun yazılarını değerlendirmesinde önemli rol oynar," deyince ortalık karıştı... Diğer köşe yazarları gibi, birçok kişinin de kafasını kurcalayan bu konu, bir süredir hararetli tartışmalara yol açıyor. Biz de okur ve yazar olarak ünlü isimlere düşüncelerini sorduk. İşin psikilojik ve genetik boyutunu ise uzmanlarına danıştık.
'Göze sorgu lambası tutulmaz' "Türkiye'de farklılıkları konuşabilmek zor çünkü biz bir uçtan bir uca savrulmayı seven bir toplumuz. Ya ifrat ya tefrit. Ya hiç konuşulamıyor cinsel kimlikler ya da teşhir ediliyor. Sadece cinsel kimlikler değil her türlü etnik, dinsel, kültürel farklılığın rahatlıkla konuşulabildiği, tabu olmadığı bir memlekette yaşamak isterim. Ama bunun yolu insanların gözüne sorgu lambası tutar gibi, onları kimliklerini açıklamaya mecbur bırakmaktan değil, her şeyin özgürce konuşulabileceği bir ortam yaratmaktan geçer."
'Kartvizitimize de mi yazacağız?' "Her şeyden önce ayıp. Cinsel tercihimiz kimseyi ilgilendirmez. Yazarlığımızla ilgili değil ki mesele... Bu bizim yatağımız, kime ne bundan? Bir başkası da gidip karısıyla sevişirken neler yapmaktan hoşlandığını mı anlatmalı? Açıkcası bir okur olarak kimsenin cinsel tercihini bilmek istemem. Yazarın cinsel kimliğini belirtmesini de yanlış buluyorum. O zaman kartvizitimize de 'Yazar Cem Mumcu, i...ne/heteroseksüel' mi, yazacağız? Beni bir yazarın neyi, ne kadar doğru yazdığı ilgilendirir. Bir söz vardır: Büyük kafalar fikirleri, ortalar olayları, küçük kafalar kişileri konuşur. Derinliklerden o kadar uzağız ki, bu yüzden kişileri konuşuyoruz."
'Latanları ne yapacağız?' "Olaya başka açıdan bakalım. Diyelim ki siyasal durumu analiz eden bir yazı okudunuz. Yazarın görüşlerini, tespitlerini beğendiniz. Derken bir arkadaşınız o analizi yapan kişinin eşcinsel olduğunu söyledi. Ne yaparsınız? Artık o görüş ve tespitleri beğenmemeye mi başlarsınız? Bu tartışmanın anlamlı olabilmesi için... Aynı şarap tadımında olduğu gibi... İmzasız 10 ekonomi yazısını psikologlara, psikiyatrlara gösterelim ve soralım: "Bu yazılardan bir tanesinin yazarı eşcinsel. Hangisi?" Bulamazlar. Çünkü cinsel kimlik ile ekonomi arasında bir ilişki yok! Bazı 'özel konular' haricinde, yazarın cinsel kimliğinin izlenimlerine, yorumlarına yansıdığını sanmıyorum. Ben şimdiye kadar böyle bir ilişki olduğuna dair bir araştırma görmedim. Varsa, biliyorsanız, beni de haberdar edin. 'Açıklanmalı' diyenlere ekstra bir soru: Ya 'latan' (latent) olanları ne yapacağız? Saçmalık!"
'Burada etiketleme ve homofobi var' "30 yıldır en azından resmi olarak, psikiyatri ve psikoloji kitapları eşcinselliği hastalık olarak ele almıyor. İnsanların psikolojik sorunları eşcinsel ya da heteroseksüel olmaktan kaynaklanmaz. Burada asıl önemli nokta eşcinsellerle uğraşılması. Benim için 'normal' diyenin de 'sapıklıktır' diyenin de eşcinsellikle derdi bitmiyor. Neden gazetelerdeki eşcinsel ve heteroseksüel oranını bileyim ki? Bu noktada etiketleme ve homofobi duruyor."
'Okuyucuyu ilgilendirmez' "Eşcinselliğin genetik boyutu olduğu gibi, öğrenilmiş boyutu da var. O yüzden genelleme yapılamaz. Bir kişinin cinsel kimliğini açıklaması histerik bir tezahürdür. İnsanların kişisel tercihleri okuyucuyu ilgilendirmez. Zaten Türkiye'deki en temel sorun önyargılardır. Bu tartışma bu yüzden çok tehlikeli ve sakıncalı. Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmemeli."
'İsteyen yazar tercihini söyler' "Böyle bir tartışmayı bile abes buluyorum. İsteyen cinsel kimliğini açıklar, isteyen açıklamaz! Hangi gerekçeyle olursa olsun, kimse bunu açıklamaya zorlanamaz. İngiliz Independent, ülkenin en etkili 101 eşcinsel kadın ve erkeğinin listesini yayınladı. Biz, eşcinsel köşe yazarları kimliklerini açıklasın tartışması yaparken, İngiltere olayı aşmış, listesini bile yayınlıyor,' diyebilir miyiz? Hayır! Bu isimlerin tamamı kendi özgür iradeleriyle cinsel kimliklerini açıklamış isimlerden oluşuyor. Yani ortada ne bir ifşa durumu var, ne de herhangi bir baskı." (5 Temmuz 2006, Kelebek)
|
|
|
|
|
|
|
|
|