|
|
|
|
'Ya sev ya terk et' diyenlere cevap
Bugün toplumun her kesiminden ayrımcılıkla ilgili şikâyeti olanlar, Kadıköy Meydanı'nda toplanıyor. "Birarada Yaşamı Savunalım" başlığı altında...
Bir arada yaşamı savunalım
İtiraz edenlerin adres gösterilerek 'git o zaman 'dendiği, siyasetin toplumu parçalamak için kullanıldığı, çatışmalı bir toplum olmaya yüz tuttuk. Kürt, Ermeni, Alevi, Süryani, Rum ve eşcinsel... Şikâyetçi olanlar bugün Kadıköy Meydanı'nda toplanacak.
Bugün günlerden Pazar... Egemenlerin bile mağdur olduklarını iddia ettikleri bir toplumun gündelik hayatında giderek kendini hissettiren ayrımcılığa karşı yeni bir hareket hız kazanabilir. Daha önce kurumsal bir sürekliliğe dönüşemeyen eylemleri ve iyi niyetli şenlikleriyle sempati kazanan Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin, gerilim ve çatışma kültürünün yoğunluk kazandığı şu günlerde toplumsal dönüşüme yol açması istenen mitinglerinden belki de en önemlisi bugün Kadıköy Meydanı'nda gerçekleşiyor. Tek bir partinin manifestosunun açıklanacağı bir gövde gösterisi olmaktan ziyade, 'buluşma' niteliğinde algılanması gereken Birarada Yaşamı Savunalım kampanyası, Alevi, Sünni, Kürt, Eşcinsel, Rum, Ermeni, Sivaslı, Egeli, toplumun her kesiminden insanı bir araya getirip, karşısında duranı anlama ve kendini anlatabilme imkânı tanıyacağı için heyecan verici. İnternet ortamında biraradayasam.net sayfasıyla ortak bir dile ulaşmaya çalışan bu insanlar,DİSK, SODEV gibi pek çok dernek ve sivil toplum örgütlerinden, Adalet Ağaoğlu, Nihal Bengisu Karaca, Ahmet Hakan, Gençay Gürsoy, Altan Öymen, Ergun Babahan, Nuray Mert, Hırant Dink gibi pek çok yazar, çizer ve gazeteciden de destek görüyor. Toplumda oluşan 'ırkçı' atmosferin yerini bir arada yaşama kültürünün almasını dileyenlerin bu hareketi kalıcı bir inisiyatif olarak yaşama özlemlerinin dile getirileceği toplantı saat 12.00'de başlıyor.
Sebahat Özkan (ÖDP Üyesi): Ben resmi kabule göre bu ülkenin makbul vatandaşı sayılırım. Sünniyim, Karadenizliyim, Türküm, onların gözünde makbulüm. Ama sosyalistim, komünistim, beni de Moskova'ya göndermek isteyebilirler. Rumlar Yunanistan'a, Ermeniler çöle, uzar gider bu liste. Sıkıntısı olup itiraz edenleri göndererek bir sorunun çözülemeyeceğini düşünüyorum. Toplumda daha fazla çatışma, gerilim ve sorun yaratır. Bir arada yaşamanın koşullarını iyice ortadan kaldırmış oluruz. Kendim ayrımcılık yaşamadım, ama hissetmemek, rahatsız olmamak mümkün değil. Giderek çatışma ortamı derinleştiriliyor. Trabzonluyum, gurur duyardım. Karadenizliler fıkralarla anılırken, şimde linç girişimleriyle anılmaktan utanç duyuyorum. Benim için korkunç bir şey. Alevi, Ermeni, Çerkez değil, insan olmanın yeterli olduğu bir ülke istiyorum. Kardeşçe bir arada yaşayabiliriz. Ciddi bir kamplaşmaya gidiyoruz. Bundan hepimiz zarar göreceğiz. Acının devam etmesini isteyenler kamplaşma yaratıyor. Söyler misiniz, çözüm bulmamak için manevra yapanlar mı seviyor bu vatanı?
Ali Kater (Emekli Sendikacı): Nasıl birileri 'Ya sev, ya terk et git,' diyorsa, buna bir alternatif bulunması lazımdı, ki ben onları haksız buluyordum. Bu kampanyayı çok haklı buluyorum. Bence bu kampanya ayrı bir devlet kurmak isteyenlerin işine gelmez. Bence 'Ya sev ya terk et'çiler de bu ülkeyi yeterince sevmeyenler. Benim ocağımda üç şehit var. Ocağında üç tane şehit olan insan vatan haini olmaz. Ama hâlâ altı Alevi öldüren cennete, yedi öldüren bilmem nereye gider diye söylenebiliyor.
Sadettin Şenses (Siirtliler Sos. Yard. Derneği Başkanı): Siirtliyim, doğduğum günden beri solcuyum. Türküz ve Türk bayrağının altında toplanmışız. Türk toprağı neredeyse, ondan bir parmak bana düşüyorsa o benimdir yani, bırakamam. Fakat aydın arkadaşlarım bile ana dilimden rahatsızlar. Oysa bu dil beni ipe de götürseler ana dilim. Dobra dobra bu böyle.
Elif Ateş (Ev hanımı): 29 yıldır Doğuluların, özellikle de Siirtlilerin içinde yaşıyorum. Benim yaşamın güzel ama o insanlar gerçekten horlanıyor. Bu vatan kurtulurken onların atalarının da kanı aktı. Siirtli kadıncağızlar ev ararken soruluyor. "Siirtli misin?" "Vermem." Beş çocuğu var, üç diyor, diğer ikisini saklıyor. Devlet kısıtlama getirmemiş, bir ev sahibinin bu kısıtlamayı getirmeye hakkı var mı? Ben ÖDP'ye üye değilim ama bir arada yaşamı savunmak için bu mitinge katılacağım. Bizi de dinsiz, imansızmışız gibi göstermeye çalışıyorlar. Böyle bir şey olamaz, Aleviler medeni bir halktır, din olarak, kültür olarak çok moderndir. Siirtli komşularımı bu kadar ezdikten sonra onlar bir arada yaşamak ister mi, ben onu merak ediyorum asıl. Pazarcı ne yapmış da hanım ondan almak istemiyor. Bütün pazarcılar Siirtli. Ne yapacakmış o hanım? Uzaya gidip de mi alışverişini edecek? Böyle horlamayla olur mu bu işler? Uzaylıdan mı alacak meyvesini, sebzesini? Ben komşularımı seviyorum, çok da memnunum. Mitinge de eşimle gideceğim.
Cankut Özkazanç (Öğrenci): Bu meseleye eğilip, mitinge katılma gereğini hissetmeme annem neden oldu. Kendini 'modern, çağdaş, Atatürkçü' diye tanımlayan ve bugüne kadar milliyetçi hiçbir partiye oy vermemiş annemin, toplumdaki ayrımcı havadan etkilenip "Artık pazarda Kürtçe konuşanlardan alışveriş yapmayacağını" söylediği noktaya gelmesi, bende bu isyanı yarattı. Bu yaşadığı evrimin kendisi de farkında değil. Annem "Gitsinler o zaman bu ülkeden," diyecek noktaya ne zaman geldi?
Çiçek Çatalkaya (Memur): Kürt kökenliyim, Aleviyim. Okmeydanı'nda yaşıyorum. Kürtler sürekli ezilmiş ama ben bunu, kendi özelimde yıkıcı yaşamadım. Birilerinin toplumdaki bu parçalanmadan nemalanmaya çalıştığını gözlemliyorum. Kürtler, Kuzey Irak'a, başı kapalı inançlılar, Suudi Arabistan'a gönderilmek isteniyor. Böyle bir ortamda nasıl bir arada yaşanabilir ki... Bu tutumdan faydalanmak isteyenlere karşı çıkmak isteyen herkesin bu mitinge katılmasını istiyorum.
Celal Karaduman (İşçi): Devlet tarafından horlananların, dönüp güçsüzü ezmek isteyen biri durumuna gelmesi... Sivaslının Siirtliyi küçümsemesi... Siirtlilerin sokağındaki tek Kastamonulunun üzerinde çoğunluğun yarattığı psikolojiyle baskı kurmaya kalkması... Benim bu kampanyaya katılma nedenim egemenler tarafından topluma empoze edilen bu tavrın önünün kesilmesi. Bu miting benim için önemli, ilişki kurmakta zorlandığım insanlarla aramda bir bağ kurmak istiyorum, en azından kendi mahallemde.
Hakan Tahmaz (ÖDP Genel Başkan Yrd.): Eskiden insanların farklılıkları zenginlik olarak algılanırdı. Sormak gerek, ne oldu da, özellikle son bir yıldır tahammülsüzlük özendirildi ve ötekileştirilme politikaları yaşamda karşılık buldu? Bu miting, asla ÖDP'nin manifestolarının açıklanacağı bir miting değil, siyasetin toplumu parçaladığı bir dönemde yaşanan ayrışma sürecine sorunu paylaşan, dayanışan bir arada yaşamı savundukları bir buluşma. ÖDP, her tür iradenin emrinde.
Ahmet Yıldırım (Emekli Öğretmen): Çankırılıyım. Sünni kökenliyim. Bu ülkede herkes giderek kamplaştırılmaya çalışılıyor. Biz bu yüzden bir arada yaşamayı savunmalıyız. Kendi gönlümden geçen Sünni kökenli biri olduğum için bir Alevi 'kardeş ailem' olsun istiyorum. Bir Kürt aileyle, bir Rum aileyle, bir Gürcü aileyle, bir Ermeni aileyle kardeş bağı neden kurulmasın? Ben Türküm Türkçülük yapmıyorum. Türkçülük yapan Ermeniler de var. Alevi sunni, sağcı solcu, Türk Kürt çatışmasını alabildiğine beslemeye çalışıyorlar, işin aslı çıkar çevrelerinin işi.
Şebnem İYİNAM
|
|
|
|
|
|
|
|
|