|
|
|
|
|
|
Ajda Pekkan değilse bile elmasları bu kitapta
Hop-Çiki-Yaya polisiye serisinin yeni kitabı 'Ajda'nın Elmasları' çıktı! Kitapta karakterlerin dilinden Ajda Pekkan hayranlığını dile getiren Mehmet Murat Somer, "Pekkan'ın yeni albümüyle üst üste geldi. Belki satışa etkisi olur" diyor gülerek....
Mehmet Murat Somer'le sohbetimiz hep pozitifti. Kendisi çok pozitif zaten... Dünyanın en sinirli insanı olsa bile karşısındaki, yavaş yavaş oturduğu koltuğa yerleşiyor ve tüm sorunlarından uzaklaşıyor... Bunda; bireysel farkındalık ve yönetim danışmanlığı yapmasının da rolü büyük elbette... Tabii ben onunla bana danışmanlık yapması için değil, yeni kitabından konuşmak için buluştum... 'Buse Cinayeti', 'Peygamber Cinayetleri', 'Jigolo Cinayeti', 'Peruklu Cinayetler' ve 'Huzurlu Cinayetler'in yazarı Somer'in HopÇiki- Yaya serisinin yeni kitabı 'Ajda'nın Elmasları', Merkez Kitaplar'dan çıktı. "Ben henüz 27 yaşında, genç, diri ve körpeyim" diyen 59 doğumlu Somer, okurlara güzel sürprizler hazırlamış kitabında. Örneğin Ajda Pekkan'ın elmasları bu kitapta... "Kitabın Ajda Pekkan'ın yeni albümüyle zamanlaması üst üste geldi. Kimileri bunun ticari bir numara olduğunu söylüyor; inşallah işe yarar (gülüyor)... Diğer taraftan baktığımız vakit, ben bir Ajda Pekkan hayranıyım. Naim Dilmener kadar değil ama ondan birkaç derece düşük olmak üzere Pekkan hayranıyımdır... Ajda Pekkan değilse bile elmasları kitapta..."
TRAVESTİLER NEDEN OLMASIN * Bu kitap Hop-Çiki-Yaya serisinden mi? Şu andaki serinin paraleli diyelim. İlk beş kitaptaki kahramanların hemen hepsi burada var. Daha önceki seri yani Hop-Çiki -Yaya polisiyeleri dedektifimiz Burçak'ın ağzından anlatılıyordu, burada bir tek o yok... Şimdiki 'Başka Türlü Hop-Çiki-Yaya Entrikası' alt başlığında zaten. Burçak yok ama 'Kibar Gönül', 'Tatlı Ponpon' ve düşük belli jeanler giyen Hasan var. Onlar olayı çözümlemeye çalışıyor.
* Ve yine travestilerimiz var... Elbette.
* Travesti neden konu oldu kitaplarınıza? 'Neden olmasın da' var tabii. Travestiler pek çok kitapta var. Ben travestilere burada pozitif bir yaklaşımla sundum. Travestinin birkaç kolaylığı var. Kahramanımı travesti yaptığımda istediğim vakit onu erkek kılığından istediğim yere sokup, istediğim vakit de alımlı bir kadına dönüştürüp istediğim yere öyle götürebiliyordum, yani bana bir yazar olarak kolaylık sağlıyordu. İstediği yerde istediği hale geliyor. İkincisi, farklı birkaç kimliği yükleyebiliyordum o zaman. Erkek kimliği, travesti kimliği belki şarkıcı kimliği, şovcu kimliği keza biraz da oynama yeteneği geliyordu. En önemli tarafı da bizdeki pek çok alt kültüre bakışı çok iki yüzlü buluyorum; biraz ona dikkat çekmek istedim. Travestiler genelde, toplumun sillesini yemiş, zavallı, suça fevkalade teşne, fuhuşa mahkum, her nevi tatsızlığı, kötülüğü yapabilir, görünce insanların kaldırım değiştirmesi gereken insanlar gibi sunuluyor. Oysa değil, bu da bir tercih. Ben de buna karşılık gayet rafine bir travesti kahramanı yaratmayı tercih ettim. Bu da bir anti-tip olarak, birazcık negatifi pozitif yapmaktı.
* Her kesimden onay alan bir travesti mi yarattınız? Evet. Her kesimin sempatik bulacağı ya da hoşuna gidecek, belki içten içe özenenlerin bile çıkacağı şeker bir travesti hatta birkaç tane var.
* Peki travestilerden size herhangi bir tepki, teşekkür geldi mi? Gelmedi. Çok okuduklarını da sanmıyorum.
* Neden okumuyorlar sizce? Bilmiyorum. Uzun sürecek araştırmalar yapanlara sorun. Bizde zaten kitap az okunuyor. Hanım okuyucuların daha çok okuduğuna inanıyorum.
BELGİN ÇOBAN GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|