|
|
|
|
|
|
Çocukluk hayaline 50 yaşında kavuştu
Yaklaşık 30 yıldır turizm ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren Cengiz Fırat; içinde yanan müzik ateşine teslim olup, ilk albümü 'Canım Seni Seviyorum'u çıkarttı. Fırat, "İşinizi iyi yaparsanız oteliniz de dolar, kasetiniz de raflarda kalmaz" diyor.
Cengiz Fırat, içinde bir türlü sönmeyen müzik ateşini 50 yaşından sonra çıkardığı albümle gidermeye çalışan bir turizmci... Türkiye'nin oksijen deposu Altınoluk'taki Elbis Otel'in sahibi olan Fırat, müzik hayalini yıllarca erteleyip otomotiv ve turizm işinde yükselmiş. Ama şarkı söylemeyi hiç bırakmamış. Artık kabına sığmayınca yeniden Unkapanı piyasasına yönelip; Seyhan Müzik'ten ilk albümü 'Canım Seni Seviyorum'u çıkartmış. Fırat ile 50 yaşındaki bir adamın müzikal hayalini gerçekleştirme yolculuğunu, içinde bulunduğu turizm sektörünü konuştuk.
'TİCARETE ATILDIM'
* 30 yıllık bir işadamı olarak albüm çıkarma fikri nasıl oluştu? Benim çocukluk hayalimdi. 70'li yıllarda musiki cemiyetlerine gittim; Melahat Pars'tan eğitim aldım. Ahmet Özhan, Bülent Ersoy gibi isimler de benden önce orada eğitim almıştı. Askerliğimi müzisyen olarak yaptım. Zeki Müren'in son kez sahneye çıktığı yıl, onun için kurulan koroda 'Boğaziçi Musiki Korosu' olarak 20 kişi gidip vokal yaptık. Ticari kaygılar nedeniyle müziğe o zamanlar devam edemedim ve ticarete atıldım.
* İyi para kazanamayacağınız için mi müzikten kopmuştunuz o dönemde? Para kazanamayacağımı düşündüm. Ama müzikten kopmadım. Çok sayıda şarkı sözü yazdım, beste yaptım. Altınoluk'taki otelimde söyledim şarkılarımı. Bestelerimi de isteyenler oldu ama vermedim.
'BENİ CAYDIRDILAR'
* Daha sonra müzik dünyasına girmeyi düşünmediniz mi? Dönem dönem oldu ancak 'yapma' dediler. 'İşadamısın, işlerin de bozulur, yok olursun' dediler. Beni caydırdılar. Yoksa ben bir ara kendi albümümü çıkarmak için şirket bile kuracaktım. İyi ki kurmamışım. Şimdi şirketimden gayet memnunum.
* Bu yaşta müziğe giriyorsunuz. 'İnsanlar bana ne der?' diye çekinceleriniz olmadı mı? Çok oldu. Ben aslında bunu 99 yılında bir kere denedim. Yapımcı kötü çıktı. Albüm kötü altyapılarla hazırlandı. O zaman küsüp, defteri kapatmıştım. Yani ben de bir Unkapanı kazığı yedim. Sonra o şarkılarımı otelde söyledim. Bir çok şarkı birikti. Bekleyen şarkılar bende rahatsızlık yarattı. Paylaşmam gerektiğini hissettim. Bu sizde kompleks yaratıyor. Bir de içinizde varsa bir yerlerden çıkıyor. Ben şimdi içimdeki müziği dışarı attım, paylaşıyorum. Bir kişi de bunu paylaşsa ben müzikten kopamam. Çok mutluyum. İkinci baharımı yaşıyorum.
* Müzik şirketini nasıl buldunuz? Bir arkadaşım Seyhan Müzik'in sahibi Bülent Seyhan'dan bahsetti ben de ona gittim. O zaman daha kiloluydum. Bana baktı; 'Senden iyi pelivan olur' dedi. Sonra bir yemeğe çıktık. Albümü dinlettim. 'Bu şarkılar, bu ses ziyan olmamalı. Ben albümünü çıkarıyorum' dedi. Hemen çıkarttık. Biraz acele bile oldu. Bu kadar beğenileceğini tahmin etmemiştim. Bütün televizyonlardan beni davet ediyorlar.
* Çevrenizin endişeleri albüm çıkınca yok oldu mu? Baştan biraz karıştırdılar. Eşimin kulağına kar suyu kaçıranlar oldu. Bu yaştan sonra ne işi varmış. Bu piyasa kurt kapanı, şöyle yapar böyle yapar, değişir gibi şeyler dediler. Ama şimdi öyle olmadığı görüldü. Karımı bana biraz kışkırttılar. Hediyeyle, izah etmeyle problemi büyümeden hallettik. Şimdi gayet iyi gidiyor. Eşim benim hem sağ hem sol kolumdur. Ben dışarıya çıkınca oteli o yönetir.
'YATIRIMLIK YER YOK'
* Otelcilik işi nasıl gidiyor? Turizm krizinden söz edilirken siz müzikle uğraşmaya başladınız! Her sene gelen bir kadın müşterimden bugün bir telefon aldım. Otelin fiyatlarını sordu. Faiz geliriyle geçindiğini, gelirlerinin çok düştüğünü ancak yine de otele tatile geleceğini söyledi. 'Gerekirse iki etek yerine bir etek alırım tatilimi orada yine yaparım' dedi. Benim müşterilerim genelde böyle. İnsanların buradan aldığı 15 günlük motivasyon bir kış idare ediyor. Bu kadar gönül vermiş insanlar varken, benim ne otelim boşta kalır ne de kasetim raflarda...
* Altınoluk neden Bodrum ve Çeşme gibi popüler olamadı? Orada ilk büyük oteli 10 sene önce ben yaptım. Arkası gelmedi. Gelmez de. Çünkü ulaşım sorunu var. Sadece yazın haftada 1-2 sefer uçak var. Yatırımlık çok yer yok. Orada 230 metre denize cephesi olan bir tek ben varım. Yazlık olayı zarar verdi Altınoluk'a ama insanlar da haklı... Dünyanın en oksijeni bol yeri. Astımlılar, kalp hastaları orada oturmak istiyor. Altınoluk'un iklimine alışan başka yere gitmez. Ben de tatil için gitmiştim sonra çok beğenip kaldım.
BÜLENT İPEK MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|