|
|
|
|
|
Yurtdışı tanıtımlar iyi ellere verilmiyor
|
|
- Resmi makamlar mutfağımızı ne kadar tanıtıyor? - Birtakım kimselerin hoşuna gitmeyecek ama söylemek istiyorum. Maalesef yurtdışı tanıtımlar Türkiye'nin her sektöründe olduğu gibi iyi kişilere verilmiyor. İtalya'da Turizm Bakanlığı'yla işbirliğiyle bir festival oldu; konusu sokak yemekleriydi. Yetkili kişilerle gittim. Kahve yapmayı ben anlatacaktım. 30 bin kişi ziyaret edecekti. 250 gram kahve getirildi ve biraz sonra bitti. Sağa sola koşuşturuldu, neskafe geldi ve Türk kahvesi yerine utanarak neskafe verdim, ama organizasyonu yapanlar hiç utanmadı.
- Bir de kahvaltıyla ilgili bir anınızı dinlemiştim sizden.. - Evet, Fransa'da yemek yazarlarına bir kahvaltı veriliyor; konusu Türk kahvaltısı. Bir açık büfe kurulmuş. Aşağıdaki pastaneden alınmış kruvasan vardı; bir tabak da baklava konmuştu, oralardan bir yerden bulmuşlar. Anlatmak istediğim şey şu; siz işi ne kadar ciddiye alır, titizlenirseniz, o iş o denli iyi olur. Söyleseler, buradan üç kavanoz reçel, peynir götürürdüm. Ama her şey son dakikada, araştırılmadan, incelenmeden yapılıyor.
- Siz Annecy'de bir festival düzenliyorsunuz, değil mi? - Evet, festivalin ismi Afiyet Olsun. Gittiğim yer gölün kenarında eski bir şato.. Türklerden önce Fas bir festival düzenlemiş. Çok başarılı oldu. İkinci sene tebrik aldım.
- Yani gönüllü bir turizm bürosu gibi çalışıyorsunuz. - Bu tümüyle özveri; buradan bir TIR dolusu eşya gitti. Çorba kaselerinden kazanlara, kahveci güzeli tabir edilen içinde kahve pişirilen, servis arabalarına kadar malzemeyle bir TIR doldurdum. İhracat konusunda tecrübem sayesinde tüm işlemleri tek başıma yaptım. Çalışanlara 50 tane kıyafet dikildi. Büyük bir organizasyondu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|