|
|
|
|
|
|
Bizim Dolly'ler geliyor
Artık bizim de klon kuzularımız olacak. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı'nda yürütülen klonlama çalışmaları son aşamaya geldi.
İlk kopya koyun Dolly 1997 yılında İskoçya'da doğdu. Tüm dünya, bu olayla birlikte klonlama diye bir şeyin varlığından haberdar oldu. Takip eden yıllarda farklı ülkelerde sığır, keçi, domuz, fare, kedi, katır ve köpek klonlandı. Bu arada insan klonladıklarını söyleyen gizemli tarikatler de ortaya çıktı, ticari kâr elde etmek için kolları sıvayan uyanık girişimciler de... Örneğin Genetic Savings and Clone adlı bir şirket dünyanın her yerinden gelen evcil hayvanların klonlanması taleplerini karşılamakla meşgul. Peki dünyada tüm bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'deki durum ne? İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı'ndaki klonlama çalışmaları sessiz sedasız bir şekilde yürütülüyor. İlk adımları beş yıl önce atılan ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle yavaş ilerleyen projede son aşamaya gelinmiş durumda. Yani her an ilk klon kuzularımız dünyaya gelebilir. Proje başkanı Prof. Dr. Sema Birler, klonlama çalışmalarının son hızla devam ettiğini söylüyor ve yakında sonuç alacaklarına inanıyor: "Türkiye'de bu işler zor. İlk olarak projeyi hazırladığımız 2000 yılında ekonomik kriz çıktı ve üniversite gerekli cihazları alamadı. Biz işin ucunu bırakmadık. 2002 yılında DPT'ye (Devlet Planlama Teşkilatı) bir proje sundum. Kabul edildi. Ancak cihazların alımı da üç yıl sürdü. Cihazları aldık ama bir sürü kimyasal malzemeye de ihtiyacımız oldu. Bunların bir kısmını kendi cebimizden karşıladık. Ayrıca tekrar bir proje yapıp TÜBİTAK'a sundum. Bir kısım masrafları da onlar karşılayacak. Yani son bir yıldır labortuvar hazır ve çalışmalarımız hızla sürüyor." Prof. Dr. Sema Birler yaptıkları çalışmanın kendisini çok heyecanlandırdığını, hatta pazar günlerini bile laboratuvarda geçirdiğini söylüyor. Dünyadaki klonlama çalışmalarıyla kıyaslandığında çok da geri kalmadığımız görüşünde Prof. Birler: "Aslında zamanında yeterli desteği alabilseydik, ilk klon yavrumuz şimdiye kadar çoktan doğmuş olurdu. Ama hızla bu açığı kapatacağımıza inanıyorum." Klonlamanın ön hazırlığının çok fazla olduğunu belirten Birler, yaptıkları çalışmayı şöyle anlatıyor: "Biz mezbahada kesilmiş bir hayvanın hücrelerinden bir tanesini her bir yumurta hücresine bir tane olmak üzere yerleştiriyoruz. Daha sonra bu iki hücrenin birbirine kaynaşması için elektiriksel bir ortamda tutuyoruz. Kromozomu olan hücreyle stoplazma bir araya gelmiş oluyor. Aktivasyondan sonra bekliyoruz. Daha sonra bölünmeleri izliyoruz. Yedinci günde transfer edilecek döneme ulaşması lazım embriyoların. Buna ulaştıktan sonra yapacağımız iş, embriyoları koyunlara transfer etmek."
NESLİHAN TUNÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|