|
|
|
|
Küçük, şirin kasaba
Bizans'tan Osmanlı'ya birçok medeniyetin yerleşim merkezi olan, 600 yıllık çarşısı ve 3 bini aşkın tarihi konağıyla Beypazarı, Anadolu'nun en güzel kasabalarından biri.
Bir kasaba yeniden doğdu
Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'nın gözde yerleşim yeri Beypazarı, restore edilip tarihi görünümüne kavuşturulan evleriyle bugün de Anadolu'nun en şirin kasabalarından biri.
Ankara'nın kuzeydoğusunda bulunan Beypazarı, küllerinden yeniden doğuyor... Luwi, Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde gözde bir yerleşim yeri; İpek Yolu üzerinde bir kent ve doğal güzellikleriyle sayfiye yeri olma özelliğini taşıyan Beypazarı çağları aşan bir kültürün merkezi. Tarihte ilk defa Beypazarı'nda yaşadıkları bilinen Luwi'ler 'Lagania', yani 'Kaya Doruğu Ülkesi' ismini vermişler bu bölgeye. Bu kelime Beypazarı'nın konumunu da ifade ediyor. Günümüzde olduğu gibi o dönemde de çevre kentlerin ilgi odağı olan Beypazarı'nda panayır kurulur, halk alışveriş amaçlı bu pazarlara gelip gidermiş. Osmanlı'ya kadar devam eden bu panayırın Beypazarı isminin de kaynağı olduğu belirtiliyor.
EN ESKİ EV 700 YILLIK Verimli tarım alanları, doğal su kaynaklarının zenginliği, sarp yamaçlı tepelerle çevrelenmiş korunaklı bir konumda olması, Beypazarı'na tarih boyunca önem verilmesini sağladı. İpek Yolu'nun da buradan geçmesi, eşsiz güzellikteki bu kenti daha önemli hale getirdi. Bu tarihi ve coğrafi değerine karşın, Beypazarı 20'inci yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekonomik nedenlerle neredeyse unutulmaya yüz tutmuştu. Sürekli ülke içi göç veren Beypazarı, son yıllarda yeniden doğdu. Son dönemde bu bölgede açılan işletmeler, işsizliğin azalmasını sağlarken, bölgenin de yeniden gündeme gelmesine katkıda bulundu. Beypazarı yöneticileri de bu fırsatı iyi değerlendirerek, düzenledikleri festival ve tanıtım organizasyonlarıyla ilçeyi yeniden eski şaşalı günlerine taşıma yolunda, önemli adımlar attılar. Evliya Çelebi'nin Seyahatname isimli ünlü eserinde anlattığı, 'Cumbalı, üstünde guşgana adı verilen bir çatıdan oluşan iki üç katlı, beyaz badanalı' Beypazarı evlerinin bir bölümü Ciner Grubu tarafından restore ettirilerek, yok olup gitmekten kurtarıldı. Restore edilen evlere ek olarak diğer evlerin de restorasyonu sürdürülüyor. İskeleti ahşap olan bu evlerin tatlı kireç denilen malzemeyle sıvanmış dış görünüşü, başta fotoğraf sanatçıları olmak üzere turistlerin de gözdesi. Odalardaki kirli havayı ve nemi alan yöreye özgü malzemeyle yapılan Beypazarı evlerinin tavan arası ve zemini taştan, diğer bütün bölümleri ahşaptan. Girişlerinde büyük demirkapılı mahzenleri olan evlerin en eskisi 13'üncü yüzyıla ait.
AÇIK HAVA MÜZESİ OLACAK Osmanlı mimarisi tarzında inşaa edilmiş tarihi evlerin ortasında bulunan Beypazarı Çarşısı ise 600 yıllık. Bu bölgede faaliyet gösteren zanaatkarları ve saray mutfağı tarzındaki yemekleriyle de Türk kültürünün tüm inceliklerini halen yaşatılıyor. Bu pazarda 600 yıldır aynı şekilde üretilen tarhana, havuç lokumu ya da cevizli sucuk bulmak mümkün. Beş yıl önce Beypazarı'nı dünyada eşi benzeri görülmemiş bir açık hava müzesi haline getirmek için harekete geçen belediye, hatırı sayılır bir yol kat etti. BEYAP Projesi kapsamında, Beypazarı'nda bulunan 3 bin 500 konaktan 550'sinin restorasyonu tamamlandı ve kullanıma açıldı. Halen devam eden projenin tamamlanması için çeşitli kurum ve kuruluşlar da destek veriyor. Sponsorların desteğinin çok önemli olduğunu belirten Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "Şu an Beypazarı'nda aslına uygun olarak restore edilip tamamlanmış toplam 30 sokak var. Hedefimiz bu çalışmanın kalan 3 bin konak için de uygulanması. Geleneksel yapıyı bozmadan korumaya çalışıyoruz. Hâlâ ekmekler bu konakların altında bulunan fırınlarda pişiriliyor," diyor.
HEDEF, YILDA 1 MİLYON TURİST Tarihle, doğal güzelliğin iç içe olduğu, yaşayan müze olma çabasındaki Beypazarı'ndan yükselen ses yankı buluyor. Tamamı tescilli, yöreye özgü 80 katlı baklava, etli güveç, Beypazarı Kurusu, mumbar, tatlı sucuk, havuç lokumu gibi lezzetleri, ilçe dışına da satılan Beypazarı'na artık yabancı turistler de geliyor. Her yıl Japon Kültür Merkezi ile ortak olarak ilçe festivali kapsamında gösteriler gerçekleştiriliyor, Japon turistler bölgeye akın ediyor. Çevre illerden gelen yerli turistlerin yanı sıra, önümüzdeki beş yıl için kendilerine bir hedef koyduklarını kaydeden Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "Bizim amacımız beş yıl içinde 1 milyon turiste ulaşmak. Şimdiden bunun gerçek olabileceği sinyallerini alıyoruz. Dünyaya açılırken kendi kültürümüzü de olduğu gibi korumak istedik. İşyerlerimizin isminin Türkçe olması bunun en güzel örneği. Buradaki doğal ve kültürel ortamı bozmadan, dünya turistini buraya çekeceğiz," diyor.
Uğur BECERİKLİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|