Dergi insanları
Fazla kafa ütülemeye niyetim yok. Ama söylemeden de geçemem, size ayıp olur. Rolling Stone'un Türkiye'deki ilk sayısı dün piyasaya çıktı. Acayip fedakâr ve çalışkan bir ekiple birlikte çok kısa bir sürede yayına hazırladık. Ben kendimi bildim bileli dergilerde çalışıyorum ve dergi demek ekip demektir, bunu öğrenmiş bulunuyorum. Şimdi izin verirseniz bu hafta burada, Rolling Stone özel yazısı hazırlamış olayım ve son dönemi birlikte geçirdiğim ve dergiyi hazırladığım insanları tanıtayım. Böylelikle hem onlara teşekkür edeyim, hem de size dergiler nasıl çıkar, bu dergiciler nasıl insanlardır, kaça ayrılırlar tadında bir yarı belgesel sunmuş olayım. Buyurun Tüm hakları saklıdır, çalıp çırpmak yasaktır.
Dergi insanı 1 Adı Alper Bahçekapılı'dır. Kendisini ilk gördüğümde Ritchie Blackmore'un 1970'lerdeki haline benzettiğim için Ritchie ismini taktım. Bu arkadaşımız genel olarak kimsenin bilmediği grupları ve şarkıları dinlemeyi sever. Onlardan, herkes biliyormuş gibi söz etmeye bayılır. Bunu muhtemelen geçmişindeki fanzin dergiciliğine (Lull) borçludur. Radyoda, CD'de herhangi bir yerde bilmediğiniz bir şarkı/grup çalıyorsa Ritchie'ye dinletin. Mutlu olur. Size albümün adını, tarihini söyler. Kimin kimle düet yaptığını, kimin neyi remikslediğini anlatır. Saçları dağınık, tişörtü boldur. Çantayla dolaşır. Her zaman anlatacağı bir MP3 ya da PlayStation hikayesi bulunur. Kadıköy ve Beyoğlu'nun sakin sokaklarını ve kısa albüm tanıtımlarını sever. Geceleri uyuyarak geçirir, gündüzleri sosyalleşir. Zaman zaman DJ'lik yapar. Bu türün dişileri de müziğe meraklıdır, fakat dergicilik yapanına nadiren rastlanır.
Dergi insanı 2 Kısaca Yeşim Tabak diye adlandırıyoruz. En delikanlı üsluba sahip sinema yazarıdır. Ben Yeşim'in yazılarını okurken genellikle göz göze gelmemeye çalışıyorum. Çünkü kafama tepik yemekten korkuyorum. Ya da dergiye basılmasını bekleyip evde okuyorum. Sanırım Türk sineması daha iyiye, daha güzele gidecekse, bu biraz da Yeşim'den fırça yememek için olacak. Yeşim'in sinema dışında engin bir müzik birikimi de vardır. Underground müzikleri sever. Adını bilmediğiniz Alman elektro punk gruplarını dinler ve müzikle birlikte hareket eder. Aynı ilgiyi Ajda Pekkan'a da gösteren karmaşık bir algı ve beğeni sistemi vardır. En son, kendini kırmızı romantik bir telefon sanan adamı anlatan (düzeltiyorum, Almanca anlatan), bir güzide şarkıyı dergide gerçek bir heyecan fırtınası ve tartışma ortamı yaratmak için kafamıza kakmış, heyecanla karşılanmıştır. Bu tür genellikle geceleri avlanır. Gündüzleri sessiz bir yerde uyumayı sever.
Dergi insanı 3 Çetin Akdeniz de denen bu türe biz yazıları yazıp, resimleri veririz. O dergiyi yapar. Clubber olarak tanınır. Eserleri arasında karışık MP3 CD'ler, muhtelif ebatlarda üretip duvarlara astığı 'dıptıs kaset gelmiştir' afişleri, yaptığı sayfaların aralarına sıkıştırdığı gizli mesajlar (Britney Spears'ın kemerine 'O Şimdi Asker' yazdığı görülmüştür) muhtelif DJ performansları vardır. Çetin, askerden döner dönmez bilgisayarın başına oturdu. Sayemizde şafağı iki ay daha uzattı. Zaman zaman kaçmak istediyse de bağladığımız için hareket edemedi. İplerinden kurtulur kurtulmaz 'dıptıs' şarkılar (derginin rock cephesinin elektronik müziğe verdiği isim) çalmaya gitti. Çetin tarzı dergi insanları genellikle dergi bitince sıcak yerlere çiftleşmeye gider, sayfa mevsimi gelince geri dönerler.
Dergi insanı 4 Literatürde Melis Danişmend olarak geçer. Titizliğiyle tanınır. Grubu vardır, şarkı söyler. Müzisyenlerle röportajlar yapar, onlar hakkında yazılar yazar. Ama daha çok Bostancı-Taksim dolmuşu hikâyeleriyle tanınır ve kabul görür. İstanbul'un en enteresan insanları Melis'i bulur ve açılır. Her gün yeni bir anekdot, yeni bir tat demektir. Dergide güne bu hikâyelerle başlanır, her sabah 'kültürlerin çeşitliliği' kutlanır. Melis derginin ilk sayısında bize 'ara sıra' uğrayıp yardım edecekti. Kapıyı üzerine kilitledik, bir daha çıkamadı. Bu türün özellikle sabaha karşı yaratıcı olduğu ve sık sık acıktığı gözlemlenir. Yorgun dişilerin bir oturuşta dört kaşarlı dürüm yediği anlatılsa da sık rastlanan bir durum değildir.
Dergi insanı 5 Gerçek adı Ayhan Abayhan ama kod adı Melissa olarak da bilinir. Bunu söylüyorum çünkü herkes onu erkek sanıyor. Değil. O bir, minik adımlarla dergiyi baştan sona turlayan geyşa. O bir, hangi müzisyenin şu an nerede ne yaptığını bilen detay insanı. Biz internete girmek yerine ona soruyoruz. Mesela "Madonna," diyoruz, "O şu an Cayman Adaları'nda tatilde," diyor. "Duman," diyoruz, "Onlar tatile çıktı," diyor. Her eve, her dergiye lazım bir bilgi kutusu kendisi. Bunu nasıl yaptığı üzerine İngiliz bilim adamları bir dizi araştırma yaptılarsa da sonuca varamadılar. Bu tür, genellikle Asya yakasının denize paralel sokaklarında gezmeyi ve soğuk içecekleri sever. Daha ziyade alternatif bir tavır sergilese de zaman zaman alışverişe, Avrupa'ya geçtiği gözlemlenmiştir. Hepsi bu kadar mı diyeceksiniz Değil tabii. Bir de çeviri insanları, fotoğraf insanları var. Yerimiz dar. Hepsine çok teşekkür ediyor, daha fazla kafa ütülemeden huzurlarınızdan ayrılıyorum.
|