|
|
İçtiysen içtin, kime ne?
"Sex Pistols'a göre Rock & Roll ve Hall of Fame, sidik kabından başka bir şey değil. Müzeniz, şarap içindeki çiş gibi. Biz gelmiyoruz. Bizi maymununuz falan mı sandınız siz yoksa? 25 bin dolara bir masa, 15 bin dolara sergide gezinme hakkı elde edilen, eski zaferleri birilerine pazarlamakla ün yapmış kar gütmeyen bir kuruluş ha... Tebrikler! Oy verip de bizi seçtiyseniz mutlaka kendinize göre bir nedeniniz vardır. Tek tek isimlerinizi bilemem. Ama hepiniz müzik endüstrisinin insanlarısınız. Biz gelmiyoruz. Zaten bunu pek taktığınızı da sanmıyorum. Gerçek Sex Pistols bu boklu sistemin dışında kalandır." Tarih 13 Mart 2006. New York'ta meşhur Rock'n Roll Hall of Fame'in kapısında davetliler ve ünlüler sırayla geçiş yaparken gecenin en özel konukları bekleniyor ama ne gelen var ne giden. Basın ordusu, magazinciler, halkla ilişkiler firmaları temsilcileri, menajerler, patronlar, prodüktörler herkes burada ama Sex Pistols ortalarda yok. O sırada solist John Lydon (ya da diğer ismiyle Johnny Rotten) girişte okuduğunuz satırları yazmakla meşgul. ABD müzik basını bu mektubu yayınladı ve tabii ki yer yerinden oynam a d ı . L y d o n ' ı n söylediği gibi kimse takmadı. Ama bundan 30 yıl önce topu topu 26 ay aktif kalıp, bir albüm kaydedebilmiş, 15 20 konser vermiş, enstrümanlarını doğru dürüst çalamayan bir grubun neden bugün hala lafı değer taşıyor, neden hala bir arada olmadıkları ve hiçbir şey yapmadıkları halde etkisi devam ediyor, neden milyonlarca insan albümlerini dinliyor, gayet güzel anlıyoruz herhalde. Eğer Sex Pistols, olduğu gibi değil olması gerektiği gibi davransaydı bugün belki gitaristleri Sid Vicious ölmemiş olacaktı. Grup konserler veriyor, çeşitli etkinliklerde takılıyor, Live Aid'e katılıyor ya da ne bileyim hayatın tadını çıkarıyor olacaktı. Belki gitar çalmayı bile öğrenirlerdi. Ama o zaman 'punk' denen akım olmayacaktı. Popüler müziğin gidişatı geri dönülmez şekilde değişmeyecek, Nirvana'dan Green Day'e uzanan geniş çizgide gruplar çıkmamış olacaktı. Bu yıl 'punk'ın 30. yılı. Başlangıç olarak Sex Pistols referans alınıyor. Geriye dönüp baktığınızda The Clash ile Sex Pistols dışında büyük etki yaratan grup da yok zaten. Dünya basını bu konuda yazıp çiziyor hatta geçenlerde Film Festivali'nde bu konuda bir belgesel de izledik 'Punk Attitude' isminde. Sadede geleyim. Sex Pistols hayatımın grubu değil, John Lydon'ı da çok sevdiğimi söyleyemem, ama tavrındaki gerçekliğe de kayıtsız kalamıyorum. Bugün Türkiye'de ve dünyada pek çok müzisyen, sanatçı ve grup var. Hangisi böyle bir teklifi bu şekilde reddetmeyi göze alabilir bilemiyorum. İlla etmeli demiyorum, ama müzisyen dediğiniz her konuda kendini en gerçek haliyle ifade edebilmeli. Teoman içiyorsa, yerlerde sürünüyorsa "İçiyorum sana ne..." diyebilmeli, ertesi gün özür dilememeli sanki ilk kez yapıyormuş, yanlışlıkla bardan şişe havaya uçup ağzına dökülmüş gibi. Mazhar Alanson seyirciye "kaşar" diyorsa, desin kardeşim. Bu adam böyle bir adam. Böyle konuşuyor. Seyirci kutsal bir varlık mı, ters bir şey söylediğinde yanıtını da alır elbet, ne var bunda? Herkesin bir tarzı var. Beğen beğenme, bir daha çıkarmazsın olur biter. Neden özür diletiyorsun? Neden özür diliyorsun? Sahtelikten, rol yapmaktan kurtulsak belki herkes kendi işiyle uğraşmaya başlayacak. Seyirci şok olur diye korkuyorsanız korkmayın, seyirci o konularda fersah fersah ötede... Ama o da rol yapıyor canlı yayına bağlandığında.
|