|
|
Müslüm Baba AB yolunda
Müslüm Gürses'in 'bir Murathan Mungan projesi' olan albümünü herkes gibi ben de aldım, dinledim. Gerçi hemen herkes yazdı, ama ben de izninizle birkaç görüş eklemek istiyorum. Müslüm Gürses'i bugüne dek hiç dinlemedim. Oldukça geniş olan müzik yelpazeme giremedi. Çünkü genelde arabesk gırtlağa tahammülüm yok. Ama Murathan dostum gibi temelde 'rocker' (rock müziği meraklısı) olanların onu sevmesini anlıyorum. Ben ne de olsa Amerikan pop'undan ve cazdan gelen bir kuşağım. Rock'ı da çok sevmeme rağmen... Ama has rock'çılar ona çok daha yakın, çünkü sonuç olarak rock da gırtlaktan söylenen bir müzik. Örneğin; bu bakışla Elvis Presley'in de arabesk bir gırtlak olduğu söylenebilir. Ve aynı biçimde arabeskçilerle rock'çıların bir yerde buluşmanın hiç de sanıldığı kadar zor olmadığı ileri sürülebilir.
ŞOK ETKİSİ Ama bu albümü sevdim. Elbette alışmak kolay değil: İlk dinleyişlerde bir Bob Dylan, David Bowie veya Serge Reggiani bestesinin çeşitli yorumlarından çok farklı olarak, bir Türk arabeskçisi tarafından yorumlanması, şok etkisi yapıyor. Ama dinledikçe alışıyor, giderek seviyorsunuz. Müslüm Baba sanki şarkının içindeki özü alıyor, en duygusal yanlarını ortaya koyuyor, temel müzikalitesini koruyor. Ve buna kendinden bir şeyler katıyor. 20 yıldan çok oluyor, 'fusion' denen değişik türlerin sentezi görüşüyle tanışan bizler, eğer müzik alanında bağnaz değilsek, eğer kulaklarımız yeni deneylere açıksa, albümden bayağı zevk almaya başlıyoruz. Daha da ötesi var, biraz sosyolojik... Mungan/ Gürses ikilisinin bu önemli çabası, bence çağdaş Türkiye'yi de simgeliyor. Yerinde duramayan, kabına sığamayan, Doğu ve Batı arasında çaresiz olma aşamasını çoktan aşıp Doğu ile Batı'nın bir sentezi olmaya giden bir Türkiye... Batı'nın değerlerini de tanıyan, tanımanın ötesinde alıp kendisine uyarlayan ve beklenmedik bileşimlere açık bir Türkiye. Yani, tam günümüzün ve tarihin şu dönüm noktasının müzikal ürünü. Bilmem, bana öyle geldi.
|