|
|
Bir taraftan öksürüyor bir taraftan da bulut kovalıyor
ERGUVANLAR her yeri sardı. Hava güzelleşmeye başladı. Bahçeye bir elma, bir erik, bir de armut ağacı aldım. Ayrıca kamelyam da var. En çok orman gülüne hayran oldum. O ne güzel çiçek açıyor öyle. Bu aralar kafayı bahçeye takmış durumdayım. Öyle ekip biçiyorum zannetmeyin. Nerede bende o yetenek. Bugüne kadar evimde yaşatmayı becerdiğim tek bir bitki olmadı. Profesyonel yardım alıyorum. İşin ehli toprakla uğraşıyor ben de o gittikten sonra, orasını burasını kurcalıyor, manevi yardımlarda bulunuyorum. Pek bir hoşuma gidiyor. Köpekler benden mutlu. Güneşin altında yatıp gevriyorlar. Bize köpekleri satan adam "Aristokrat bir ırk alıyorsunuz" demişti. Ne demekse? Buruşuk suratlarına bakıp "Bunlar mı aristokrat?" diye kahkaha atışımı anımsıyorum. Adam ne bilsin bilmem kaç göbek soyu sopu belli iki köpeğin bizim evde sokak itine dönüşeceklerini. Önüne geleni yiyen, kedi kovalayan, karıncayla oynayan, yüzü gözü toprak içinde iki asilzade. Hadi canım... Geçenlerde daha hareketli olanı hasta oldu. Veterinere götürdük. "Üşütmüş" dedi. Burunları basık cins ya bizimkisi, üşütmek en korkunç hastalık. Nefes alamıyor, garip sesler çıkarıyor. Tamam dedik vitamini, öksürük şurubunu aldık geldik eve. Aynı gecenin ilerleyen saatlerinde bizim asilzade bir taraftan öksürüyor, bir taraftan bulutları kovalıyordu. Çıkardığı garip sesleri dışardan duyan olsa canavar falan besliyoruz zanneder. Diğeri mi? Oturduğu yerden şaşkın bakışlarla kardeşini izliyordu. Kısacası bizim eve bahar geldi. Gelmese de, hastalık mastalık demeden, getirmeye çalışıyoruz, moraller iyi. Bugün cumartesi, hayatın tadını çıkarın.
|