|
|
'Beni yılın satıcısı seçmişler, iyi mi?'
Pazarlık yapmayı sever misiniz? Ben beceremem. Pazarda bile kazıklanır çıkarım. Sokakta çiçek satın alırken bile ancak ayıp olmasın diye "Kaça veriyorsun?" derim. Pazarlık konuşması uzarsa utanır, sıkılırım. Çiçekci yalvarmaya başlarsa durum daha da içler acısı bir hal alır. Bütün paramı teslim edesim gelir. Dünyanın en zenginlerinden Donald Trump ise tam tersini söylüyor. "Ne alırsanız alın hayatta her şey için pazarlık edeceksiniz. En çok pahalı markaların ürünlerini alırken pazarlık etmeye bayılırım. Kimse o şık mağazalarda pazarlık yapılmadığını sanıyor ama öyle bir yapılıyor ki." Dikran Masis'e bu soruyu sormadan geçemiyorum. Ama önce aramızda şu ilginç diyalog geçiyor. -Dikran'ın 'satamadığı' şey yoktur. Hem de istediği fiyata diyorlar. Doğru mu? -Para Dergisi de beni 'Yılın Satıcısı' seçmiş. Ne demekse? (Gülüyor) -Her şeyi satabilir misiniz? -Olur mu öyle şey canım. Türkiye'de halkın istemediği hiçbir şey olmaz. Bugün halk dese ki, 'Dikran Masis etek giymeli.' Ben giyerim kardeşim. Ya pazarlık? Türkiye'de emlak ve müzayede deyince akla ilk gelen isim kuşkusuz Masis. "Anlayamadığım bazı insanlar var. Parası var, kendine ev alacak. Nasıl pazarlık ediyor. Nefret ediyorum bu insanlardan. Parası varsa ve kendi kullanımı için ev, gömlek, çorap alıyorsa ve bunun için pazarlık ediyorsa kendi hayatına değer vermiyor demektir. Kendime bir şey alırsam sevdiğim için alırım ve fiyatına bakmam. Sokağa para atalım demiyorum ama benim yaşamımı güzelleştirecek hiçbir şeyin bedeli olmaz. Yani öldükten sonra çocuklarım benim mezar taşımı renkli mi yapacak? Bir insan kendine değer vermezse, başkasına verir mi? Yatırım için alıyorsa, o ayrı. O iş demektir. Pazarlık sonuna kadar yapılır."
|