|
|
|
|
|
İşin sırrı nerede?
|
|
Da Vinci Şifresi'nin yarattığı büyük ilgiden de anlaşıldığı gibi gizemi ve komplo teorilerini herkes seviyor. Kitap, ikibin yıllık kadim bir inancı sorgularken Isa'yı tanrılaştırmanın bu olağanüstü 'insanın' önemli değerlerini gözardı etmemize neden olduğunu savunuyor. Kitap, öncelikle Hıristiyanlığın kadın düşmanlığı temeli üzerine kurulduğunu iddia ediyor. Hıristiyanlığın karanlık döneminde kadının 'cadı avı' ile susturulmaya çalışıldığını ve dinin esas gizeminin de 'kayıp kutsal kadın' mitinde saklı olduğunu söylüyor. Bunun da Leonardo da Vinci'nin ikircikli gülümseyişiyle ünlenen Mona Lisa'ya da 'Son Yemek' gibi muhteşem tablolarında gizlice ve ustaca detaylandırıldığını vurguluyor. Kısaca bu 'Tanrıça'nın da kilisenin iddia ettiği gibi bir fahişe değil, bizzat İsa'nın karısı ve çocuğunun annesi Magdalene.
SARSICI İDDİALAR VAR Yazar Dan Brown'ın alemi sarsan iddialarından birisi de; ünlü 'Kutsal Kase'nin de sanıldığı gibi İsa'nın kutsal kanının olduğu bir kadeh olmayıp Magdalene'nin rahmini simgelemesi. 'Da Vinci Şifresi' ruhani bir 'Yeni Çağ' arayışındakileri de İncil ile buluşturuyor. Roman ve filmin kilit karakteri Sir Leigh Teabing'in de dediği gibi 'kutsal gerçeklerin açığa çıkacağı' yeni bir dönem geliyor. 'İsa ilk feministtir' diyen kitap, onun kilisenin başına Magdalene'yı geçirmek istediğini ancak güç peşindeki müridlerin kadını baskı altına almak üzere tarihi yeniden yazdıklarını iddia ediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|