|
|
|
|
Halk Ne Diyor?
Siyasetçiler olaya seyirci kalıyor KEMAL DEMİR: Eğer toplumsal barışımızı sağlayıp, bir ortak paydada buluşup, tek parça halinde kendi topraklarımıza sahip çıkıp, haklarımızı koruyamazsak dünyayı yöneten güçler 20-30 sene sonra diyecekler ki; 'Bu topraklarda sizin yaşamaya hakkınız yok. Siz bilmem neredeki çölde yaşayacaksınız. Burada biz yaşayacağız.' Bizi de toplayıp gönderecekler bir çöle ya da topluca denize atarlar belki...
SENİHA SARI: Türbana özgürlük isteyenlerin gelecekte kimlerin özgürlüğünü kısıtlayacağını aklı olan anlar. Fikir ve kararlarını beğenmedikleri insanları hedef gösteren gazetelere ne zaman kısıtlama getirilip, kınanacaklar merak ediyorum. Saldırganın mahkemesinin zaman aşımına uğrayıp, cezasız kalacağına adım gibi eminim.
İSMAİL MAMAKÇI: Vakit adlı gazetenin hemen kapatılması gerekir. Çünkü ha organ mafyası ha Vakit gazetesi... Cinayete azmettirmenin her şekli aynı. Bir cinayetin daha emrini vermeden gazeteyi kapatsınlar ve gazete sorumlularını cinayete azmettirmekten yargılasınlar. Hem insanlık suçuna ortak oluyorlar, hem de gazeteci diye ortalıkta fink atıyorlar. Bunlar 'inanıyoruz' dedikleri Allah'tan da korkmuyorlar. Yazıklar olsun.
KEMAL OLCAY: Tam bir provokasyon! Katilin adı da Provokaya... Türkiye'yi kaosa götürmeyi planlayanların bir parçası.
METİN NOCA: Sayın Özbilgin'e rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Birileri Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek için ellerinden geleni yapıyor. Bizim siyasetçilerimiz de buna çanak tutuyor. ABD Ankara Büyükelçisi K. Irak'ta karşı kuvvet kullanma durumda olmadıklarını Irak'ta güçlü hükümet kurulması çabasında olduklarını, PKK ile bu hükümetin mücadelesini vurguluyor. Yani PKK ile Talabani ve diğer Kürtler mücadele etmelilermiş. Ülkemizi bölmek isteyen güçler, yavaş yavaş başarıya ulaşmak için her türlü oyunları yapıyor. Bizim siyasetçilerimiz de olaylara seyirci kalıyor bence. Atamızın kurduğu cumhuriyet; laik, laik de kalacak!
ÇİĞDEM ADALIOĞLU: Saldırgan, saldırıyı yaparken odaya dalmış ve rasgele kurşun yağdırmıştır. Tabii ki bu durumda kurunun yanında yaşta yanmıştır. Red oyu kullanan üyenin de yaralanmasını türban kararı ile bağdaştırmamak için Meclis Başkanı'nın yaptığı yorum Türk Milleti'ni aptal yerine koymaktan başka bir şey değildir.
CEM SAMER: Ortada bu kadar kısa zamanda dönen, bu kadar komplike ve konsantre olayları 13 yaşındaki bir çocuk mantığıyla sonuca bağlamayın lütfen. Eğer Başbakan Danıştay'da karşılanmadıysa; nedeninin ortada bir cenaze olmasıdır. Kimsenin o sırada bu elim olay dışında bir protokol takibi yapmayacağı açıktır. Başbakanımızın böyle bir beklentisi olduğunu da sanmıyorum. Cumhurbaşkanımız da gelse aynı durumun olacağını düşünüyorum. Biz bu durumda basınımızdan metanet, serinkanlılık ve gerçek araştırmaya dayalı bilgilenme beklerken, açık seçik adresleme anlamına gelen çok genel yargılar ile daha cinayetin üzerinden 24 saat geçmeden karşımıza çıkmasını sorumsuzluk olarak buluyorum.
YADİGAR KARSLI: O masum insanın kanında hepinizin eli var. Şunu hiçbir zaman unutmayın bu ülke laiktir ve laik kalacaktır!
SONER YAYLI: Ben bu hükümetin hiçbir icraatını tasvip etmediğimi en baştan söylemek istiyorum. Yazacaklarımın yanlış anlaşılmaması için ülkede maalesef birileri bana göre düğmeye yine bastı. Başbakan'ın karşılanmaması kriz haline getirilmemeli. Sayın başkan bana göre yanlış yapmıştır. Toplum zaten bölünmek isteniyor ve bu bölünmeye çanak tutmamak gerekmektedir. Bir daha 28 Şubat sürecini yaşamak istemiyoruz...
HALİL ASİLBAY: Bir hakimi 'hakim' yapan; öfkenin en kabardığı, duyguların en azgın olduğu bir zamanda dahi buna yenik düşmeden, serinkanlı davranabilmesi, tepkilerini kontrol edebilmesi olsa gerektir. İşte bu yüzden bir hakimin kamuoyu önünde hislerini açığa vuracak biçimde davranmaya; hele işlem ve eylemlerini denetleyen Başbakan'a açık biçimde tavır almaya hiç hakkı yoktur. Aksi halde kimse bu tavrın, gelecekteki kararlarına yansımayacağını garanti edemez ve öfkeyle bozulmuş adalet terazisinin bir daha ne zaman doğru tartacağını bilemez!
YUNUS SARI: Türkiye'nin Başbakanı'nı Danıştay üyelerinin karşılamaması kendilerini küçük düşürür. Kaldı ki, yargı mensupları böyle yaparsa halk ne yapsın...
|
|
|
|
|
|
|
|
|