|
|
|
|
|
|
Zaman bu ağaçları yıkamadı
İstanbul'da tarihi yapıların yanı sıra asırlık ağaçlar da zamana meydan okuyor. Yaşları 300'ü geçen bu tarihi ağaçlar gelecek nesilleri de görebilmek için tedavi altında
Tarihin farklı olaylarına tanık oldular. Kiminin yaşı 300'ün üzerinde ama her biri hâlâ topraklarına sıkı sıkıya bağlı. Onlar İstanbul'un tarihi ağaçları ve bazıları bulunduğu tarihsel konum nedeniyle anıtsal özelliklere sahip. Topkapı Sarayı'nın avlularındaki asırlık çınarlar, ıhlamurlar veya kestaneler bunlardan bazıları. Bu tarihi ağaçlar şimdilerde tedavi altında. Rehabilite edildikten sonra en az bir asır daha bulundukları topraklara kök salmaya devam edecekler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul genelinde başlatılan bu projede şimdiye kadar yaklaşık 500 ağacın tedavisi yapıldı. Bebek Parkı, Çırağan Caddesi, Eyüp Sultan Camii, Florya Atatürk Ormanı, Beykoz Çayırı, Kanlıca Meydanı, Çengelköy Çınar Altı Meydanı, Sultanahmet Meydanı ve çevresindeki ağaçlardan sonra, bu yıl içinde 500 tane daha ağacın rehabilitasyonu yapılacak. Topkapı Sarayı'nın avlularındaki 120 anıt ağacın tedavisi geçtiğimiz ay başladı ve şimdiden 70 ağaç sağlığına kavuştu bile.. Bu ağaçların tedavisinde iki orman mühendisi ve dört yardımcı görev alıyor. Bu ekibin başında yer alan 58 yaşındaki Yüksek Orman Mühendisi Abdullah Aykut, ağaçların yaşlarının 50 ile 350 arasında değiştiğini tahmin ettiklerini söylüyor: "Pek çok ağacın içindeki orijinal iskelet dokusu boşaldığından yaşını tespit edebilmek mümkün değil. Ancak bunların çoğunun 300 yaşından fazla olduğunu tahmin ediyorum. Aslında bilimsel olarak ağaçların yaşlarını saptamak mümkün. İskeletinde yaşlarını belirten halkalar vardır. Tedavi ettiğimiz ağaçlarda bu halkalar yok. Bu yüzden sadece tahminde bulunabiliyoruz." Aykut ağaçların tedavi süreçlerini ise şöyle anlatıyor: "Buradaki pek çok ağacı ilk gördüğümüzde bir kısmı çürümüştü. Özellikle iç avludaki en eski ağaçlardan birinin tek tarafı ölü dokuyla kapalıydı. Ağacı sağlığına kavuşturmak ve estetik bir görünüm verebilmek için bu ölü dokuyu çıkardık. Ağacın öz odun yapısındaki mantar ve böcekleri ayıkladık. Tekrar böceklenmesini ve mantarlanmasını engellemek için içini ilaçladık. Ondan sonra canlı kısma sürmemek kaydıyla, ağacın genel görünümünü kaybetmemesi için kurumuş bazı dokuları muhafaza ettik. Bu kuru dokuları çam ağacının damıtılmasıyla elde edilen böceğe ve mantara karşı koruyucu bir maddeyle kapladık." Yapılan tedavilerden sonra artık Topkapı Sarayı'nın ağaçlarının gölgesinde, turistler daha uzun yıllar oturabilecek. Aynı tedavi sürecini bunun hemen ardından Üsküdar'daki tarihi ağaçlar bekliyor.
ECE KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|