|
|
|
|
|
|
ABD'li şehirler daha şanslı
Kentleşme konusunda en çarpıcı değişim ise sanayi devrimiyle birilikte başladı. İş imkanları nedeniyle hızla köylerden kentlere göç eden insanlar şehir yöneticilerini ve tasarımcılarını içerisinden çıkılması neredeyse imkansız bir sorunla karşı karşıya bıraktı. Londra ve Paris başta olmak üzere birçok Avrupa şehri ciddi altyapı sorunlarıyla karşılaştı. Dünyanın diğer bir köşesinde aynı dönemlerde şekillenmeye başlayan ABD'li kentler ise bu konuda çok daha şanslıydı. Avrupalı ve Asyalı metropollere kıyasla daha geç inşa edilen bu kentler tasarım bakımından mükemmele yakın oluşturuldu. Geçmişin deneyimlerini günün ihtiyaçlarıyla birleştiren şehir planlamacıları yerleşim bakımından mükemmele yakın şehirler tasarladı. Konunun uzmanlarına göre şehir planlamacılığı bakımından en dikkat çekici metropollerin başında New York geliyor. Nüfusu 20 milyona yaklaşan kent tam bir planlama harikası. Yüzlerce caddenin binlerce sokakla kesiştiği bu kentte insan ve araç seli olabildiğince kontrol altında hareket edebiliyor. Kentin şehir planına bakıldığında ise oldukça çarpıcı bir manzarayla karşılaşılıyor. Zira devasa şehrin sokak ve caddelerinin tasarımı 2 bin 485 yıl önce inşa edilmiş Milet kentinin adeta büyük bir kopyası gibi. Kısacası dünyanın neresinde olursa olsun her büyük ve planlı kentin ruhunda mutlaka Milet'ten bir parça bulunuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|