|
|
Maratoncuların anlatmadıkları
Maraton programıyla futbolun gündemini belirleyen Şansal Büyüka-Erman Toroğlu ikilisi, kulüp yöneticilerinin baskılarından gelen transfer tekliflerine kadar futbolun "konuşulmayanlarını" anlattı.
'Eski Aziz Yıldırım değil!'
Maraton'un iki ünlü yorumcusu Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu spor dünyasını, perde arkasındaki baskıları, gafları ve cazip teklifleri anlattı. Büyüka, Aziz Yıldırım'ın eski sevecenliği olmadığını söylerken Toroğlu, 'Yıldırım'ı eleştirince mağdurlardan teşekkür telefonları aldım' dedi.
Meslektaşlar ne der, kaygısı gütmeksizin, klüplere "gönüllü avukatlık yapan" spor yazarları olduğunu açık yüreklilikle itiraf edebiliyorlar. Futbolun, sportmenliği aşan yüzünü sorduğunuzda, "Ohooo öyle şeyler var ki! Sırf ortalık karışmasın, düşmanlık tohumları daha fazla ekilmesin diye üstünü kapattığımız olaylar da mevcuttur. Söylesek kan gövdeyi götürür" diyebiliyorlar. Buna rağmen, futbolun gerçeklerini, "Deli Dumrul gibi" ifade ettiklerini vurgulayan Maraton markasının yaratıcıları Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu hem futbol dünyasını, hem de kendi dünyalarını gözler önüne seriyorlar:
- Futbolun tartışmalı alanlarından biri, hakem hataları. Siz Maraton'da, "oynata oynata" hakem hatalarına sık sık yer veriyorsunuz. "Hakem hatalarına fazla takılmayın" diyerek kulağınızı çekenler oluyor mu? - Şansal Büyüka: Evet... Bu konuda bizi baskı altında tutmaya çalışanlar oluyor. Şöyle oluyor: Kulüp yöneticilerinden ya da camiaların önde gelenlerinden, "Bu pozisyon penaltı mı? Böyle ofsayt olur mu?" tipinde telefonlar alıyoruz. Ancak biz Maraton programını 10 yılı aşkın süredir zirvede tutabiliyorsak, burada tek bir prensibimiz vardır: Bizim için renklerin çıkarı değil, futbolun kuralları önemlidir. Bu konunun uzmanı da Erman Hoca'dır. Onun görüşlerine katılmadığım yerde muhalefet ediyorum. Ne var ki bu konuda ciddi bir baskı yediğimiz ve aramızın iyi olmadığı kulüplerin, insanların olduğu da kesindir. İstiyorlar ki, 'Nalıncı keseri' gibi her türlü hakem kararı ve hatta futbol adına yapılan her yorum, onlara yorulsun!..
- En büyük baskı üç büyüklerden mi gelir? - Büyüka: Kesin öyle olur ama şimdi Allah var, onların da dereceleri vardır!.. Bu konuda da daha az telefon edenler vardır, daha fazla baskı uygulamak isteyenler vardır, bir de çalışma sınırlarımızı daraltmaya çalışanlar da vardır. Bunları, üç aşağı beş yukarı kamuoyu bilir.
- Peki en büyük baskı sarı-mavili klüpten mi gelir? - Büyüka: Böyle söyleyemem... Ama şunu söyleyeyim: Bugün Galatasaray ve Beşiktaş'ın futbol yayınlarına gösterdiği anlayışı Fenerbahçe göstermiyor. Ali Sami Yen'de, İnönü'de yaptığımız uygar çalışmayı Kadıköy'de yapamıyoruz.
- Örneğin?.. - Büyüka: Federasyon ile yapılan sözleşme gereği, en az iki futbolcuyu canlı yayına almamız lazım. Açık söylüyorum, bu konuda Galatasaray ve Beşiktaş ile bir sıkıntımız yok. Fakat Fenerbahçe, Federasyon ile yapılan sözleşmeye rağmen, bize bu şansı vermiyor.
- Her halde bu yönetimin bir tasarrufudur. Fenerbahçeli idarecilerin yönetim anlayışını "güvercin" olarak mı, yoksa "şahin" olarak mı değerlendirirsiniz? - Büyüka: Fenerbahçe yönetiminin üslubu diğerlerine göre daha sert, daha öfkeli, daha gergin. Açık konuşayım: Bugün Türkiye'de, Fenerbahçeliler dışındaki çoğu kesimin Fenerbahçe'ye karşı ciddi bir tepkisi olabilir. "Peki Fenerbahçe yönetimine ne yapmak düşüyor?" diye sorarsanız, daha esnek, daha uzlaşmacı, daha hoşgörülü, camiaları, milyonları kucaklayan bir yönetim anlayışını benimseyebilirler.
- Bu soruya "Aziz Yıldırım ve Fatih Terim spor basınını tehdit ediyor" açıklamasıyla dikkatleri üzerine çeken bir spor yazarı olarak siz nasıl cevap verirsiniz Erman Hoca? - Erman Toroğlu: Şunu söyleyeyim: Bana bu sözlerimden dolayı artı yönde tepki geldi. Bundan mağdur olanlardan, sıkıntı çekenlerden teşekkür telefonları aldım. Yoldaki adam, "Helal olsun ağabey, basında bunu söyleyen az adam var!" dedi.
- Ambargo yemediniz mi! - Toroğlu: Hayır. Olsaydı, olurdu... - Büyüka: Ancak belirtmek lazım ki o klüpten, genel anlamda medyaya ambargo var!
- Bu durumun sorumlusu Aziz Yıldırım mıdır? - Büyüka: Belki sportif anlayışından kaynaklanıyor, bilemiyorum. Fakat şunu söyleyeyim: Fenerbahçe başkanlığına yürüyüşünden itibaren Aziz Yıldırım'ın çok yakınındaki bir insanım. Halen de, eskisi kadar olmasa bile, zaman zaman görüşüyorum. Ama eski Aziz Yıldırım ile, son bir-iki yıl içindeki Aziz Yıldırım arasında ciddi farklar var.
- Değişti mi? - Büyüka: Aziz Yıldırım, Türkiye'de hükümetlerin çözmekte zorlandığı havuz problemini çözdü. Ve Fenerbahçeliler dışında da, büyük bir kesimin sempatisini kazandı. Fenerbahçe'ye olağanüstü eserler kazandırdı. Ama özellikle son iki-üç yılda belki de arka arkaya gelen o şampiyonluklarla, Aziz Yıldırım'ın eski sevecenliğinin, eski hoşgörüsünün, eski uzlaşmacı tavrının kalmadığını düşünüyorum.
İrem BARUTÇU
|