|
|
Aşkla ilgili gerçekler
'Onun için canımı bile veririm' ya da 'kara sevdaya düştüm' diyenler... İşte sizlere bilimsel olarak araştırılmış aşkın aslında ne olduğuyla ilgili bilgiler.
* Gerçek aşk aniden olmaz: Yıldırım aşkı diye birşey yoktur; görür görmez hissedilen aşk değil, karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü, davranışları ve konuşmalarıya tam aradığımız gibi birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Bu çekim aşka dönüşebilir, ancak bunun için zaman şarttır.
KISKANÇLIĞIN ETKİSİ * Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değildir: Özellikle gençlerin sıklıkla düştüğü bir yanılgı, ne kadar çok kıskanılırsa o kadar çok aşık olunduğudur. Birbirini gerçekten seven iki insan arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır. Öte yandan sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yoktur. Uzmanlar, kronik kıskançlık çeken kişilerin bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadıklarını ve sevilme açlığı çektiklerini söylüyor.
BEYAZ ATLI PRENS Mİ? * Aşk uzaklıkla azalmaz: Bir kimseyi birlikteyken daha fazla seviyorsanız, onun cazibesinden ve heyecanından etkilendiğiniz anlamına gelir. Başınızı döndürmek için yanınızda olmadığı zaman bazı şüpheler baş gösterir. Bir başka deyişle; bu suni bir aşktır.
* Aşk sevilen kişinin kusurlarını görememek değildir: Aşık kişi, sevdiğinin kusurlarını bilip anlamasına karşın sevmeye devam eder. Karşısındaki kişiyi kusursuz olarak görmek, karasevdanın habercisidir.
AYAKLARI YERE BASSIN * Mutsuz bir ev yaşamı kişiyi yanılgıya sürükleyebilir: Evlilik danışmanları, pek çok kişinin dayanılmaz bulduğu evinden ve ailesinden kaçmak için evlendiğini belirtiyor. Pek çok genç kız, sevgilisini, kendisini sıkıntılardan kurtaracak beyaz atlı prens olarak görüp aşık olduğunu sanıyor. Oysa tek istediği kurtulmak, aşk değil.
* Aşk her zaman bulutların üzerinde olmak değildir: Ayakların yere basması da gerekir. Bir evlilikteki en temel noktalardan ikisi para ve çocuklardır. Evlenmeyi düşünen genç insanlar, birbirlerinin bu konulardaki görüşlerini bilmelidir. Şayet bu konular henüz gündeme gelmemişse, romantizm seviyesinden aşk mertebesine geçilememiş demektir.
SIKINTI ÇEKMEK DEĞİL * Aşk sıkıntı çekmek anlamına gelmez: Karşınızdaki kişiyi etkileme kaygınız bu derece yoğunsa gerçek aşktan söz etmek mümkün değildir. Gerçekte olduğunuz kimsenin sevildiğini bildiğinizde, karşınızdaki kişinin varlığından huzur duyarsınız.
* Aşk çok özel bir bağdır: Uzmanlar, bu mahremiyetin gözler önüne serilmesinin gerçek aşk olamayacağı üzerinde birleşiyor. Bu durum, grup içinde prestij kazanma arzusu olarak anlaşılabilir, ancak aşk değildir.
* Kader ortağı olmakla, bir aşkın kahramanları olmak arasında büyük fark vardır: Eşler ortak sıkıntıları paylaşabilir, ancak bu paylaşım, aşkın kendisi değildir. Genç çiftlerin bu noktayı sık sık gözden kaçırdığını ifade eden uzmanlar, evlilik kararının aşktan değil, ortak acılardan kaynaklanmasının hata olduğunu vurguluyor. (mahmure.com)
Sema Kumbaracı
|