En iyi aşık kim?
En sevilen televizyon dizilerinden yola çıkarak bir değerlendirme yapalım mı?
DENİZ... (ALİYE) Hem yakışıklı, hem meslek sahibi, üstelik doktor... Üstüne üstlük iyi bir aşık... Kararlı ve sabırlı... Görür görmez aşık oldu ve sevgisinin peşinden gitti. Kadının kim olduğunu bilmeden sevdi. Aliye boşanmak istemese sevgisini söylemeyebilir, onu uzaktan ve platonik sevmekle yetinebilirdi ama sabırla özgür olmasını bekledi. Sonra da çocuklarına kavuşmasını... Zor günlerinde sevdiği kadına destek oldu, onu sıkboğaz etmedi, üzülse de, bozulsa da sevgilisinin kararına saygı duydu. Gerçi eski sevgilisine kötü davrandı; özellikle de başlarda kaçak güreşti. Yani bir başkasını sevdiğini ve ilişkiyi bitirmek istediğini dürüstçe söylemedi. Kadının anlamasını ve kendiliğinden gitmesini bekledi. Neyse ki kız da sevimsiz biriydi de, hoş gördük! Yine de insan düşünmeden edemiyor, acaba tam kavuşamadığı, yani elde edemediği için mi aşık? Bu sorunun yanıtını iki-üç bölümdür almamıza rağmen birlikte olurlarsa aşkı biter mi diye merak etmeden duramıyoruz.
MEHMET... (GÜMÜŞ) Bu Mehmet, 'Gümüş'ün Mehmet'i. Yakışıklılar yakışıklısı Kıvanç Tatlıtuğ'un oynadığı Mehmet'e tüm genç kızlar ve kadınlar hayran. Önce yakışıklılığına, sonra karakterine... O da zengin ve yakışıklı bir erkek. Bir kıza gönlünü kaptırmış ve onu trafik kazasında kaybetmiş. Uzun süre yasını tutmuş. Kadir kıymet bilen bir erkek yani. Kadınların aradığı biri bu haliyle... Yastayken, hayata küsmüşken, ailesinin zoruyla istemediği bir evlilik yapıyor ve başlarda sevmediği karısına zamanla aşık oluyor. Bu tutumuyla da kadınların kalbini kazanıyor. Sonrası; dizi uzasın diye yapılan uzatmalar...
SARP... (AŞK OYUNU) Keremcem faktörü bir yana, arzulanan, aşık bir erkek Sarp. Zengin, yakışıklı. Çapkın ve bir şımarık olması eksi puan ama aynı zamanda artı puan! Bu yüzden dikkat çekiyor, arzulanıyor. Her beğendiği kızı tavladığı için de gönülden gönüle koşuyor. Sonra bir gün etrafındaki kızlardan çok farklı birine; fakir ama gururlu genç kız Ekin'e aşık oluyor.Nedeni yok, birçok genç kızın hayalini süsler böyle bir aşk hikayesi. Çoğunluk böyle bir aşk ister. Hem zengin, hem yakışıklı, hem de çok sevecek bir erkeğin karşılarına çıkmasını ve onları oldukları gibi sevmesini, aşkı uğruna her türlü fedakarlığı yapmasını yani... Bence dizi bu yüzden seviliyor. Bu yüzden hikaye uzuyor. Sevgililer bir türlü kavuşamıyor, mutlu sona ulaşamıyor. Peki hikaye gerçekçi mi? Günümüz gençleri için biraz fazla uçuk. Ama dedim ya, her genç kızın gönlünde bir Sarp hayali olduğu için izleniyor.
ÇINAR... (HIRSIZ-POLİS) Gelelim 'Hırsız-Polis'teki Çınar'a... İnsan bu kadar mı çabuk aşık olur? Biz kadınlar oluruz da, erkekler olmaz sanıyoruz. Ya da böyle erkeklerle çok karşılaşmıyoruz. Karısına bağlı, çocuk sahibi olmak isteyen evine bağlı bir erkekti Çınar. Derken bir gün karısının onu aldattığını öğrendi. Doğal olarak şok oldu, yıkıldı ama çabuk toparlandı. Karşısına çıkan ilk kadına; Mavi'ye sevdalandı. Haksızlık etmeyelim tabii, böyle bir arayışta değildi. Mavi çıkmasaydı karşısına, başkasına da aşık olur muydu? Bilemeyiz... Karısının onu aldattığını öğrenmemiş olsaydı Mavi'den bu kadar etkilenecek ve peşinden koşacak mıydı? Onu da bilemeyiz... Önemli olan aşık olması ve sevgilisini her haliyle sevmesi, sevgisine sahip çıkması yani...
AKSAK... (HIRSIZ-POLİS) Peki Aksak'a ne demeli? O da aşık. O da çok seviyor. Karşılıksız bir aşkla hem de. Başta ümidi var ama kıza bir türlü açılamasa, sevdiğini söyleyemese de... Günü gelip evlenme teklifini yaptığında kızın kabul edeceğini düşünüyor büyük bir olasılıkla. Başka şansı olmadığını düşünüyor ya da sevenlerin çocukça saflığıyla. Hayal ettiği gibi gelişmeyince olaylar sinirleniyor, gerginleşiyor, asabileşiyor, sertleşiyor, çirkinleşiyor! Sevdiği kızı elde edebilmek için rakibini yok etmeyi bile düşünebiliyor. Çok sevse de sevgisinden kuşku duymadan edemiyor insan. Ya babası gibi kadir kıymet bilmezse, karısına, çocuklarına kötü davranırsa, sevgisi tutku ve saplantıya dönüşüp de sevdiği kadına hayatı zindan ederse...
MEHMET VE YILMAZ... (ACI HAYAT-IHLAMURLAR ALTINDA) İki ayrı dizi de olsa, konu aynı olduğu için tipler de aynı... 'Ihlamurlar Altında'nın Yılmaz'ı da, 'Acı Hayat'ın Mehmet'i de fakir ama gönlü zengin erkekler. Her türlü engeli aşmaya hazırlar sevdaları sayesinde... Gece-gündüz çalışıyor ve aşklarının ısıtacağı bir yuva kurmaya çalışıyor; sevdikleri kadından da her şeye katlanmasını bekliyorlar. En ufak aksaklıkta kıskançlıktan gözleri bir şey görmeyebiliyor. Bu kez de intikam ateşiyle yanıp tutuşuyorlar. Seyrederken "Ne aşk be!" diyoruz! Var mı günümüzde böyle seven ve sevdiği için her şeyi göze alan erkekler? Yoksa onlar da reddedilmenin, terk edilmenin acısı yüzünden mi sevmeye devam ediyor? Sevdikleri kadının karşısına zengin bir erkek çıkmasa bu kadar çok sevmeye devam ederler miydi? Evlenip de çoluk çocuğa karışınca, eve para yetiştirmekte zorlanınca pişman olurlar mı evlendiklerine? Dayağa başlarlar mı? Başka kadınların peşinde koşarlar mı? Şimdilik bu kadar... Eklemeleriniz varsa beklerim...
|