|
|
|
|
|
|
'Tasarım meta oldu artık mimarlık satıyor'
Mimarlığı 'bilinenleri unutup yeni duruma göre tasarlamak' olarak tanımlayan Emre Arolat, mimarların giderek ön plana çıkmasını doğal karşılıyor: "Tasarım kolay üretilip tüketilir hale geldi. Yani, artık mimarlar satıyor".
Emre Arolat, Arolat ailesinin 2'nci kuşak mimarı. 18 yıl boyuncu Arolat Mimarlık'ın kurucuları olan anne ve babasıyla çalıştıktan sonra 2004'te kendi şirketini kuran Emre Arolat, konuttan otele, havaalanından rezidansa kadar pekçok tipte projeye imza attı. Sadece şu anda 18 tane proje üzerinde çalıştıklarını söyleyen Arolat ile konut projeleri ve son dönemde giderek daha fazla ön plana çıkarılan mimarlık üzerine konuştuk.
* Mimar bir aileden gelmenin artı ve eksileri neler oldu? Doğrusu mimar olmaktan başka bir olasılık hiç aklıma gelmedi. Neredeyse hiç başka birşey düşünmeden büyüdüm, hep anne ve babamla birlikte bürodaydım. Ailem, beni mimar olmam için yönlendirmedi. Hatta annem karşı çıktı, mimarlığın gerçek anlamda değerini bulmadığını söylüyordu.
* Meslekte öğrendiğiniz ilk şey ne oldu? Öğrenilmesi gereken ilk nokta, büyük küçük ayrımı yapmadan her işe zaman ayırmak ve hakkını vermektir. Bu, müşteriye ve o yapıyı daha sonra kullanacak kişilere karşı duyulan sorumluluk duygusudur.
* Mimarlık tanımınız nedir? Mimarlık, duruma göre tasarlamaktır. Bir üsluba ya da mimarlık anlayışına doğrudan angaje olmadan, yapılacak yapının yerini iyi anlayabilmek, doğru yorumlamaktır. Tasarımlar, bazen sade ve ekonomik, bazen görünürlük kaygılı oluyor. Yapıları, daha önce öğrenmiş olduklarımız ışığında değil, neredeyse bütün bildiklerimizi unutup yeniden bir bakış açısı üreterek tasarlıyoruz. Bu, bir tutarsızlık anlamına da gelebilir. Mimarlık bir dünya görüşüdür. Dünya görüşünüz sürekli değişmez; ama her yere de aynı gözle bakamazsınız. Yerin söylediği ipuçları vardır, bu ipuçlarını doğru değerlendirmek gerekir. Bir dönem Arolat yapıları birbirini andıran yapılardı, o günlerde bunun doğru olduğunu düşünüyordum, artık bunun yanlış olduğunu itiraf edebilirim.
* Peki tutarsızlık kaygısını nasıl aşıyorsunuz? Ben bunu tutarsızlık olarak görmüyorum. Her yer aynı yer değildir. Duruma karşı aldığınız tavır tutarlı olmalıdır. Bir yerde dünyayla barışık, başka yerde kötümser olamazsınız, ama yerin size buyurduğu koşullara göre tavır alırsınız, çünkü çarpan değişiyor, dolayısıyla sonucun değişmesi çok normal, ama sonuç hep aynı kalıyorsa aslında bir tutarsızlık var demektir. Siz hep aynı sonucu bulmak için tutarsız davranmış oluyorsunuz.
MELTEM ERSOY
|
|
|
|
|
|
|
|
|