|
|
|
|
|
|
İzmir'de 'cezalandırıcı' bilmecesi
Arka arkaya sabıkalıların öldürülmesi İzmir'de 'cezalandırıcı' tartışmasını başlattı. Ancak asıl sorun şehre iki aydan beri emniyet müdürü atanmaması.
İzmir'deki tartışmayı başlatan Akşam gazetesi muhabiri Işıl Öztürk'ün "Kim bu infazcı?" başlıklı haberi oldu. Habere göre İzmir'de bir süreden beri hırsızlık, gasp gibi suçlardan sabıkalı kişiler faili meçhul cinayetlerin kurbanı oluyordu. Bir ayda sekiz faili meçhul cinayetten söz eden haber, İzmir'de adaletin cezalandıramadığı sabıkalıları cezalandıran meçhul birilerini ima ediyordu. Özellikle iki cinayet "cezalandırıcı" kuşkularını doğurmuştu. İlk olayda, 4 Şubat günü Ercan Aslan Torbalı'da yol kenarında başından tek kurşunla vurulmuş olarak bulundu. Aslan iki hafta önce Buca'da boğazı kesilerek öldürülen bir kadının katil zanlısı olarak göz altına alınmış ve serbest bırakılmıştı. İkinci vaka 6 Şubat'ta Aydın-İzmir otoyolunda yine başından üç kurşunla vurulmuş olarak bulunan erkek cesediydi. Ceset, Ferdi Daşçı'ya aitti. Daşçı bir süre önce üzerinde bir kalaşnikof, bol miktarda uyuşturucuyla polis tarafından yakalanmasına ve hırsızlıktan tecavüze kadar 30 civarında sabıkası bulunmasına rağmen serbest bırakılmıştı. Büyük bir infial yaratan bu olaydan sonra Daşçı için tutuklama kararı çıkarılmış ancak katiller kaçak sabıkalıyı polisten önce bulmayı başarmıştı.
YILDA 200 CİNAYET Aslına bakılırsa yılda 200'e yakın cinayet işlenen İzmir'de birilerinin peşi peşine öldürülmesi çok olağandışı sayılmazdı. İstatistikler bunu gösterirken peşi peşine öldürülen sabıkalıları öldürenin bir "cezalandırıcı" olduğu iddiası İzmir polisi tarafından "balon" olarak nitelendi. İzmir Emniyet Müdür Vekili Kemal Parmaksız yaptığı açıklamada "cezalandırıcı" iddialarını yalanlarken "sözü edilen cinayetlerin hepsi çözüldü ya da çözülmek üzere. Cinayetlerin hiçbiri bizim için sır değil" diyordu. Parmaksız, cinayetlerin sabıkalı, uyuşturucu bağımlısı kişilerin aralarındaki bildik vurdulu kırdılı olaylar ya da hırsızlık malı paylaşımı olduğunu anlatıyor, olayların üst üste geldiği için böyle yorumlandığını söylüyordu. Peki ama o zaman neden olaylar üst üste gelmişti? Bu sorunun yanıtı bizzat Kemal Parmaksız'ın taşıdığı "Vekil" sıfatında yatıyordu. Türkiye'nin en büyük şehirlerinden biri olan İzmir'e iki aydan beri "Emniyet Müdürü" atanmamıştı. Emniyet Müdürü Halil Tataş'ın yaş haddinden emekli olmasından sonra herkes yeni atanacak müdürü bekliyordu. İzmir polisine yakın bir kaynak da bu noktaya işaret ediyor ve "Tayin ve terfi anlamına gelen bu atamadan önce kimse taşını parmağın altına sokmak, bir anlamda risk almak istemiyor. Bu yüzden de polis atıl kalıyor" yorumunu yapıyor. İzmir'de sokak ortalarında, tezgahlarda açıkça satılan sustalı bıçaklar da bu gevşekliğin bir göstergesi. Kırmızı ışıkta otomobillere yaklaşan satıcılar bu gösterişli sustalılar için pazarlığı 70-80 YTL'den başlatıp hafif tehditkar bıçak şıkırtıları arasında 10-15 milyona kadar indiriyor.
POLİSLER ÖLDÜRÜLDÜ Cezalandırıcı var mı yok mu tartışmalarında gözlerden kaçan bir başka nokta, kısa bir süre önce sabıkalıları kovalayan iki polisin iki ayrı olayda öldürülmesiydi. 10 Ekim'deki ilk olayda çalıntı bir otomobili durdurmaya çalışan polis memuru Kurtuluş Karabacak hızla çarpıp geçen hırsızlar tarafından öldürülmüş, olayın hemen ardından kaçakların evine baskın yapan polis burada kurusıkı silahını çeken Emin Yamanlı'yı öldürmüştü. İkinci olay da 1 Şubat'ta dur ihtarında bulunan Yunuslar Tim Amirliği'nde görevli polis İsmail Aydoğan, üç kişinin katil zanlısı Cenk İce tarafından öldürüldü. Cezalandırıcı tartışmalarına katılan ve suç dünyasından pek çok müvekkili olduğunu söyleyen İzmir'li bir ceza avukatı "Asıl mesele devletin suçlularla mücadele ederken yasa dışı yöntemler kullanması olasılığı" diyor ve şüphelerin bu noktada doğduğunu söylüyor. Aynı avukat "Polise göre mal paylaşımı yüzünden cinayetler işleniyor. Peki ama daha önce paylaşıyorlardı da neden şimdi anlaşmazlığa düşüp birbirlerini öldürüyorlar? Polisin açıkladığı isimler hala zanlı. Mahkemeler tarafından karara bağlanmadıkça öldürülenlerin failleri bunlar değil" diyor. Gerçekten de paylaşım kavgasının neden şimdi ortaya çıktığını söylemek pek de kolay değil. Pazarın büyüdüğünü ya da küçüldüğünü söylemek gerekiyor ki suç istatistikleri kayda değer bir artış göstermiyor. Ve geriye sadece otorite boşluğunun yarattığı soru işaretleri kalıyor.
Cengiz ERDİNÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|