Kart faizini MB'nin belirlemesi serbest piyasayı terk etmektir
TUSİAD, kredi kartı faizlerinin Merkez Bankası'nca belirleneceği kart kanununa tepki gösterdi: "MB'ye azami faiz oranlarını belirleme yetkisi verilmesi serbest piyasa ekonomisini zedeler".
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) geçen hafta yürürlüğe giren Banka ve Kredi Kartları Kanunu'nda Merkez Bankası'na azami faiz oranlarını belirleme yetkisi verilmesini serbest piyasa ekonomisi açısından "bir geri dönüş" olarak nitelendirdi. TÜSİAD'dan yapılan açıklamada, "Banka ve Kredi Kartları Kanunu'nun kabul edilmesi, kredi kartı piyasası için geçerli olan mevzuatın tek bir kanun altında toplanması açısından olumlu olmuştur. Ancak, Merkez Bankası'nın azami faiz oranlarını belirlemede yetkili kılınması, serbest piyasa ekonomisinin tesis edilmesinde kat edilmiş mesafe açısından bir geri dönüştür" denildi.
EKONOMİYİ TEHDİT EDER Yasanın faiz hesaplamasına ait 26. maddesinde şu ifade yer alıyor: "Bir hesap dönemine ilişkin toplam borç tutarı veya hesap bakiyesi üzerinden, o döneme ilişkin hesap özetinin düzenlendiği hesap kesim tarihinden önceki bir tarih itibarıyla faiz yürütülebileceğine ilişkin kayıtlar hükümsüzdür. Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklar." TÜSİAD yaptığı açıklamada şu ifadeye de yer verdi: "Öncelikle, söz konusu kanunla birlikte, kredi kartları faiz oranlarına bir üst sınır getirilmesi, piyasa ekonomisi anlayışı ile çelişmektedir. Kredi kartı piyasasında rekabet koşullarının mevcudiyeti, ilave bir kısıtlama getirilmesini gereksiz kılmaktadır. Kaldı ki, faiz oranlarına bir üst limit belirleme yetkisinin Merkez Bankası'na verilmiş olması, öncelikli görevi fiyat istikrarı olan Merkez Bankası'nın, bağımsızlığı, yapısı ve politikaları açısından da ciddi sakıncalar yaratmaya açıktır. Bu uygulama, vatandaş ile muhatap olmayan Merkez Bankası'nı tüketiciler ile karşı karşıya getirecektir. Bu durum, enflasyon hedeflemesine geçilmiş olan 2006 yılında, enflasyonun daha da aşağı çekilmesi üzerinde odaklanması gereken Merkez Bankası'nı, fiyat istikrarı dışındaki konularda süren tartışmaların içine sürükleme ve fiyat istikrarı için uyguladığı para politikalarını etkileme riski taşımaktadır."