Derbideki gölge!
Sezon başında İl Spor Güvenlik Kurulu toplanmadan, İstanbul Valisi Muammer Güler'in tavrı netti. "Her taraftar her maça gider, devlet de onu korur" diye düşünüyordu Sayın Vali... Peki sonra ne oldu? Muhtelif güvenlik toplantılarında kulüp temsilcileri "Gerek yok deplasmanlarda taraftarımıza yer ayrılmasın" deyince herkes durdu. İnönü Stadı'na siyah-beyazlı formalarla sızan Fenerbahçeliler tahliye edilince de film koptu. Şüphesiz alınan bu karar ve tahliye edilen seyirci, ardından F.Bahçe Stadı'na Beşiktaşlı seyircilerin alınmama kararını getirdi. Tabii bunlar tümden yanlıştı. İşte bu yanlışlarla futboldaki gölge daha da büyüdü. Buna 'geriye gidiş' demek bile mümkün değil. Çünkü, 30 yıl önce bile seyirci tribünde yarı yarıya yer alırdı. Yani geçtiğimiz yıllar ve mazi daha sportmendi. Şimdi ise çağdaş statlara yüzde 5 de olsa rakip seyirci alınmaz oldu. Son derbide de Beşiktaş seyircisi Şükrü Saracoğlu'na gelmedi. Buna rağmen F.Bahçe maçı alamadı. Onu bırakın ligde 15 puan geriden gelen Beşiktaş, Sergen'le neredeyse işi bitiriyordu. Haricen yine maça gelemeyen cenahta bir dolu hır, gür oldu! Ardından DiyarbakırKonya maçı... Ve yine stat yıkılıyordu. İşte bu örnekler göstermektedir ki olaylar yalnız rakip seyircilerle çıkartılmıyor. Ve sadece polisiye tedbirlerle çözülmez. Statlara rakip seyirci alsanız ne olur, almasanız ne olur! Diyarbakır'da olayları Konya seyircisi mi çıkardı? Sporda anarşi, çok ayaklı ve çok boyutlu bir olgudur. Çözümü de öyle... - Derbiler öncesi başkanlar Demirören gibi "F.Bahçe Başkanı gelmedi ben de maça gitmem" demeyecek. - Yönetici ortamı germeyecek. - Kongrede başarı için yapay gündemle taraftar tahrik edilmeyecek. - Her seyirci her maça adam gibi gidecek. - Taşkınlık yapanı da federasyon asla af etmeyecek. - Yasalar uygulanıp gerilime neden olanlar tek tek toplanacak. Basın mı? O da doğru mesajlarla ortamcılık yapacak. Ve bu bölge ancak bu şekilde silinecek...
|