Seçimler yaklaşıyor. Siyasi partilerin bu dönemde kendilerine sordukları en kritik soru şudur: Bizim seçim kampanyasını kim, nasıl yönetsin? Tecrübem şunu gösteriyor. Bir kere bu soruyu seçimlere en erken 6 ay kala sorarlar. Oysa siyasi iletişim kesintisiz bir süreçtir. Bunu ne hikmetse hiçbir siyasi parti bir türlü kavramaz. Varsa yoksa siyasi propaganda. Yani siyasi iletişim değil. O da seçimlere 2-3 ay kala. Rahmetli TurgutÖzal'ın bu işleri o zamanki Manajans'a teslim etmesinin dışında hiçbir ciddi örneğe rastlamadım. Genelde 10 kafadan 10 ayrı ses çıkar. Zırt pırt reklam ajansı ve kampanya yöneticisi değişir. Bir pop stardan sıkı bir parça satın alınır. Araç konvoyları düzenlenir. Kömür bıyıklı adamların posterleri, çevreyi kirletmekten başka bir işe yaramayan iğrenç bayraklar etrafa saçılır. Seyyar manavlar gibi dolanan kamyonet ve otobüslerden avaz avaz naralar atılır; estetik düzeyi yerlerde sürünen müzikler çalınır; meydanlarda halkçı bir tavırla ceketler atılıp beyaz gömleğin kolları kıvrılır; boyundaki damarlar şişirilerek bas bas bağırılır... Sonunda iş parti başkanının kucağında kalıverir. Şimdi siyasi partiler için müthiş bir fırsat var. Onların yerinde olsam hemen, yarın Kurtlar Vadisi ekibinin kapısını çalarım. Ve tüm iletişimi onlara (aralarına Osman Sınav'ı almak koşuluyla) teslim ederim. "Başkanın Adamları" filmini düşünün. TV'de gösteriyorlar. Tüm DVD'cilerde var. Orada Hollywood'a atfedilen rolü hatırlayın. Sonra bizim kitaba göz atıp, ABDSavunmaBakanlığı, CIA ve FBI'ın "Algılama Yönetimi"nden ne anladığını araştırın. Önerimi daha iyi anlayacaksınız... DeliYürek, EkmekTeknesi ve nihayet KurtlarVadisi... Bu yapımları zirveye taşıyan ekip sizi de iktidara taşıyabilir. Ben bu ekibin tüm reklamcılardan daha başarılı olacağını düşünüyorum. Sakın bana Kurtlar Vadisi ekibinin yaptığı işleri beğeniyor musun diye sormayın. Beni iletişim uzmanı olarak ilgilendiren, sonuçlar. Böyle iletişim sonuçlarını son 30 yılda hangi ekip elde etti, siz ona bakın. Bu yüzden de bırakın klasik ve bir işe yaramayan siyasi iletişim yöntemlerini, kendinizi bu ekibe teslim edin. Tabii ekibi ikna edebilirseniz. Bu söylediğim cesaret, sezgi ve hız ister. OsmanPamukoğlu da zaten "Buüçüolmadanönderlikolmaz" demiyor mu? Daha önce de belirttiğim gibi, iletişime biraz meraklı bir kişinin yapması gereken şey "Kurtlar Vadisi"ni beğenmek beğenmemek noktasında 'bakmak', ya da Trabzon'da papazı öldüren çocuğu dizinin tetikleyip tetiklemediğini tartışmak değil; tüm zamanların en çok izlenen dizisini (ikinci gösterim de rekorlar kırıyor) bir iletişim fenomeni olarak anlamaya çalışmaktır. Aksi taktirde ne siyasi iletişimde başarılı olunur ne de ürün ve hizmet markalarının pazarlanmasında. Diğer tartışma konuları sosyologların, psikologların alanına girer; iletişimcilerin değil.