|
|
Dayak yemeyin yemek yiyin...
İstanbul'un havasına, kızına ve gece hayatına güvenmeyeceksin. Hele hele popüler mekanlarına hiç güvenmeyeceksin. Ya yemekler yavandır ya suratsız garson abiler size 'lütfen' servis yaparlar, bütün gece arkadaşlarınızla 'garson yakalamaca' oynarsınız. Ya da gittiğiniz yer 'yemek bahane kadın kesmek şahane' bir mekandır, el alemin bakışlarından bedeniniz gerim gerim gerilir, ne yediğinizi bilemezsiniz. Gecenin sonunda şişik hesabı görünce de sinirden tırnaklarınızı yersiniz. Allah yazdıysa bozsun diyelim ve konuya girelim. Şimdi biz, geçen gün üç kız her türlü kötü muameleye hazırlıklı olarak 'Banlieue 6080'e gittik. Harbiye Açıkhava'nın yanındaki eski Balkon On5'in yerine açılan restoran. Daha kapıdan girer girmez mis gibi bir çiçek kokusu biz kızları sevindirik etti. (Artı bir puan) Ardından çikolata renkli bir abla bizi masamıza buyur etti. Aaa o da ne? Banlieue'de metrekare başına üç garson düşüyor. "Gak" desen guk, "Guk" desen hem gak hem guk! İlgi kıyamet. (Artı on puan) Yani 'Bakar mısınıııııızzzz' şeklinde tepişmek yok! Dekorasyon da diğer mekanlara acayip fark atmış durumda. Hem sıcak hem şık. Veeeee mönü... İşte burada saygı duruşunda bulunmak istiyorum. Çin'den, Amerikan mutfağına, deniz ürünlerine kadar iştah açacak, ağız sulandıracak her şeyi koymuşlar. Herkesin gözü diğer masalarda kalıyor. Çünkü yemek sunumları çok hoş. Özellikle balkabağı çorbası, Çin mantısı, mercimekli-semizotlu-keçi peynirli salata ve Güney Amerika şiş. Ha, bu arada Banlieue'ye gidip çorba ısmarlayanlar dikkat! Çok ünlü bir isim az kalsın karizmayı çizdiriyormuş da! Banlieue'de çorba tabağı çorbanın taneli kısmıyla geliyor. Sakın hemen yüzünüzü buruşturup kaşıklamaya kalkmayın. Esas çorba, tabağınıza masada servis ediliyor. Finalde de papayalı, çikolata soslu 'mücevher sepeti'ni ısmarladınız mı, kendinizi takdir edeceksiniz. Bilal ve Gazi Ateş ustaların ellerine sağlık! Kesin gidin, benden de selam söyleyin.
|