Eğlence mi kavga mı?
Eski yılbaşlarında önceden birçok hazırlık yapılırdı. Nereye gidileceği, nerede toplanılacağı çok önceden belli olur, hatta o gün için özel kıyafetler alınır ya da özel diktirilirdi. Bu yılbaşı tanıdığım insanların çoğu yılbaşını evinde geçirdi. Ya ailece evde oturuldu ya da eşinde dostunda toplandı. Gözlemlediğim kadarıyla bunun en önemli nedenlerinden biri artık bu yılbaşı olayını pek kaale almıyoruz. Diğeri de maalesef yılbaşı gecesinde dışarıda olanların ya da boy gösterenlerin artık değişik bir çevreden olması. Yani ağır abi ve motor abla durumları. Bu güngörmüş insanlar sokağa akınca düzgün ve aklı başında insanlara da evlere kaçmak düştü. Ev partileri, çoluk çocuk oynanan bilumum oyunlar pek bir keyifliydi doğrusu. Aklım bir tek sokak partilerinde kalmıştı. Şu eline içkini alıp sokaklarda müzikle coşup eğlenmece durumu var ya o pek iştahımı kabartmıştı. Ama ertesi gün televizyonlardan çıkan olayları görünce 'iyi ki orada değilmişim' dedim. Yurdum insanı yine zıvanadan çıkmış, eğlenmek deyince nedense itişip kakışmak, kusana, yerlere yapışana kadar içmek anlaşıldığı için kantarın topuzu kaçmış. Görüntülerin nahoşluğu içmeden midemi bulandırdı. Ya o tacizcilere ne demeli? Ablalar belki yılbaşı gezisine çıkarken, Noel Baba'ydı, çamdı derken havaya girmişlerdir, kaynatırız diye. Bunları yaşayacaklarını bilseler dışarı çıkarlar mı hiç? Dahası var. Beyoğlu'nda bir genç hızını alamadı, gaza fazla bastı ve önde giden kızı tutup kendine çekti ve öptü. Kız debelenip dururken bizimki sunucuyapişkin pişkin; "Biliyorum o da istedi. Bakışları öyle diyordu" dedi. Bari insan utanıp da "birine benzettim" falan der. Ama bu aslan parçası pişkin pişkin "O da istedi" diyor. Zaten bizim kadınlarımızın hepsi tacize, tecavüze bayılır! İçimizden "Bugün kendimi Nişantaşı'nda mı yoksa Beyoğlu'nda mı elletsem" diye düşünürüz. Hatta bazen "Şöyle bir otobüse bineyim de arkadan bana sürtsünler" deriz. Neyse... Kimi evde, aile, eş dost muhabbetiyle, kimi barda, gazinoda çalgıcı, şarkıcı muhabbetiyle, kimi sokaklarda ellenerek, itilip kakılarak girdi yeni yıla. Ne mutlu yeni yıla sağlıklı, ayakta girdik, gerisinin hiç önemi yok.
|