|
|
|
|
Acısı ve tatlısıyla bir yıl daha geride kaldı
Her yıl olduğu gibi 2005'te de bazıları ağlarken bazıları güldü. Kimileri hayatının aşkını bulurken kimileri de ayrıldı. Hülya Avşar'ın hayatının her detayı yazıldı. Bir de maço erkek modası arttı
Bir yılı daha geride bıraktık. Kimimiz için iyi, kimimiz için de kötü bir yıl oldu belki 2005... Bazıları büyük aşklar yaşadı. Belki ilk defa aşık olup da hayatının aşkını bulanlar var. Kimileri ise hayatının aşkından ayrıldı. Kimilerinin ailelerine yeni üyeler katıldı; bebekleri oldu, kimileri bazı aile fertlerini kaybetti. Dedim ya bazıları ağlarken, bazıları da güldü. Ya da bazılarının acıları diğerinin mutluluğu oldu. Ama herkes umutla yarını bekledi. Derler ya "Gecenin en karanlık anı güneşin doğuşuna en yakın andır diye..."
YARIN GÜZEL OLACAK İşte en dibe vuranlar bile umutla yarın olacak güzellikleri bekledi. Ülke olarak da çok acı ve çok neşeli günler geçirdik. Bazen güldük ağlanacak halimize. Şöyle bir düşünün son bir yılda ne kadar komik hadiselere şahit olduk. Kadınlarımız botoks furyasına kaptırdı kendini ve bütün suratlar birbirine benzemeye başladı. Botoksları yiyen yüzler hiçbir şeye şaşıramaz oldu. Kocaman silikonlu memeler, koca koca Angelina Jolie dudaklar etrafımızı sardı. Estetik furyası böyle devam ederken bir de Uzakdoğu felsefelerine merak sardık. Çakralarımızı açıp ellerimizi birbirine kavuşturup "Hımmm" diye yoga yaptık. Felsefesini benimsediğimiz için değil moda olduğu için yaptık. Kimilerimiz modacı olmaya özenip sözde modacı oldu. Kimilerimiz "Bende de bir metre bacak var, hazır silikonlarım da var'' diyerek eline mikrofon alıp sahneye atladı. Kimileri reyting uğruna halkın önünde dalaştı. Günlerce içimiz dışımız Hülya Avşar oldu. Boşandı, "kadın dövülür" dedi, yok öyle demedi, böyle dedi. Hayatlarının her detayı tek tek yazıldı, çizildi. Kayanın edep yerinin boyu dışında her şeyi öğrendik. Derken dayak yiyen kadınlar moda oldu. Birisi "dayak yedim" dedi, arkası çorap söküğü gibi geldi. Arka arkaya sanat camiası "Ben daha çok yedim" diye döküldü. Bir de koca bir sene kaynana Semra'yı izledik. Semra Hanım oğlunu kaybetti, bu bile gazını kesmedi. Bağırış çığırış medyada yer aldı. Bu "Biri bizi gözetliyor, özetliyor" programlarından, evlenme evlerinden, onların polemiklerinden midemiz bulandı. Derken "Kurtlar Vadisi" diye bir dizi dört bir yanı sardı. Gençler Polat'a özenip racon kesmeye başladı etrafta. Ağa dizileriyle birlikte maço erkek modası sardı etrafı. Özcan Deniz olayı anlayacağınız. Seymen Ağa, Özcan Deniz'i şöhretin zirvesine taşıdı. Yok o din değiştirdi, yok o onunla, bu bununla basıldı derken koca bir 2005 bitti, gitti. Ben kendi adıma hepinize mutlu, sağlıklı, neşeli, özgür, paralı bir 2006 diliyorum. Umarım 2006 hepiniz için aşk, barış, refah dolu bir yıl olur. Yine umarım hak edenleri hak ettikleri yerde görürüz. Hepinize mutlu yıllar.
Ayşe Brav
|
|
|
|
|
|
|
|
|