İnsanlık hali...
Yolda rastladım.. Süslenmiş püslenmiş dolaşmaya çıkmış.. "Ne o, bakıyorum yüzünde güller açıyor.." dedim.. "Keyfim çok yerinde.. Benim herif hasta.. Yataklara düştü.. Ben de bu nimetin tadını çıkarıyorum" dedi.. "Anlayamadım.." deyince de döktürmeye başladı.. "Hep aldattı beni.. Ben evde şimdi gelir, işte takılmıştır diye bekledim.. Bir gün inşallah hastalanıp, yataklara düşersin.. Benim elime bakarsın, bana muhtaç olursun.." dedim.. Dualarım kabul oldu.. Çıkamıyor yataktan. Artık yalnız benim.. O evde, ben huzur içinde sokağa çıkabiliyorum dedi.. Tuhaf birisiydi oldum olası.. "Yahu yazık değil mi, sen hep tek başına kalmaktan yakınırdın.. Şimdi onu yalnız bırakıyorsun, sürtüyorsun" dedim. "Yoook, artık anladım öyle her dakika dip dibe olmak bana göre değilmiş.. Ruhum daralıyor.. Hem artık nerde olduğunu biliyorum ya.. İçim rahat.." "Kafasının içinde ne yolculuklar yapıyordur... Kimbilir zihninde kimlerle nerelerde sürtüyordur" dedim.. Yüzünde açmış olan güller birden soluverdi.. "Ay bu aklıma gelmemişti.. Hemen eve gidiyorum.. Bu erkek milletini yalnız bırakmaya gelmiyor" dedi.. "Allahaısmarladık" bile demeden fırladı gitti.. Ayrılmak istedin.. Tutturdun.. Ayrıldık. Yeni birisi varmış hayatında. Gittim adamın dükkanını buldum; Hergün uğruyorum kitapçısına.. Ahbap olduk. Benim kim olduğumu bilmiyor. Ben onun kim olduğunu biliyorum. Habire seni anlatıyor bana. Hiç sen değil anlattığı o insan.. Demek herkes kendine göre bir şekle döküyor sevdiğini.. Benim sevip aşık olduğum kadın değil onun anlattığı.. Başka birinden söz ediyor sanki seni anlatırken.. Sevgilin başka bir kadınla beraber olduğuna göre Acaba yeniden birlikte olabilir miyiz? Oturmuşlar karşılıklı aşk üstüne konuşmak için. Birbirlerini suçlamışlar. Bağırıp çağırmışlar.. Felsefe yapmışlar aşk üstüne.. Derin derin konuşmuşlar.. Aşkı, sevgiyi tartışırken büyük kavga çıkmış aralarında.. Sonra yatmışlar, sarılmışlar birbirlerine.. Her şey yoluna girmiş. "Umarım bir daha birbirinizi üzmezsiniz" dedim.. "Gelecek sevişmeye kadar her şey yolunda gider" dedi.. Karı koca çok iyi anlaşırlardı. Ev sahibi olmak en büyük hayalleriydi. Bir kat alacak kadar parayı biriktirmek için çalışıp didindiler. Onlar parayı denkleştirdiğinde ev fiyatları beş misline çıkmıştı. Birkaç yıl daha dişlerini sıktılar, çalıştılar, çabaladılar. Yemediler, içmediler, para topladılar.. Ev fiyatları yine almış başını gitmiş. Bir türlü gerekli parayı denkleştiremediler. Baktılar çalışarak olmayacak. "Havadar bir yerden aile kabristanı alalım" dediler. Karısı deniz gören mezar istiyor.. Koca da "Selvilerin altında, ağaçların arasında düz ayak bir yer olsun" diyor.. Karısı "Annem Aşiyan Mezarlığında yatıyor.. Ben onun yanında yatmak isterim" diye tutturmuş. Kocası "Benim anam babam da Karacaahmet'de.. Çocuklara da yakın; bayramlarda kolay gelir giderler ziyaretimize" demiş. Karısı "Ben o cadaloz kaynanamla aynı mezarlıkta dünyada yatmam" deyince kıyamet kopmuş. Bu kadar yıl sonra boşandılar. Şimdi ikisi de huzur içinde yatacakları bir yerden mezar almak için para biriktiriyor. Kocası üstüne sevgili tutmuş. Doldurduğu gibi torbaya kirli çamaşırlarını kocasının almış soluğu kadının evinde. Çalmış kapıyı koymuş torbayı kadının önüne.."Madem sefasını sürüyorsun kocamın buyur donlarını da sen yıka" demiş. "Hanım hanım, ben de evliyim. Benim kocamın da dostu var. Ama ben kocamın çamaşırlarını yıkar, mis gibi yaparım.Evli kadına kocasını dostuna kirli çamaşırla göndermek yakışır mı?" Kadın kocasının kirli çamaşırlarını alıp gitmiş.. Yıkamış, ütülemiş.. Şimdi kocası mis gibi.. "N'olacak bu işin sonu?" dedim. "Valla bu çamaşır işinden kurtulmak için, kocayı bırakıp, evli bir erkekle dost oturmayı düşünüyorum" dedi.
|