Pazartesi deniz yırtılırsa diker misiniz?
Epeydir, şairlere ve şiire karşı yaygınlaşan duyarsızlıktan şikayetçiyim... 1 Kasım Yahya Kemal Beyatlı'nın ölüm yıldönümüydü, sanki hiç yaşamamış gibi sessiz geçiştirildi. Yarın da bir şairin ölüm yıldönümü... Orhan Veli bundan tam elli beş yıl önce ölmüştü. Aslında her şey, 10 Kasım 1950 tarihinde, sokakta yürürken belediyenin açtırttığı bir çukura düşmesiyle başladı. İki gün sonra İstanbul'a gitti. 14 Kasım'da öğleyin bir arkadaşının evinde yemek yerken fenalaştı. Hastaneye kaldırıldı. "Alkol zehirlenmesi" teşhisiyle tedavi edildi, ancak "beyin kanaması" geçirmekteydi. Geceleyin saat 23.20'de öldü.
*** On yıldır, Orhan Veli'nin ölüm yıldönümlerinde bir grup "Orhan Veli Yürüyüşü" yapıyor. Elektronik posta kutuma gelen mesaj bu süreci şöyle hikaye ediyordu: "Kardeşi Adnan Veli'nin 'yürümekten hiç bıkmazdı. Bazen Beyoğlu'ndan Sarıyer'e kadar yürüyerek, ıslık çalarak gittiği olurdu' sözünden yola çıkarak yaptığımız Orhan Veli Yürüyüşlerinin ilki 14 Kasım 1996 Perşembe günü yapılmıştı. Yürüyüşün Taksim Atatürk Heykeli önünden başlamasını uygun bulmuştuk çünkü, Orhan Veli'nin ölümünün nedeni, yani Ankara'da belediye çukuruna düşmesi, Atatürk'ün ölümünün on ikinci yılında gerçekleşmişti. 14 Kasım 2004'te 9'uncusu yapılan Orhan Veli Yürüyüşü, yine saat 11.00'de, Taksim Atatürk Heykeli önünde başladı ve Aşiyan'da Orhan Veli'nin mezarı başında sona erdi. Tek katılım şartı, bir şiir kitabı getirmekti.. Amacımız bir anma toplantısıydı ve bu toplantıyı dört duvar arasında yapmak istemiyorduk, çünkü Yaprak Dergisi'nin ilk sayısındaki Alış-Veriş şiirinin bir mısrası şöyledir: Salon verir sokak alırız Her yürüyüşte olduğu gibi bu yürüyüş de bir şiir şöleni oldu ve aynı şiirle başladı: Bütün güzel kadınlar zannettiler ki Aşk üstüne yazdığım her şiir Kendileri için yazılmıştır. Bense daima üzüntüsünü çektim Onları iş olsun diye yazdığımı Bilmenin. 10. Orhan Veli Yürüyüşü, 14 Kasım 2005'te yapılacaktır. 'İş Olsun Diye' yürümek isteyenleri bekleriz."
*** Orhan Veli, "Dalgacı Mahmut" şiirinde şöyle der: "İşim gücüm budur benim, Gökyüzünü boyarım her sabah, Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman, Bilmezsiniz kim diker; Ben dikerim." Orhan Veli artık yok. Ben derim ki, yarın elinizde bir şiir kitabı, yırtılacak olan denizi, yapılacak olan yürüyüşe katılarak siz dikin. Gökyüzünü de sabaha karşı boyarsınız.
|