|
|
Sayısız kızlık zarı diktim
Dr. Cenk Kiper, Türkiye'de yaygın olduğu halde hiçbir doktorun yaptığını kabul etmediği 'kızlık zarı dikme' operasyonu hakkında cesur konuştu: "Çok sayıda kızlık zarı ameliyatı yaptım. Zor durumdaki insanlara yardım ettiğimi düşünüyordum. Büyük hataydı."
Türkiye'de kızlık zarı diktiren çok
Bugüne kadar bu ameliyatı yapan hiçbir doktor röportaj vermeyi kabul etmemişti. Doktor Cenk Kiper tüm samimiyetiyle anlattı: "Çok sayıda kızlık zarı ameliyatı yaptım. Ama iki yıldır kesinlikle yapmıyorum. Zor durumdaki insanlara yardım ettiğimi düşünüyordum. Büyük hataydı".
"Sosyetik kadınlar kızlık zarını diktiriyor. Kocasına sürpriz yapmak isteyenler bu ameliyatı oluyor" haberleri her yıl yapılır. Doğru değil. Ben böyle bir taleple hiç karşılaşmadım
Doktor Cenk Kiper'e önce çok teşekkür ediyorum. "Dürüst" ve "samimi" olduğu için. Son günlerin en çok konuşulan konularından biri şu "bekaret zarı diktirme" meselesi. Maalesef pek çok genç kadın töre cinayeti korkusuyla ya da toplum tarafından dışlanma endişesiyle kızlık zarı diktiriyor. Bu konuya etik değil diye bakanlar da var, tıpkı estetik ameliyat gibi kişinin kendi tasarrufunda diye düşünenler de. Kızlık zarı ameliyatı yaptığını öğrendiğim pek çok doktorla konuştum, ama hiçbiri röportaj vermeyi kabul etmedi. Kendi sözleriyle "deşifre olmak" istemiyorlardı. Bu işlem hukuken suç olmadığı halde... İşte o yüzden Cenk Kiper'e cesareti için de teşekkür ediyorum. "Yapmıyorum" da diyebilirdi "zor durumda kalırım, konuşamam" da. Cenk Kiper deneyimli bir kadın doğum uzmanı. Aynı zamanda psikoloji eğitimi de almış. Kiper, bu ameliyatı iki yıldır "kesinlikle" yapmıyor. Ancak iki yıl öncesine kadar bu operasyonu sayısını hatırlamayacak kadar çok kez gerçekleştirmiş. Şimdi belki birileri "cık cık cık" yaparak parmağını sallayacak, doktoru eleştirecek ama ben Kiper'in bütün samimiyetiyle paylaştığı gözlemlerinin toplumdaki portreyi gözler önüne sermede önemli bir katkı yapacağını sanıyorum. Çünkü ortada, görünenden, yani basit bir kızlık zarı dikme olayından daha büyük sorunlar var.
- Pek çok hekim, etik olmadığı gerekçesiyle kızlık zarı dikmiyor, peki siz niye yapıyorsunuz? - İki yıl öncesine kadar bu ameliyatı yapıyordum. Ama iki yıldır kesinlikle yapmıyorum. Bir kere yaşam tarzım, inançlarım, davranışlarım değişti. Kızlık zarı ameliyatının anlamlı olmadığını gördüm.
- İki yıl önce ne oldu da bu konudaki tavrınız değişti? - Hayata bakışım, yaşam tarzım değişti. Belki daha evvelden bilgisizlikten, cahillikten, maddi çıkarlar için bilemiyorum... Belki zor durumdaki insanlara faydalı olduğuma inandığım için yapıyordum. Zaman içinde olgunlaşıyorsunuz. Sağlıklı bulmadığınız için de yapmamaya başlıyorsunuz. Bana göre bir hataydı.
DOKTORLAR ONAYLAMIYOR - Ne kadar kızlık zarı ameliyatı yaptınız? - Bu konuda konuşabilecek kadar çok. Sayısını hatırlamıyorum.
- Nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız? Türkiye'de kadınlar neden kızlık zarlarını diktirmek istiyorlar? Töre cinayeti mi, toplumdan dışlanma kaygısı mı, nedir? - Türkiye'de kızlık zarını diktirmek isteyen çok kişi var. Gördüğüm kadarıyla bunların yüzde 90'ı partneriyle beraber olmak, evlenmek üzereyken geliyor. Çünkü karşısındaki kişi bakire olmadığını bilmiyor. Yüzde 10'u da kendi psikolojik yapılarını düzeltmek için geliyor. O anda evlilik niyeti yok ama yanlış bir şey yaptığını düşünüyor. Sağlıklı bir durum değil tabii. Pek çok doktor da bu ameliyatı yapmayı kabul etmez zaten. Başta yapıp sonradan kabul etmeyen çok arkadaşım var.
- Töre cinayetinden kaçan, bakire olmadığı anlaşılırsa öldürüleceğini söyleyen bir genç kadın, hekim tarafından nasıl geri çevrilebilir? - Burada sosyal bir tartışma açılır. Tecavüze de uğramış olabilir. Kaza da geçirebilirsiniz ve kolunuz, bacağınız kopabilir. Bununla yaşamak, mücadele etmek, bunu öğrenmek zorundasınız. Bunu da öyle görmek gerek. Önce toplumun bu konudaki bakışını değiştirmesi şart. Ben de önceleri söylediğiniz gibi, birinin ihtiyacı varsa, yapılabilir diye bakıyordum. Daha sonra bunun dürüst bir tarz olmadığını gördüm. Ben de neden yaptım bilmiyorum. Belki toplumsal bir ihtiyaç vardı. Ama bugün bunun anlamlı olduğuna inanmıyorum. Neden derseniz, 2006'ya girerken insanlar petrolle, uzayla, Mars'ta yaşamla ilgilenirken, biz hala kızlık zarıyla uğraşıyoruz.
- Kızlık zarı tamiri dünyada uygulanan bir şey mi? - Değil tabii ki. Bakirelik kavramı Türkiye'deki gibi algılanmıyor. Bu kavram inançla gelişir. Türk toplumda böyle bir talep var, doktorlar da etik anlayışları nedeniyle yapmak istemiyorlar.
- Plastik cerraha "yüzümü gerdirmek istiyorum" demekle, "kızlık zarımı diktirmek istiyorum" demek arasındaki fark nedir? Neden biri etik, diğeri değil? - Birinde ahlaki değer var, öbüründe yok.
- Sizi iğreti eden tam olarak nedir? Erkek milletine kazık atmak mı, düzenin bir parçası olmak mı? - Kadının yaptığı da erkeğin beklentisi de sağlıksız. Böyle bir düzenin içinde yer almak istemiyorum. Dürüstlüğe aykırı. Dini inançlarıma da uygun gelmiyor.
- Dini inançlarınız o zaman mı daha kuvvetliydi, şu anda mı? - Şimdi daha kuvvetli. .
- Kızlık zarı ameliyatı yaptığını öğrendiğim ve aradığım doktorlar, "basında görünmek istemeyiz" diyerek röportaj talebimi reddettiler. Bunu açıkça konuşmayı kabul eden, dürüst davranan tek kişi siz oldunuz. Siz neye güveniyorsunuz? - Doktorlar kızlık zarı ameliyatıyla anılmak istemezler. Bu sıkıntılı bir konu. Hoş bir şey değildir. Ben şu anda yapmadığım için konuşuyorum sizinle. Yapsam ben de "yapıyorum" demezdim. Çünkü birçok insan bunu yaptırmasına rağmen doktorlar üzerinde sosyal bir baskı oluşur. Röportaj yapmazlar, çekinirler.
SAĞLIKSIZ BİR DURUM - Siz bir hekim olarak son zamanlardaki bekaret tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir tarafta Şebnem Schaffer bekaret raporu alıp gösteriyor. Öbür tarafta kadınların kocalarına yılbaşı hediyesi vermek için bekaret zarlarını diktirdikleri haberleri çıkıyor! Niye kafayı buna takmış durumdayız? - Benim tabii ki hiç hoşuma gitmiyor. Niye bir kadın bakire olduğunu gösterme ihtiyacı duyar? Bunlar sağlıklı göstergeler değil elbette. Diğer söylediğiniz haber her yıl yapılır zaten: "Sosyete kızlık zarını diktiriyor. Yılbaşında kocasına hediye vermek isteyen bilmemkim kızlık zarı ameliyatı oldu!" Bunlar doğru değil. Böyle bir şey yok! Türkiye'de yaşanan bu olayların altında aslında bir kimlik sorunu var. İnsanları insanlıktan çıkarıyor, cinsel meta haline getiriyorsunuz. Kişinin sosyal yapısı, bilgisi, hayata bakışı, tecrübeleri, inançları, davranışları, yani kişiliği hiç önemli değil sizin için. Sadece ve sadece bir cinsel meta olarak görüyorsunuz. Kadınlar da bunu zaman içinde kabulleniyorlar. Oysa beyin nakli yapılmaya doğru gidilirken, hala zarda takılıyorsanız sizin beyinsel bir sorununuz vardır.
PSİKOLOJİ EĞİTİMİ ALDIM - Siz bu işi sevdiğiniz için mi seçtiniz, yoksa iyi para var diye mi? - Türkiye'de meslek seçiminde toplum etkili olur. Çevrenin gazına gelmiş olabilirim. Ama şu anda yaptığım işten, özellikle bebeğin dünyaya gelişine yardımcı olmaktan müthiş mutlu oluyorum. Tıp fakültesini bitirdikten sonra yurtdışında ihtisasıma başladım ve Zeynep Kamil Hastanesi'nde tamamladım.
- Bunların üstüne niye bir de psikoloji eğitimi aldınız? - Tıp fakültesindeyken, ameliyattan sonra uzun süre hastanede yatacak bir hastamız vardı. Hocalarımız mide kanamasını engellemek için bir ilaç vermemizi söyledi. Girebileceği sıkıntının sonucu olarak mide kanaması geçirebilirdi. Psikoloji işte bu noktada çok önemli. Bana cinsel sorunu olan hastalar da geldiği için psikoloji eğitimi almak istedim. Psikoloji alanında yüksek lisansımı bitireli bir seneyi geçiyor.
- En sık hangi cinsel sorunlarla karşılaşıyorsunuz? - Erkeklerde erken boşalma, kadınlarda vajinismus, yani ilişkiye girememe sorunu. Erkekler doktora gitmekten çekiniyor ama erken boşalma tedavisi çok basit bir hastalık. Vajinusmus daha acı bir olay. 10 yıllık evli olup ilişkiye girememiş çiftler geliyor. İkisinin de tedavisi mümkün.
ELİF KORAP
|