|
|
|
|
|
Rabia Hanım psikolojik bir vakaydı
|
|
SABAH Gazetesi Roma temsilcisi Yasemin Taşkın, 1996'da Mehmet Ali Ağca'yla röportaj yapmış, daha sonra Ağca'dan birçok mektup almıştı. Son mektupta ise Ağca "nişanlı" sına ağır ithamlarda bulunuyor.
"Rabia Hanım'la nişanlanacaktım psikolojik bir vaka ortaya çıktı"
SABAH Gazetesi Roma Temsilcisi Yasemin Taşkın Ancona Hapishanesi'nde Mehmet Ali Ağca ile röportaj yapmış; ardından Ağca Taşkın'a 'İtalyanca' mektuplar göndermeye başlamıştı Ağca gönderdiği son mektupta nişanlısı olarak anılan Rabia Özden Kazan için oldukça ilginç iddialarda bulunurken kendini Da Vinci Şifresi'nin yazarı Dan Brown'la özdeşleştiriyor.
Abdi İpekçi cinayeti ve Papa suikastı hükümlüsü Mehmet Ali Ağca ile ile 1996 yılında Ancona Hapishanesi'nde, (Papa suikastinin 15. yıldönümünde) yüz yüze bir röportaj yaptıktan sonra Ağca'dan mektuplar almaya başladım. İtalyan avukatı Marina Magistrelli, o yıllarda Ağca'yı "pişman bir mahkum" olarak yeniden topluma kazandırmaya çalışıyordu. Avukat Magistrelli, Ağca'nın affı ve Türkiye'ye dönmesi için çabalarken tek istediği şey ondan "deli saçması" olarak tanımladığı çıkışları yapmaması idi. Avukatına verdiği sözlere rağmen Ağca, daha sonra gönderdiği mektuplarda da bu ilk bakışta anlamsız görünen çıkışlarından vazgeçmedi. Elimde bulunan mektupların bazıları "özel mektup" niteliği taşıyor. Ağca ile doğrudan görüşme imkanı olmayınca, pek çok konudaki sorularıma ancak yazılı yanıt alabildim. Bu yazılı mektupları Ağca, genelde avukatları ya da yakınları aracılığıyla ulaştırabiliyordu. Bu İtalya'da da böyle oldu. Ağca ayrıca, kendi inisiyatifi ile mektup ve mesajlar da gönderdi. Bunların bir kısmı ne Papa suikasti davası ile ne de Emanuela Orlandi'nin kaçırılışı ile ilgili olarak hiçbir yeni unsur içermediği için yayınlanmadı. İşin ilginç tarafı mektuplarını yazarken İtalyanca'yı kullanıyordu. Bir keresinde bunu dini konularda "Türkçe yetersiz, onun için İtalyanca'yı kullanıyorum" şeklinde açıkladı.
'RUHANİ DUVAR' YIKILIR MI? Ağca'nın zaman zaman gönderdiği "açıklamalarını" ya da "mülakatlarını" içeren mektuplarında da dini temalar hiç eksik olmadı. 2005 yılında Papa'nın hasta olduğu dönemde gönderdiği bir mektubunda 1 Mayıs 1983'te Tanrı ile konuştuğunu ve kendisine "İsa" olduğunu söyledikten sonra 'Vatikan için bir mesajım var' deyip şöyle devam ediyordu: "Dünyanın bütün piskoposları ve kardinalleri, dünyanın sonunu açıklamak için Vatikan'da toplanın. Bu yeryüzünde insanlığın son nesli..." Aynı uzun mektupta Vatikan, Fatima'nın üçüncü sırrını açıklamaya davet edilirken "Fatima'nın 3. sırrını belgeleri ile açıkladığımda tüm dünya şaşıracak" deniyordu. Papa suikasti davasının en önemli hakimlerinden Rosario Priore'ye göre Ağca tüm dini temalı açıklamalarında birilerine, bir yerlere mesaj gönderiyordu; "Vatikan'a hitaben söylediklerinin alt mesajı 'Bakın siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum, bunu beraber açıklayalım' olabilir." Ağca'nın Papa suikastinin ardındaki giz perdesi ile ilgili bir mesajı ise arada bazı mantık izleri taşır nitelikteydi: "Kamuoyu, sıradan vatandaş sistematik dezenformasyon karşısında binlerce şey düşünebilir. Ancak güç merkezleri için hiçbir sır yok, tabular var, son gerçeğin provoke edebileceği politik hesaplar ve endişeler var. Bazıları Berlin Duvarı'nın olduğu gibi, Vatikan'ın ruhani duvarının da yıkılabileceğinden korkuyor. Örneğin CIA, Sismi (İtalyan Gizli Servisi) Orlandi olayı üzerine neden gerçekleri anlatmıyor?" Ağca mektubunda kendisinin mesih olduğunu anlayanların Orlandi'yi kaçırdığını anlatırken, "Orlandi olayını anlamak için Sisde'nin (İtalyan askeri gizli servisi) katolik Vincenzo Parisi imzalı, 14 Kasım 1983 tarihli belgesini analiz etmek yeterli" diyordu. Vatikan tarafından katolikliğe devşirilmesi de mektuplarında sık sık tekrarladığı bir konu idi. Yine "Vatikan, dünyanın en önemli ve kutsal din değişimi sayılacak olan benim devşirilmemi planladığı 1983 yılını olağanüstü kutsal bir yıl ilan etti. Papa bunun için beni ziyaret etti... Ben Papa'ya Tanrı'nın bana verdiği ilahi vizyonu anlattım. Tanrı ben Mehmet Ali Ağca'nın yeni mesih olduğu söyledi. Papa bana inandı ve dünya basınına aşağıdakileri söyledi; 'Güvendiğim bir kardeşimle görüştüm, mükemmel bir görüşme oldu. Bu Tanrı'nın istediği bir görüşme oldu'..."
TV FİLMİ VE KİTAP YOK Son mektuplarından biri ise Rabia Kazan ile nişanlanması ile ilgili idi. Şöyle yazmıştı: "Rabia Hanım'la muhtemel bir nişanlanma için buluştum, ancak psikolojik bir vaka ortaya çıktı. Bundan başka hiçbir televizyon filmi ve kitap yok. Eğer ben çıkarsam gerçek bir kitap yazmak ve gerçek bir film yapmak mümkün olacak. Dan Brown sadece Da Vinci Şifresi kitabından iki yüz milyon dolar kazandı" diyordu. Ağca'ya göre kendi kitabı daha ilginç olacaktı. Bu mektupta "Serbest bırakılmama az kaldı. Papa ve Vatikan benim lehime müdahale etmeli yoksa çok zor. Özgür bir adam olarak görüşmek dileğiyle" diyordu. Cuma günü akşam saatlerinde ise Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin karar, Yargıtay tarafından bozuldu, Ağca'nın da tekrar hapse girmesi böylelikle kesinleşti. İstanbul Valisi Muammer Güler, Kartal'da yakalanan Ağca'nın emniyet güçlerine direnmediğini açıkladı. Ağca emniyet müdürlüğüne giderken mektuplarında sıkça dile getirdiği gibi "Ben mesihim" diye bağırıyordu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|