| |
|
|
Woody Allen neler talep etti?
Geçen perşembe akşamı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda sinemacı ve klarnetçi Woody Allen ve orkestrasının ('Woody Allen and his New Orleans Jazz Band') konseri vardı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın organize ettiği etkinliğin sponsoru 'Ak Emeklilik'ti. Allen müzikte iyi bir 'amatör'. Klarnetini iştahla üflüyor. Bazen 'Vay canına, bu sesleri ben mi çıkartıyorum' halleri geliyor üstüne. Samimi, şirin, iddiasız bir grup onunki. Tatlı tatlı çaldılar. Biz de gayet memnun kaldık.
Konserin ardından tuhaf yorumlar zuhur etti. Önce Doğan Hızlan (Hürriyet), ardından Aykut Işıklar (Bugün), Woody Allen'ın 'sanatçı kişiliği'ni yücelttiler. Nasıl? Allen'ın şu üç talebine dayanarak: "1) Kalacağım otelde karşılama heyeti ve kırmızı halı istemem... 2) Otel ve sahne alacağım konser alanına giriş ve çıkışta arka kapıyı kullanmam... 3) Konser afişlerinde benim tek resmim yerine tüm grubu gösteren bir kare olmalı... Bunlar yapılmazsa konsere çıkmam."
Önce şunu belirteyim: Birçok stara kıyasla, Woody Allen ve arkadaşlarının gayet mütevazı davrandıkları doğrudur. Ama... * Aynı Woody Allen, bizim organizatörlerden limuzin istedi. Limuzinlerin fotoğrafları ABD'ye gönderildi. Beğenmedi. Bunun üzerine Mercedes'in büyük bir modelinde karar kılındı. * Allen bu aracın uçağın kapısına kadar gelmesini istedi. Güvenlik nedeniyle bunun mümkün olamayacağı belirtildi. Sonuçta havaalanındaki özel bir araçla uçaktan alındı, VIP salonundan geçirilip Türkiye'ye girdi. * Onca ricaya rağmen konserin ardından gazete ve TV'lere bir dakika bile ayırmadı. Birkaç imza verip gitti. * İKSV'nin tecrübeli organizatörleri eminim bu kadarına kapris bile demez. Ama gruptaki kadınların biraz farklı olduğunu duydum. Mesela onlar (eşi ve dadılar) alışveriş yapacak diye bazı antikacı, halıcı ve kuyumcu dükkânları gecenin geç saatlerine kadar açık tutuldu. Çoğu sanatçı kaprislidir. Ününden yararlanarak, çeşitli taleplerde bulunur. Kaprislerinin sayısı ve niteliği şöhretiyle doğru orantılıdır. Biri artınca, diğeri de artar. Biri düşünce, yani şöhreti azalınca, kaprisleri de azalır. 70 yaşına gelen... Caz alemindeki yeri üst sıralarda olmayan... Son filmleri yerden yere vurulan bir sanatçının fazla talepkâr olmayacağını (daha doğrusu ' olamayacağını') kolayca tahmin edebilirsiniz. Ama o bile yukarıda sözünü ettiğim istekleri öne sürdü işte! Milliyet'in Washington temsilcisi Yasemin Çongar'a röportaj ve fotoğraf konusunda yarattığı sorunlar da cabası! Tek kare fotoğraf çektirmedi, tek! Röportajı da telefonda yaptı.
Bunları niye mi yazdım: Kapris konusunda ne Woody Allen'ı yüceltelim, ne Tarkan'ı aşağılayalım... Şov düzeni böyle işliyor. Not: Türkiye ya da dünya çapındaki yıldızları geçtim... Bazı küçük çaplı gezilerde dahi, 'çay içeceğim, kurabiye yiyeceğim' diye grubun programını aksatanlar olmuyor mu?
|