| |
En sabıkalı hat
Rusya'dan Türkiye'ye doğalgaz iki boru hattıyla geliyor. Biri malum; 2003 sonunda devreye giren, ancak resmi açılışı 18 Kasım 2005'te yapılan Mavi Akım. Diğeri Rusya-Ukrayna-Moldova-Romanya-Bulgaristan-Tekirdağ boru hattı. Ukraynalılar en çok ve en sık bu boru hattından gaz çalıyorlar, iyi mi!.
Mavi Akım anlaşmasının imzalandığı 1997 sonundan bu yana doğalgazda Rusya'ya bağımlılığın siyasal, ekonomik ve stratejik açılardan çok ciddi tehlikeler yaratabileceğini söyleyenler şimdi Ukrayna kriziyle haklı çıkmanın keyfini yaşıyorlar. Ancak ne yazık ki, Türkiye ne "Tamam haklı çıktınız" diyerek onların sırtlarını sıvazlayacak, ne de en azından kısa vadede alternatif kaynakları devreye sokabilecek durumda. Başı o kadar dertte ki, Moskova ile Kiev arasındaki krizin bir an önce çözümlenmesini dilemekten başka seçeneği yok. Çünkü 2006'da 35.7 milyar metreküp doğalgaz ihtiyacının 22 milyarını Rusya'dan karşılayacak. Karşılamak zorunda. Anlaşmalar gereği: * 18 Eylül 1984'te Sovyetler Birliği ile yapılan 25 yıl süreli anlaşmayla 1987'den itibaren yılda 6 milyar metreküp doğalgaz alımını taahhüt etti. * 10 Aralık 1996'da Rusya Federasyonu ile imzalanan 23 yıl süreli anlaşmayla da yılda 8 milyar metreküp doğalgaz ithalatına söz verdi. Bu iki anlaşmanın öngördüğü yıllık 14 milyar metreküp doğalgazın pompalandığı boru hattı Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan'ı geçip Tekirdağ'a uzanıyor.
Ukrayna'da 5 boru hattı * Üçüncü anlaşma ise Mavi Akım'la ilgili. Bu yıl o hattan 8 milyar metreküp gaz gelecek. Bir teknik bilgi daha: Rusya ile Ukrayna arasında 5 gaz boru hattı uzanıyor. 2'si Ukrayna içinde kalıyor, 3'ü transit geçip Avrupa'ya ve Türkiye'ye uzanıyor. Ruslar, Ukrayna hatlarının vanasını kapattılar. Ancak kaçınılmaz olarak transit borular da etkilendi, basınç düştü, Avrupa'ya gaz akışı yavaşladı. Buna bir de Ruslar'ın "Ukrayna daha ilk gün borulardan 100 milyon metreküp gaz çaldı" feryatlarını ekleyin... Aslında Rusya Başkanı Putin ile Ukrayna lideri Yuşçenko arasındaki bilek güreşinin ardında "sandık hesaplaşması" yatıyor: 27 Mart'ta Ukrayna'da yapılacak genel seçimler. Yuşçenko iplerin kopmasını göze alacak kadar katı tutum izleyerek, yarısı Rusya sempatizanı olan, diğer yarısı da Turuncu Devrim'den beklediğini bulamayan Ukrayna halkını Moskova'ya karşı kışkırtmayı amaçladı. Ancak Putin uzlaşmacı hamleleriyle (3.6 milyar dolar kredi, zamlı tarifenin üç ay ertelenmesi gibi) hesaplarını bir ölçüde bozdu.
Alternatif kaynak var mı? Ukrayna liderinin şimdi başılıca umudu, AB'nin Rusya'ya baskı yapması... Ancak bunda da ölçüyü kaçırmamak zorunda. O da Avrupa'ya giden gazdan hesaplı hırsızlığa bağlı. Sonuç: Batı'ya giden iki hattan çok Türkiye'ye uzanan borudan gaz alacak. Kendi ifadesiyle, "Yüzde 15 transit geçiş hakkı" olarak, Ruslar'a göre ise "Çalarak." Zaten geçmişte de en çok bu boruya el attı. Yani, krizde kabağın en çok bizim başımızda patlaması tehlikesi fazla. Peki alternatif yok mu? Bakalım: * Türkmenistan mümkün ama Mavi Akım anlaşmasıyla o kapı kapandı. Kapanmasa bile Türkmen gazında öncelikli müşteri de, pazarlayan da, borularından gönderen de Gazprom. Yani Rusya. * Başka kaynak Azeri doğalgazı. O da Mavi Akım kurbanı. * Üçüncü yol 16 milyar metreküp kapasiteli Mavi Akım'ı "ful" çalıştırmak. Ancak teknik olarak 2008'den önce mümkün değil. * Bir de İran da var elbette. Ancak yılda sadece 70 gün gaz verebiliyor. Ayrıca ağır hidrokarbonlar içermesi, çiğlenme noktasının yüksek olması nedeniyle maliyet artırıcı filtre sistemleri gerekiyor. İki ayağımızın bir papuça girdiği bugünlerde mümkün değil. Önce doğalgaza, sonra da doğalgazda Rusya'ya bağımlı duruma düşerek, gördünüz mü başımıza gelenleri...
|