|
|
AB'ye eleştiri
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'de kan dökmüş, kan dökülmesine sebebiyet vermiş teröristlerin yabancı devletlerden istendiği zaman, bu devletlerin ''bizde yargı bağımsız, biz yargıya karışamayız'' dediklerini belirterek, ''Onların yargıları bağımsızsa Türkiye'deki yargı müstemleke yargısı değildir'' dedi.
''OLAYLARDAN HOŞNUT DEĞİLİZ''
Çiçek, toplantıda, Orhan Pamuk davasında alınan güvenlik önlemlerinin gündeme gelip, gelmediğinin sorulması üzerine, şunları söyledi: ''Şüphesiz, bizim bu konularda hiçbir
kompleksimiz yok, eğer bir yanlış yapan bir kurum varsa, biz o yanlışı kabul ederiz. Tabiatıyla ortada olan olaylardan hoşnut değiliz. Bunu tasnif etmiyoruz, hiçbir şekilde. Protestoyu yasal sınırları içerisinde yapmak lazım, hepimiz ondan yanayız. Bir hukuk devletinde bir kısım gösteriler hatta kanunsuz gösteri olur, buna karşı polisin davranışları olduğu zaman sizlerin bana sorduğu soruyu bu defa tersinden soruyorsunuz. 'Efendim AB'ye girerken polis bu türlü işler yapar mı diyorsunuz, şimdi polis niye müdahale etmedi diyorsunuz' ikisi de yanlıştır.Etmesi gereken yerde polis mutlak suretle müdahale etmelidir, etmemesi gereken yerde de etmemelidir. Dolayısıyla bir gösteri, izin alınarak yapılıyorsa, izin alınmışsa biz o hakkın sonuna kadar kullanılmasından yanayız. Ama bir gösteri kanunsuz yapılıyorsa insanların haklarını ve özgürlüklerini kısıtlıyorsa, fiili tecavüz noktasına geliyorsa, maksat ne olursa olsun bunu tasnif etmemizde mümkün değildir. Dikkat edilmesi gereken husus, ister yargılama, ister başka konuda olsun işimize geldiği zaman 'böylesi olur mu', işimize gelmediği zaman 'niye böyle olmuyor' tarzında çifte standarttan değerlendirmelerimizi kurtarmamız lazım. AB'ye girerken polis bunları yapar mı diyordunuz, şimdi polis niye yapmadı diyorsunuz ikisi de yanlış.''
''İLGİLİLER DİKKATLİ DAVRANMALIDIR''
Çiçek, yasalar içerisinde herkesin hakkını kullanması gerektiğini belirterek, bir kişinin başkasının hakkını kullanmasına yasaları aşarak müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
Orhan Pamuk davasında yaşananlar nedeniyle üzüntülerini ifade eden Çiçek, bundan sonra bu tür olayların yaşanmaması için ilgililerin daha dikkatli davranması gerektiğini söyledi.
''DEMOKRATİK SABIR GEREKİR''
Türk Ceza Kanunu 301. maddesinde değişiklik yapılıp, yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Çiçek, ''Hayır'' yanıtını verdi.Çiçek, bu konuyla ilgili tartışmanın devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Olayı hukuk çerçevesinde tutarsak, tartışırsak varacağımız sonuç farklıdır. Bunun üzerinden her meselede olduğu gibi bir konuyu siyasi zemine kaydırıp vatanını seven, sevmeyen, ihanet eden, etmeyen, özgürlükten yana olan, olmayan gibi işin kolay, kestirme yolundan tartışma yapacaksak varacağımız sonuç farklıdır. Dosya gelmiştir, bu dosyayı inceleriz. Bu konuyla ilgili yargının iki ayrı makamından verilmiş iki tane takipsizlik kararı var. Burada bir demokratik sabır gerekir.
Türk yargısından bir gün içinde karar verilmesi isteniyor. Farkında olmadan sizler bunları yazıp, çizerek... Bir tespit anlamında söylüyorum. Hepiniz biliyorsunuz ki bir Fehriye Erdal işinde silahın yarı otomatik mi, otomatik mi olduğunu bir başka ülkenin yargısı iki senedir neticelendiremedi. Gayet basit bir iş, gönderirisiniz bilirkişiye silah otomatik mi, yarı otomatik mi belki bir saat içinde bunun kararını almanız mümkün. Şimdi Türkiye'de niye bunlar oluyor diyenler, silahın otomatik mi, yarı otomatik mi olduğuna iki senedir karar veremediler.
Bazı teröristleri Türkiye'ye istiyoruz, dört senedir benden evvel hükümetlerin istediği teröristler var, dört senedir hala yargılama devam ediyor, dosya dolaşıp duruyor. Biz diyoruzki bak sizlerle hani terörle mücadele konusunda iş birliği yapacaktık.
Bunlar Türkiye'de kan dökmüş, kan dökülmesine sebebiyet vermiş teröristler bunları bize iade edin dediğimiz zaman, bu devletler 'bizde yargı bağımsız, biz yargıya karışamayız' diyorlar. Onların yargıları bağımsızsa Türkiye'deki yargı müstemleke yargısı değildir.''
Çiçek, yargının hatasını örtmek gibi niyeti olmadığını da belirterek, ''Eğer burada hukuki bir hata yapıldıysa bunun da sorumlusu hükümet değil, doğrudan doğruya yargının kendisidir'' dedi.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, 1 Haziran'dan itibaren yargıya müdahale edilmesin diye Adalet Bakanlığı'nın yetkisinin kaldırıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bunu AB kendisi istedi. Kimse yetkisini vermezken bu hükümet yargıya müdahale olmasın, yargı dosyadaki delile, hukuka, vicdani kanaatine göre karar versin diye Adalet Bakanlığı'nın bu alandaki yetkilerini ortadan kaldırdı. Dolayısıyla bugün bu suçlar işlenmiş olsa zaten... Temenni ederiz işlenmez, Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi değil. Bu konuda 1 Haziran itibariyle uygulamalar başlıyor. Birinci davayı 8 sütundan manşet verdik ama bugün bazı gazetelerde yine aynı maddeyle ilgili verilmiş olan beraat kararı da var. Demokratik süreç işlerse, yargının işine yerli yersiz müdahale olmazsa, olay kurumları yıpratıcı bir kampanyaya dönüşmezse yargı kendi kuralları içerisinde içtihadını oluşturur. İnanıyoruz ki 301. maddeyle ilgili olarak da hem mahkemelerimiz, hem de Yargıtay daha sağlıklı bir karar verecek, bu tür tartışmalara da gerek kalmayacaktır. Onun için herkes bu noktada sabırlı olmalıdır, en azında başka ülkelerdeki yargının işleyiş süresi kadar, Türkiye'deki yargının işleyişi için de zaman verilmelidir, yargıya imkan verilmelidir. Eğer eksiklikleri, yanlışlıkları varsa tabiatıyla bu yargının kendi meselesidir.''
Çiçek, bir gazetecinin İstanbul'daki olaya polisin müdahalesine ilişkin idari bir tasarrufta bulunulup, bulunulmadığı konusundaki sorusuna da, ''Biraz bekleyelim, konserve soruşturmalar, konserve kararlar, aç-kapa-servis yap. Böyle bir imkan yok, hiçbir yerde'' yanıtını verdi.
(AA)
|