|
|
Çiçek: Dosya bana sabah ulaştı
Bakanlar Kurulu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yaptığı toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı 3 saat 15 dakika sürdü. Toplantı sonrasında Adalet Bakanı Cemil Çiçek, açıklamalarda bulundu.
BAKAN ÇİÇEK: DOSYAYI DEĞERLENDİRECEĞİZ
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Orhan Pamuk'la ilgili dosyanın kendisine bu sabah ulaştığını söyleyerek, "Saat 9'a 20 kala bu dosya bana geldi. Arkadaşlarımız konuyu inceliyor. Bu dava üzerinden siyaset yapıldığını ve kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Geciktirmeksiniz
dosyayı değerlendireceğiz" dedi.
AB TÜRKİYE'NİN KURUMLARINA SAYGILI OLMALI
Orhan Pamuk davası ile ilgili son günlerde yargılama faaliyetleri konusunda ülkede yaşanan tartışmalara da değinen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bu nedenle Türkiye'ye gelen bazı parlamenterlerin olduğunu dile getirdi. Çiçek, Türk Milleti'nin misafirperver olduğunu, gelen herkese olabildiğince saygı ölçüsü içinde davrandığını anlatarak, ''Onların Türkiye'den iyi izlenimlerle ayrılabilmesi için elinden gelen gayreti göstermektedir'' dedi.
LAGENDİJK'E KINAMA
Çiçek, şöyle konuştu: ''Ancak Türkiye'yi ziyaret eden yabancı misafirlerimizden bizim beklediğimiz, Türkiye'nin değerlerine, kurumlarına olabildiğince saygılı olmalarıdır. Türkiye ile ilgili hiç şüphesiz Avrupa Parlamentosu içinde Türkiye yanlısı bir kısım çalışmaları dolayısıyla tanıdığımız Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk'in açıklamalarını esefle karşıladığımızı, üzüldüğümüz ve kınadığımızı bu vesileyle ifade etmek istiyoruz.
Özellikle TSK'yı PKK terör örgütü ile aynı kareye, aynı kefeye koyarak bir değerlendirme yapmış olmasını esefle karşılıyor ve kınıyoruz. Çünkü Türk Ordusu, bu milletin ordusudur, milli bir ordudur. Ve ülkenin en değerli kurumlarının başında gelmektedir. Hükümet olarak şahidizki 3 yılı aşan bir süreden beri, bu hükümetin Türkiye'nin AB üyeliği süreciyle ilgili olarak yaptığı çok önemli gayretler var. TSK, Türkiye-AB ilişkilerinin en iyi şekilde yürütülebilmesi ve Türkiye'nin lehine azami faydanın sağlanabilmesi açısından önemli ölçüde destek vermiştir. Bütün bunlar ortada iken, bunu bir terör örgütü ile beraber değerlendirip, bazı yanlış kareler içine oturtmuş olmasını, Türkiye'yi yeteri kadar tanımadığını ya da kendisine yanlış bir kısım bilgilerin verilmiş olmasından dolayı yanlış bir değerlendirme olarak değerlendirmemiz mümkündür.''
Çiçek, Türkiye ile ilgili beyanda bulunacakların, ayak üstü, yarım yamalak bilgilerle beyanat vereceklerine, gittikleri ülkenin değerlerine ve kurumlarına saygı ölçüleri içinde değerlendirme yapmalarını tavsiye etti.
''ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK''
58. ve 59. hükümetlerin, Türkiye'de düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için önemli adımlar attığını anlatan Çiçek, açılan dava sayılarında önemli ölçülerde azalmalar olduğunu ifade etti. Çiçek, şöyle devam etti:
''Son zamanlarda bir alışkanlık olarak, AB makamlarından ya da Türkiye'nin içinden Anayasa'nın 138. maddesine aykırı, yargıya, hukuka saygıdan uzak bir takım değerlendirmemeler yapılmaktadır. Yasama, yargı ve yürütme demokrasinin üç ayağıdır. Devletin en önemli fonksiyonlarından bir tanesi de yargıdır. Bir taraftan AB, 'yargıya siyasetin gölgesi düşmesin, yargı ile siyasetin ilişkisinin kesilmesini arzu ediyoruz' deyip, İlerleme Raporu'na birçok hususu koyarken, öbür taraftan adeta siyaseti yargının içine çekecek tarzda açıklamalarda bulunulmuştur.
Bu açıklamayı sadece oradan değil, içimizdeki bir kısım çevreler de hukuka saygı adına şüphe ile karşılayacağımız açıklamalar yapmışlardır. Yargının da hiç şüphesiz kendi içinde yanlışlıkları, hataları olabilir, bunu gidermenin yolu, devletin kurumlarını yıpratmak değil, onu kendi kuralları, kendi usulleri, kendi yasaları çerçevesinde değerlendirmek ve bunun sıkıntısını bu anlamda değerlendirip, yargının işine yerli yerine kimsenin müdahale etmemesi gerekir. Hukuka saygısızlık adına, geçtiğimiz şu dönem içinde pek çok kişiden ya da kurumları temsilen yapılan açıklamalarda bu saygısızlığını örneklerini gördük.
Bu devlet hepimizin. Devletin kurumlarını yerli yersiz, kişisel hesaplarla ya da ufak siyasi hesaplarla kimse yıpratmamalıdır. Yabancı beyanlara da içerden kimse destek vermemelidir. Bu hükümet kadar düşünce özgürlüğüne önem veren, pek fazla hükümet de yoktur. Yargılama bir süreçtir. Bahse konu olan olayla ilgili olarak iki yerden takipsizlik kararı verilmiştir. Bunları yok sayıp bir değerlendirme yapıp, alel usül karalama bir kısım beyanların bu memlekette yargı üzerine baskı oluşturacak tarzda yapılmış olmasını da yargıya saygı açısından ve özellikle Anayasa'nın 138. maddesi açısından çok sakıncalı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.''
|