|
|
|
|
|
|
Dünyanın en pahalı kafesi Mangerie'de yazar aşkı...
Kolej basketbol takımının efsane kaptanıydı Barış Küce... Benim Kolej'den epey büyüğümdür... Ama Kolejli olmanın dayanılmaz hafifliği ikimizi de çok yakın iki dost yapmıştır doğal olarak... Geçenlerde söz etmişti Mangerie'den... "Bir öğle yemeği yedim... Biraz pahalıydı galiba" diye... Zaten herkes Bebek'teki Mangerie'den bahsediyor... Ben de hep önünden geçiyorum ama, karakolun yanındaki mekana pek gitmek istemiyorum... Ne de olsa karakol bitişiğinde yemek yemek pek keyifli gelmiyor... Niye diye sorarsanız... Açıklayamam... Gençlik yıllarından kalan arızi bir durum diyebilirsiniz... İtiraz etmem... Oraya sık giden yazar bir kardeşimle gitmeye karar verdim... Yazar dostum benden önce gitmiş kafeye... Bir de ne görsün! Son günlerin en büyük aşkı İclal Aydın-Tuna Kiremitçi aşkına kol kanat germiş Mangerie... Aşıklar koltuklarında birbirlerine sarılıp oturmaktalar... Aşklarını nar suyu eşliğinde yudum yudum içmekteler... Ben geldiğimde gitmişlerdi Bir evin salonuna oturtulmuş mekanın, Amerikanvari bohem tarzı ve bir de terası mevcut... Öndeki apartmanların damlarını, bir de İstanbul'un Boğaz'ını görüyor... Armutlu ıspanak salatasından, nar suyuna değişik ve orijinal ürünlerle dolu bir mönüsü var... Fiyatları es inanılmaz ölçüde pahalı... Değil Bebek'te bir kafenin fiyatları, birkaç gün önce akşam yemeği yediğim İstanbul'un en in mekanı Mikla'dan daha pahalıydı... New York'un en ünlü binalarından Rockfeller Center'ın altında bütün Manhattan sosyetesinin uğrak yeri bir Brasserie vardır... Havuz başında... Abartmıyorum oranın fiyatlarından bile daha pahalıydı Mangerie'nin fiyatları... İki kişi, nar suyundan başka bir şey içmeden, iki antre iki ana yemek ve topu topu bir kahveden oluşan öğle yemeğine tam 120 milyon lira ödedik... Daha bir hafta önce, İstanbul'un en in mekanı Mikla'da kırmızı şaraplı iki kişilik yemeğin fiyatı 160 milyondu... Aynı şarabı Bebek'te bir evin 3. katındaki Mangerie'de içsek daha fazla para ödeyecektik... Buna kim nasıl izin veriyor anlamak mümkün değil?.. Buraya kimler niye bu kadar kazık yiyerek gitmek istiyor- ?.. Onu da anlamak mümkün değil... Ben hayatta kazık yiyerek değil, iyi ve kaliteli yemek yiyerek yaşadığım için, benim gustoma uygun düşmeyen bir mekan olarak listeme geçiyor Mangerie... O mekanda mutlu olunacak tek şey, bitişikteki karakolda falakaya yatırılmış olmamanın verdiği şükür hissiydi!..
|
|
|
|
|
|
|
|
|