|
 |
 |
 |
 |
|
Deri kadın gibidir, önce bakacaksın, sonra okşayacak ve koklayacaksın
Türk derisini Fransız şarabı, İsviçre saati, Küba purosu gibi marka yapmaya çalışan 'Deri Tanıtım Grubu'nun Başkanı Ümit Zaim, hayatında belki de hiç bir araya gelmemiş ünlü isimleri deri için buluşturdu ve poz verdirdi. "Derinin modası geçmez" diyen Zaim, iyi deriyi bulmanın yollarını da başlıkta özetledi!.
Ümit Zaim deri sektöründe bir efsane. 30 yıllık geçmişe sahip Derimod firmasının başındaki adam. 'Deri sektörünün efsane ismi' diyorlar ona. "Ümit Zaim vitrinine karpuz koysa, Zeytinburnu'nda bulunan bin 200 deri showroom'u da aynısını yapar" diyenler var... Zaim şu sıralar yeni bir efsane yaratmanın peşinde... Türkiye'nin bütün dericilerinin katıldığı 'Deri Tanıtım Grubu' aracılığıyla, Türkiye'de ve dünyada "Türk derisinin" hak ettiği noktaya gelmesini sağlamak, Türk derisini marka yapmak için çabalıyor. Bunun için de -gazetelerde ilanlarını görmüşsünüzdür- Türkiye'nin en başarılı ve en ünlü işadamlarını, sanatçılarını hatta Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'i ikna ederek tanıtımlarda görev almasını sağladı. Şu anda 23 mağazaya sahip Derimod'un başkanı Zaim, kendini deriye ve bu kampanyaya adamış, canla başla çalışıyor. Biz de çaldık kapısını, neler olduğunu anlattı...
* Deri markası yaratmış biri olarak nasıl bir bağınız var deriyle?
Dayımın deri fabrikası vardı, babam da fabrikada muhasebe müdürüydü. Deri kokusuyla büyüdük, benim için bağımlılık gibi bir şey... Deriyi çok seviyorum. Sevilmeyecek bir şey değil ki. Fakat hep içimde bir ukde vardı, bu sektörde yalnız Derimod reklamları yapıldı şimdiye kadar! 30 senedir deri reklamı yapıyoruz ama bir firmanın yapması yetmiyor. Türkiye daha çok deri giysin istiyorum. Bizim bu 'Deri Tanıtım Grubu'nda amacımız toplumsal bir refleks yaratıp, deriyi günlük hayatımıza sokabilmek. Kimseye 'Kumaş ceketi bırakın, deri giyin' demiyoruz. Tersine 'Bir hazır giyim pastası var, bunun içine deriyi de sokalım, pastayı büyütelim' peşindeyiz.
* Ve bu hesapları yaparken 'Deri Tanıtım Grubu'nu kurdunuz öyle mi?
Deri sektöründe 3 milyar dolarlık bir potansiyel var. 1 milyar dolar ihracat, 1 milyar dolar turizmden geliyor. Yani turistler deri ceket alıyor! Fakat yıllardır biz bunu aşamıyoruz. Tekstil ilerilere gitti, biz gidemiyoruz. Arkadaşlarla oturduk, 'Ne yapalım?' diye düşündük. Herkesin ağzında bir marka lafı var ama bu lafın altı doldurulamıyor. 'Türk derisinin dünyada bir bilinirliliği var, bardağın yarısı dolmuş zaten, gelin bu bilineni arttıralım' dedik.
* Kimler var grupta?
Bütün sektör bu gruba bir temsilci verdi, bütün dernekler katıldı. Hem para koydular, hem manevi destek verdiler. Bu şimdiye kadar Türkiye'de yapılmış en geniş sektörel harekettir.
* Nasıl yola çıktınız bu kampanya için?
Saat ve çikolata deyince akla İsviçre geliyor, puro deyince Küba, havyar deyince Rusya, pizza deyince İtalya, peynir ve şarap deyince Fransa... Dünyada zaten kendi ürünüyle özdeşleşmiş 8- 10 ülke var. Türk derisi de buna layıktır. İlk olarak havaalanında billboard'larla çıktık. Bana göre çok güzel oldu. Az laf fakat görsellik var. Hatta Versace geçen ay konferansa geldiği zaman bizim panoları görmüş, "Türk derisi gerçekten övgüye layık, ben Versace olarak bütün derilerimi İzmir'den bir firmadan alıyorum" dedi.
* Dünyaca ünlü markalardan hangileri Türk derisi kullanıyor?
Ne kadar önemli marka varsa... Hugo Boss, Tommy Hilfiger, Versace, Armani, Emporio Armani. Hepsinin ceketleri yüzde 90 Türkiye'den gidiyor.
* Evet tekstille uğraşanlar biliyor Türk derisini ama sokaktaki insan biliyor mu Türk derisinin gücünü?
Türkiye'ye 20 milyon turist geliyor. Bu 4 turistten 1 tanesi deri ceket alıyor. Ruslar kadar Alman, İtalyan, Japon da var bunların içinde; istatistiklerle sabit.
* Yurtdışındaki bu bilinirlilik Türkiye'de var mı sizce?
Yok! Ama sektörde de bir kabahat var. Biz 35 yıldır hep ihracat yaptık, iç piyasaya gözümüzü çevirmedik. İç piyasaya yapan bir tek Derimod vardı. Fakat bir tek Derimod reklamları yetmez! Bu kampanyanın amacı "Türkiye bir deri cennetidir" demek. Üstelik her fiyatta deri bulabilirsiniz.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
