|
|
Çamaşır makinesinde ayran bile yapıtlar
1955 yılında Erel Çelik Fabrikaları olarak faaliyete başlayan Arçelik geçmişten bugüne faaliyetlerinin öyküsünü 'MamulMarkaya' kitabında topladı. 45 yıl boyunca kurum içinde çalışanların anıları ve şirket arşiv bilgilerinden oluşan kitap aynı zamanda kurum tarihi olarak önemli bir belgesel olma özelliğini taşıyor. İşte kitaptan birkaç bölüm:
* Arçelik, 11 kasım 1959 tarihinde buzdolabı üretimine geçmek üzere İsrailli Amcor firmasıyla teknik yardım anlaşması yapar. Ve ilk yerli buzdolabı 26 Temmuz 1960'da üretilir. Statü sembolü olan Arçelik buzdolabı yok satar ama ihracatta Araplar'ın boykotu ile karşılaşır. Arap Birliği yalnız Arçelik'i değil, başta Vehbi Koç olmak üzere tüm yönetim üyelerini kara listeye alır ve Arap ülkelerine girişleri yasaklanır. Boykot, Amcor ile ilişkiler kesilene kadar da sürer.
BUNUN KİLİDİ YOK MU?
* Yıl 1970'lerin sonu. Pakistan ile Türkiye arasında büyük bir dostluk yaşanıyor. Eyüp Han dönemi. Eyüp Han'ın bir yakınıyla ilişki kurulamazsa Arçelik buzdolaplarının Pakistan'da satılması zor. Eyüp Han'ın yakınlarından biri bulunur ve bayilik verilir. 100 adet buzdolabı satılır, sonra siparişler kesilir. Araştırılır, buzdolapların satılmadığı ve elde kaldığı ortaya çıkar. Gerekçesi ise ilginçtir: Buzdolapları kilitleri olmadığı için satılamaz. Pakistan'ın zenginleri çok az geliri olan hizmetçileri yiyecekleri çalmasın diye kilidi olmayan dolabı evlerine sokmazmış.
* Balıkesir yetkili servisi olarak Arçelik'e katılan Cengiz Ermutlu çamaşır makinesinde nasıl ayran yapıldığını şöyle anlatıyor: "Bir gün dediler ki, 'Bir ayrancının çamaşır makinesi' bozulmuş; gittik. O zaman Ç3 - A'larımız var. Karıştırıcı dönmüyormuş. Daha motora sıra gelmeden karıştırıcıyı söküp çıkardığımda altının silme yağ olduğunu gördüm. 'Siz bununla ne yıkıyorsunuz' dedim. 'Ayran yapıyoruz' dediler."
TOKAÇLA YIKARDIK
* Arçelik gibi bir firmanın sahibi olmasına rağmen Vehbi Koç'un evine, eşi ölene kadar çamaşır makinesi girmemiş. Vehbi Koç'un kızı Sevgi Gönül, Arçelik'in 'MamulMarkaya' kitabında anılarını anlatırken, annesinin çamaşır makinesi kullanmadığını şöyle dile getirdi: "Çamaşır makinesi girmedi bizim eve, baba evimize yani... Çünkü tokaç denilen bir araç vardı o tarihlerde şöyle tahtadan kocaman bir toknak... İşte o tokaç ve kille yıkardı çamaşırı annem. Bizim eve çamaşır makinesi çok geç girdi, ancak annem vefat ettikten sonra, biz çocukları aldık babama çamaşır makinesini.'
|