|
|
Mizah mı? Emin değilim
Yandaki mektup, gelen eleştiri faksları ve maillerinden sadece bir tanesi. Döngel Karhanesi filmine iki gün önce gittim. Ne yalan söyleyeyim büyük bir hayal kırıklığıydı. Senaryo Necef Uğurlu, başrollerde Metin Akpınar ve Ahmet Uğurlu... Mümkün mü gitmemek? Üstelik usta çizer Bedri Koraman'ın afişi öylesine çekiyor ki insanı. O ne güzel afiş öyle. Müthiş heyecanlandım, ama... Ama o kadarmış işte. Senaryo sıradan, ilginç başlıyor ama birtakım garipl i k l e r l e , s i z e "Nasıl yani?" dedirtecek gelişmelerle devam ediyor. M e t i n Akpınar? Eski performanslarını aradı gözlerim. İyi ki Ahmet Uğurlu vardı. Müthiş bir oyuncu. O da olmasa zordu yani. Kısaca film vasat. Okuyucuların eleştirilerine gelince, kuşkusuz ben de aynı okulun bir mezunu olarak o sahnede birazcık rahatsız oldum. Ama sadece o sahnede değil. Kerhane için sermaye yani kadın aramaya İstanbul'a gelinmesi fikri ilginç ve itici geldi bana. Sokaktan topladılar bütün kadınları. Örneğin Hilton Oteli'nin Dragon Çin restoranından Çinli kadın sermaye, Reina'dan iyi aile kızı sermaye, Eylülist'ten iki yabancı kadın sermaye.... Yani kısaca "İstanbul sermaye dolmuş, her tarafından genelevde çalışacak kadın akıyor" denmesini biraz garipsedim. Mizah mı? Hadi beni bir tarafa bırakın, sinemadaki hiçbir erkeğin bu sahnelerde güldüğünü görmedim. Bütün film boyunca "Kerhanede çalışanlar en az İstanbul'da dışarıda gezinenler kadar namusludur" imajı verilmeye çalışıldı. Ona da peki. Ama ben sevmedim. İnsan böyle yıldızlar topluluğundan farklı filmler bekliyor. Daha yaratıcı fikirler. Eleştiriye de "Tamam" diyorum. Hani hemşireler bir klipte seksi gösterildi diye hemşire derneklerinin ayağa kalkması gibi bir durum olmamalı. Ama hakaret? Emin değilim. "Sanat rahatsız etmek için yapılır" cümlesine katılıyorsanız, o başka tabii...
|