|
|
|
|
|
|
Stokholm'de Osmanlı rüzgarı esti
Geçtiğimiz hafta Stokholm'de gerçekleştireceğimiz defileden ve onun öncesindeki hazırlıklarımızdan bahsetmiştim. Geçtiğimiz pazartesi günü defilemizi gerçekleştirdik. Çok yoğun olmasının yanında oldukça da keyifli geçen üç günün sonrasında, büyük bir heyecanla İstanbul'a döndük. Defileden bir gün önce ben, çalışma arkadaşlarım ve kızım uçakla Stokholm'e doğru yola çıktık. Defilenin heyecanı hepimizi çoktan sarmıştı. Stokholm'e indiğimizde büyükelçilikten bir grup bizi karşıladı. Havaalanından çıktıktan sonra şehre ulaşmak için yarım saatlik bir yolculuk yaptık. Hemen ardından da süratle otele yerleştik. Daha önce sürekli iletişim halinde olduğumuz İsveçli koreograf ile biraraya gelerek, defile ile ilgili son noktaları netleştirdik.
DEFİLE KONSERHUSET'TEYDİ Çalışmalarımız bitince Stokholm Türkiye Büyükelçisi Necip Egüz ve eşi Serap Egüz'ün davetlisi olarak akşam yemeği için büyükelçilik binasına gittik. Yemek sırasında çok keyifli dakikalar geçirdik. Defile günü erkenden organizasyonun olacağı mekanda soluğu aldık. Nobel ödüllerinin dağıtıldığı İsveç'in en prestijli salonlarından biri olan, Konserhuset'teydik. Biz kulis kısmında çalışmalarımızı yürütürken, bir yandan da podyum kuruluyor, ışık ve ses provaları yapılıyordu. Bizden önce koliler içinde Stokholm'e giden kıyafetler de çoktan ütülenmeye başlanmıştı. Normal şartlarda bu tip çalışmalar daha geniş bir zamanda yapılır ama herşeyi 6 saat içinde organize etmek zorundaydık. Bu kadar kısa bir süre içinde bir houte couture defileyi organize etmek ve daha önce hiç çalışmadığınız bir ekiple çalışmak gergin bir ortama neden olabiliyor.
YORGUNLUĞUMU UNUTTUM Konuklar 17.30 gibi salona gelmeye başlamıştı. Küçük bir not düşmeliyim ki; İsveç'de kışın hava saat 15.00 gibi karardığı için bu tip davetler erken saatlerde yapılıyormuş. Saat 18.00'de defilenin gerçekten başladığını, ilk çıkan kıyafetin arkasından duyduğum alkışla anladım. Defile bittip de podyuma selamlamak için çıktığımda ise her zamanki gibi tüm yorgunluğumun ve gerginliğimin yerini inanılmaz bir mutluluk almıştı. Koleksiyonun her parçasından sonra yükselen alkış seslerini duyabiliyordum. İlk alkışlamaya başlayan konuklar arasında İsveç kraliyet ailesinden prenses Lilien de varmış. Podyumdan inip, büyükelçimizin yanında oturan Prenses Lilien'i selamlamak için yanına gittim. 91 yaşındaki bu hanımefendiden duyduğum iltifatlar ve övgü dolu sözler beni daha da mutlu etti. Defilenin ardından, tüm davetliler büyükelçiliğin resepsiyona katılmak üzere Konserthuset'den ayrıldı. Herkes,bir Türk tasarımcıyı tanımaktan ve böyle güzel çalışmaları görmekten ne kadar mutlu olduklarını söyleyerek tebriklerini iletti. Resepsiyon bittikten sonra keyifli bir yorgunlukla otele gittik.
Dilek Hanif’in TARZI
|
|
|
|
|
|
|
|
|