|
|
|
|
Yeniden Madonna
Giyim tarzından şarkılarına, trendleri belirleyen Madonna son albümüyle konuşuluyor.
Skandalların kadını sizi dansa çağırıyor
Şov dünyasının kurallarını koyan giyim tarzından yaptığı müziğe trendleri belirleyen Madonna, son albümü 'Confessions on a Dance Floor' ile ortalığı kasıp kavuruyor. Türk hayranları da www.madonnaturk. com' adresinde 'Madonna Türkiye'ye gelsin' diye bir kampanya başlattı bile.
Onunla ilk kez bir turistin walkman'inde karşılaşmıştım. Dinlediğim kasetin kapağı bile yoktu ama kulaklarıma yayılan 'Lucky Star' ne kadar etkileyici bir kadın olduğunu tahmin etmeme yetmişti. Daha sonra 'Like a Virgin' fırtınasının bir ucu Türkiye'yi de etkilediği için daha bir yakın olmuştum. 'True Blue'da ise ellerimizi yukarı kaldırıp hep birlikte teslim olmuştuk ona. Birkaç yıl sonra çıkan albümü 'Like A Prayer' ise başka bir hikayeydi. Artık herkes onun sadece şarkıcı değil de dünyayı parmağının ucunda döndürmeye hazır bir kadın olduğunu anlamıştı. Bu albümün ilk klibinde siyah bir İsa'yla öpüşünce kilise tarafından aforoz edildi ve belki de işte o zaman ipler koptu Madonna'da. Daha sonra çıktığı turneler, çevirdiği filmler, verdiği çıplak pozlar derken tüm dünya adını ezbere bilir hale geldi. Sean Penn'le yaşadığı şiddet dolu evlilik sırasında dövülen gazetecilerle de manşetlerdeydi, Blond Ambition turnesinde sahnede mastürbasyon yaptığı için Kanada'da gözaltına alındığında da. Artık şov dünyasının kurallarını o koyuyor, hangi tür müziğin dinlenip nasıl giyinileceğini ondan öğreniyordu dünya gençleri... Hemen ardından taklitleri türedi. Hala Amerika ve Avrupa listesinde minik Madonna'lar dolaşıyor. Sadece orada taklit edilmedi tabii ki, ülkemizden de Ayşegül Aldinç (Ben Kimselere Yar Olmam), Emel (Mucize), Demet (Allah Görür) ve son olarak Sibel Can (Lale Devri) kıyafetine kadar onun kliplerini taklit etti.
ŞOVU UNUTULMAYACAK Yıllar ona cömert davrandı ve 1982'de başladığı kariyerine şanlı şerefli sayfalar eklemeyi bildi. Bir zamanlar sürekli yarıştırıldığı Michael Jackson'u bile eledi artık, zirvede tek başına kaldı. Arada sırada sıkılınca aşağılara inip dönemin yeni isimleriyle düetler yapıyor, onları desteklediğinin altını çiziyor, çocuk kitapları yazıyor, çevirdiği filmler sayesinde Altın Küre alıyor ama sonra tahtına geri dönüyor. Şimdi o dönemlerden biri... Yeni albümünü piyasaya sürdü ve tebrikleri kabul ediyor. Ülkemizde Balet Plak etiketiyle çıkan son albümü 'Confessions On A Dance Floor' ABD ve Kanada dahil 25 ülkede 1 numara. ABD listesine yaklaşık 350 bin kopya ile 1 numaradan giren albümün dünya çapında yaklaşık 3 milyon 600 binden fazla sattığı belirtiliyor. ABBA'nın 'Gimme, Gimme, Gimme' adlı şarkısından alınan sample'la 'Hung Up'ı daha kolay anlaşılır ve tanıdık hale getiren pop ikonu, bir numaradaki yerini de uzun süre kimselere vermeyeceğe benziyor. Tabii Madonna'nın MTV Europe ödül töreninde yaptığı müthiş şovun yarattığı yankıları da unutmamak lazım. O geceden sonra çıkan bütün dergi ve gazetelerde Madonna'nın boy boy fotoğrafları görülmeye değerdi doğrusu...
EĞLENİN YETER 'Confessions on a Dance Floor' adlı yeni albümün kahramanı Stuart Price aslında DJ olduğundan sabahın altısına kadar rahatlıkla çalışarak albümü tamamlamışlar. Madonna'nın canı hızlı şarkılardan oluşan bir albüm yapmak istediği için o güzelim Madonna ballad'ları maalesef bu albümde yok. Şarkılar arasında tıpkı diskolarda olduğu gibi hiç ara vermeden geçişler var. Albüm, eğlenmek için gidilen kulüplerdeki DJ'lerin setlerine benziyor. Eğlenceli bir pop şarkısıyla başlıyor ve devam ettikçe daha sert dans şarkıları ortaya çıkıyor. Sonuna doğru daha kişisel ve itirafsal bir hal alıyor. Genelde albüm yaparken remiksleri orijinal hallerinden daha çok sevdiğini söyleyen Madonna bu yüzden bu sefer remiks tadında şarkılara sahip olmak istemiş. Amerika'nın Irak'la savaşa girme hikayesini kafaya takan sarışın ihtiras 'American Life'taki şarkıları yazdığı zaman old u k ç a tepkili ve kızgın bir dönemde olduğunu itiraf ediyor ve bu sefer Giorgio Moroder ile Bee Gees şarkıları tadında şeyler üretmek istediğini açıkyüreklilikle söylüyor. 80'lerdeki Madonna'yı hatırlayanlar bu albümde çok şaşırmayacaklar. O zamanın sıcaklığı şimdinin teknolojisiyle öyle bir birleştirilmiş ki payınıza düşen tek şey eğlenmek.
BELGESELİ ÇOK YAKINDA Tabii artık evlenip iki çocuk sahibi olması 'duruldu' anlamına gelmiyor. İsrail'deki bir grup haham, daha albüm çıkmadan, duymadıkları bir şarkı (Isaac) yüzünden onu kafir ilan etti! Daha da absürd olan, şarkının hahamların iddia ettiği gibi Kabalistlerin kutsal isimlerinden Isaac Lurie hakkında olmaması. Şarkının bir bölümünün vokalini seslendiren Yitzhak Sinwani'den esinlenerek bu isim verilmiş. Çünkü Yitzhak'ın İngilizce tercümesi Isaac'mış. Sözlerini yazarken "Eğer tüm cömert insanların evlerinin kapıları sana kapanmışsa, cennetin kapıları hep açık kalacaktır" diye bin yıllık bir atasözünden etkilenen Madonna, böylelikle bence albümün en iyi şarkısını yaratmış. Onun haricinde Bush'a derin göndermeler yaptığı 'I Love New York' ve 'Sorry' altın değerindeki albümün parıl parıl parlayan bölümlerinden... Madonna'nın olası bir turnesi için harekete geçen Türkiye'deki Madonna hayranları ise "www.madonnaturk.com" internet adresinde 'Madonna Türkiye'ye gelsin' diye bir kampanya başlattı. Madonna hakkında tüm gelişmeleri Türkçe olarak bulabileceğiniz bu başarılı sitedeki formu doldurarak siz de Madonna'nın Türkiye'ye uğramasına katkıda bulunabilirsiniz. Yakında kendi belgeseli 'I'm Going To Tell You A Secret' ile yine ortalığı birbirine katmaya hazılanan Madonna, kesinlikle en az 20 yıl daha parıldamaya devam edecek.
Oben Budak
|
|
|
|
|
|
|
|
|