| |
|
|
Kurtarılamayan kızın öyküsü
"Nimet Çubukçu'nun dandik gözyaşları" diye yazınca, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu aradı. "Üzüldüm" dedi. Ben de "Üzülmeniz için yazdım. Çünkü tecavüze uğrayan ve devlet korumasına alındıktan sonra öldürülen kızın dramını okuyunca ben de çok üzüldüm" diye yanıt verdim. Nimet Çubukçu, daha önceki olaylarda "ağlamadığını", hiçbir yerde gözü yaşlı görüntülerinin olmadığını söyledi. "Peki o zaman yazdığım olayla ilgili bir inceleme yaptırdınız mı" diye sordum. Yazım üzerine yapılan araştırmanın sonuçlarını iletti. Yazıma konu olan küçük SNK, 28.09. 2004'te ailesinden alınarak Konya'daki yurda yerleştirilmiş. 22.11.2004'te yurttan kaçtığı belirlenince Emniyet'e haber verilmiş. 18.03.2005 günü intihara teşebbüs ettiği ve hastaneye kaldırıldığı öğrenilmiş ve kendisiyle irtibata geçilmiş. Baba Mehmet Kaplan Afyon Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne gelerek cezaevinden tahliye edildiğini, kızının psikolojisinin bozuk olduğunu, uygunsuz davranışlarını değiştirmediğini ve üç aydır annesinin yanında kaldığını söylemiş. SNK ile yapılan görüşmede kız yurtta kalmak istemediğini, bu yaşam tarzını kendisinin seçtiğini belirtmiş ancak 30.04.2005'te tekrar yurda yerleştirilmiş ancak kız 01.07.2005'te tekrar kaçmış. Emniyet tarafından aranırken, 31.08.2005 günü Kütahya'da bulunan bir cesedin kıza ait olma ihtimali üzerine Emniyet, baba ile irtibata geçmiş. Teşhis için gelen baba kızının bacağında platin olduğunu, kızına benzemekle beraber cesedin kızına ait olmadığını söylemiş. İşte devletin himayesine aldığı ama kurtaramadığı kızın öyküsü.
|