Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmen atamalarında şeffaflığın sağlandığını belirterek, ''Atamalar döneminde Bakanlığın koridorları tabiri caizse Çarşamba Pazarı'na dönerdi'' dedi.
Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2006 bütçesinin sunumunu yaptı. Çelik, 650 bin öğrencinin 5 bin yerleşim yerine taşınarak eğitim verildiğini belirtti. Taşımalı eğitimin öğle yemeği dahil maliyetinin 350 trilyon lira olduğunu kaydeden Çelik, ''Çok süper zengin bir ülke bile olsak, 10 öğrencisi bulunan bir beldeye 8 derslikli modern
okullar yapsak bile kısa vadede taşımalı sistemi ortadan kaldıramayız'' dedi.
1967'den beri eğitim müfredatında ciddi değişiklik yapılmadığını ifade eden Çelik, ilk beş sınıf için hazırlanan yeni müfredatın geçen yıl 120 ilköğretim okulunda yapılan pilot uygulama sonucu eksikliklerin tespit edilerek, bu dönemde uygulamaya konduğunu anımsattı.
İlköğretim 6, 7 ve 8'inci sınıfların yeni müfredatının da hazır olduğunu belirten Çelik, bu müfredatın da gelecek dönemde uygulanacağını söyledi.
MEB'DE 182 BİN İSTİHDAM
Hüseyin Çelik, bakanlığının bazı birimlerinin dahi birçok bakanlıktan büyük olduğunu belirterek, en fazla istihdamın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sağlandığını bildirdi. Çelik, 136 bini eğitim kadrosu olmak üzere 182 bin kişiye istihdam sağladıklarını kaydetti.
Kadrolu öğretmenlerin atamalarının şeffaf bir şekilde yapıldığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti: ''Atamalar, elektronik ortamda, kamuoyunun ve medyanın gözü önünde yapılmaktadır. Atamaların şeffaflığı, öğretmenlik mesleğinin saygınlığı açısından iyi oldu.
Atamalar döneminde Bakanlığın koridorları tabiri caizse Çarşamba Pazarı'na dönerdi. Baktığınızda, Bakanlığın merdivenlerindeki mermerlerin aşındığını görürsünüz.'' Bakan Çelik, ortaöğretim sınavlarına girecek 800 bin ilköğretim öğrencisinin başvurularının internet üzerinden yapıldığını anımsatarak, internet üzerinden yapılan başvurular nedeniyle 8 trilyonlira tasarruf sağlandığını kaydetti. Çelik, başvuruların internet üzerinden de kabul edilmesiyle, mesai kavramının 7 gün 24 saate çıkarıldığını ifade etti.
15 YENİ ÜNİVERSİTE KURULMASI
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 40 ilde 78 üniversite bulunduğunu belirterek, sayısı 5'i bulan fakülte ve okulları müstakil birer kurum haline getirme çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
15 ilde 15 yeni üniversite kurulması için kanun tasarısı hazırladıklarını belirten Çelik, bu üniversitelerin personel ihtiyacının devlet tarafından karşılanacağını söyledi. ''En büyük problem, öğretim üyesi yetiştirememektir'' diyen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yeterli bilgiye, donanıma sahip öğretim üyesi yetiştirmeliyiz. Bu ihtiyacımızın giderilmesi için lisansüstü eğitim için bin kişiyi yurt dışındaki üniversitelere göndereceğiz. Konuyla ilgili gerekli yazışmalar tamamlandı. Dünyanın saygın üniversitelerinde eğitim görmek için bu yıl bin kişiyi göndereceğiz. Bu uygulama ilerleyen yıllarda da sürecek.''
''EĞİTİMDE KADROLAŞMA KAYGI VERİCİ''
Milli Eğitim Bakanı Çelik'in sunumunun ardından, milletvekilleri söz alarak, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ilişkin görüşlerini açıkladı.
İlk olarak konuşan CHP Aydın Milletvekili Mesut Özakcan, AK Parti döneminde eğitim alanında atılan en önemli adımın ''kadrolaşma'' olduğunu öne sürdü. Bunun eğitim sistemi açısından kaygı verici olduğunu ifade eden Özakcan, öğretmenlerin ücretleri ile çalışma saatlerini, AB ülkelerindeki öğretmenleri örnek göstererek karşılaştırdı.
AK Parti Kars Milletvekili Selahattin Beyribey de taşımalı eğitim sistemini doğru bulmadığını ifade etti. Beyribey, köylerdeki okullara ilişkin eleştirilerde bulundu. ''EĞİTİM POLİTİKASI GAYRİ MİLLİ''
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu da AK Parti iktidarının, ''yasadışı eğitim kurumlarını özendirdiğini'' iddia etti. Kuran kurslarına yönelik düzenlemelerle, ''sistemli ve bilinçli bir şekilde eğitimin dinselleştirildiğini'' öne süren Kılıçdaroğlu, yasal kuran kurslarına karşı olmadıklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki kadrolaşma iddialarına değinen Kılıçdaroğlu, ''Bakanlık bürokratlarının eşleriyle katılacağı bir yemek düzenleyip, bizi davet edebilir misiniz? Sayın Bakan, bu yürekliliği gösterebilir misiniz? Eğer bunu yürekliliği gösterirseniz, sizi kutlayacağım. Yemeğin parasını da herkes kendi cebinden ödesin'' diye konuştu.
CHP'li Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların YÖK ile açıklamalar yaparak, bu kurum üzerinde siyasi baskı kurmak istediklerini de ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, eğitim politikasını da ''gayri milli'' diye niteledi.