|
|
|
|
|
Enteller bize böcek gibi baktı
|
|
Ünlü sanatçı Orhan Gencebay kendisini eleştiren entellektüel kesime hala kırgın. "Bize küçük gözle baktılar. Ben sevmem böyle tipleri, biraz da acırım. Asıl entelektüel böyle yapmaz".
Sanatçı Orhan Gencebay ile söyleşimize devam ediyoruz. Bende soru çok tabii. Gencebay hepsini büyük titizlikle cevaplıyor. Gencebay'ın Levent'teki ofisindeyiz. Oturduğumuz büyük divanın her yeri ayna. Gencebay'ın da gözü takılıyor konuşurken. Kendine bakıyor. Baktıkça daha dik durmaya, iyi görüntü vermeye çalışıyor. Kolay mı? Hem sorular, hem etrafta gezinip sürekli fotoğraf çeken Uğur hem de aynalar... İyi de insanın gözünün takılmaması mümkün değil. Ben de kaptırıyorum kendimi. Saçım biraz dağınık mı? Elbisenin yakası bir garip duruyor. Komiğiz komik. En sonunda Orhan Gencebay "Her taraf ayna olunca...." deyiveriyor. Gülmeye başlıyoruz.
FAZIL SAY AYIP ETTİ Size yönelik eleştirilerden bahsediyorduk. "Dolmuş müziği yapıyor" dediler. - Beni eleştiren entelektüel kesimden sonrasında gelip özür dileyen çok oldu. Ben hep doğru yoldaydım. Ben müzik adamıyım, araştırmacıyım. Sanata bakış bu olmamalıydı. Entelektüeller arasında sivrilikler vardı. Bilmedikleri konularda ahkam kestiler. Entelektüel böyle yapmaz. Entelektüel kendi misyonunu korurken başkalarının da hakkına saygı duyar.
Çok kırdı mı sizi bu eleştiriler? - "Sevgiyle bakarsan yaralanırsın" demiştim ben. "Hakkını ararsan karalanırsın". Geçmiş zamanlarda çık kırıcı şeyler oldu. Örneğin klasik batıcı olan arkadaşlar vardı. Ben de seviyorum batı musikisini o ayrı. Bu arkadaşlar o müziğin dışındakine "Güzel olamaz" diye bakıyorlardı. Bu tipler Türk Halk Müziği'ne küçük, küçücük gözle bakıyorlardı. Böcek gibi baktılar.
Sizleri mi böcek gibi görüyorlardı? - Evet. Ben sevmem böyle tipleri. Bu tiplerden rahatsız olurum. Ve biraz acırım onlara. Çünkü onların savunduğu misyon, savundukları dal o klasik sanat musikisinin ve batı müziğinin yüceliğine yakışan bir davranış değildir. 1967 yılında Köln'de bir stüdyodayız. Çok ünlü isimler vardı. "Türkiye'den bir çok kişi geldi ama istifade edemedik" dediler. Neden? Çünkü oraya gidenler batı müziği söylüyorlardı. E adamlarda zaten o müzik var,niye ilginç gelsin ki? Tabii bu arada Fazıl Say gibi değerlerimiz var, onlar ayrı.
Fazıl Say bile "Orhan Gencebay dinlemek eğitimsizliğin göstergesidir" demişti. - Bence Fazıl Say kendi düşünüp söylememiştir o lafı. Onun çevresindeki bazı kişiler söyletti onu. Kulağıma geldi, o dönem bir turne yapıyorlarmış . Tamamen reklam kokan bir çıkıştı. Ayıp ettiler.
TİMUR SELÇUK ÇOK HAKLI Peki konuyu değiştirelim. Duyduğuma göre siz herkese beste vermiyormuşsunuz. Doğru mu? - Vermem tabii. Herkes okuyamaz ki. Mesela Timur Selçuk babasının eserlerini vermiyor. İyi de ediyor çünkü her önüne gelen okursa ne olur? İcracının yeterli olması lazımdır. Timur Bey haklı olarak titizleniyor, babasının eserlerini korumak için yapıyor bunu. Yerden göğe kadar haklı. Ben de herkese vermiyorum.
Yani önüne gelen "Batsın Bu Dünya" demesin öyle mi? - Evet. Her önüne gelen Orhan Gencebay söylemesin. Eser doğru dürüst söylensin. Rahmetli Zeki Müren okudu, Sibel Can okudu, Ahmet Özhan, Ebru Gündeş okudu... Bıraksaydım daha çok arkadaş okuyacaktı ama olmaz. Ayrıca bir projem var. Benim şarkılarımı değişik sanatçıların okuduğu bir albüm yapacağız.
TARKAN, TEOMAN ARADI Kimler olacak o albümde? -Benim için nasıl zor bir çalışma olduğunu söyleyemem. Ben neticede utangaç bir adamım. Kimseye gidip de benim bir eserimi albüm için okur musun diyemem. O yüzden Sezen (Aksu) "Sen o işi bana bırak" dedi. Sezen ile çok can cana yan yanaydık yıllarca biz. Çok sevdiğim bir arkadaşımdır. O organize edecek.
Projeyi duyup da "Ben o albümde olmak istiyorum" diyen sanatçı olmadı mı? - Tarkan aradı. Gönlümü müthiş mutlu etti. "Ben hazırım" dedi. Ben de şarkılarımı Tarkan'ın söylemesini isterim doğrusu. Ayrıca Teoman aradı "Baba ben kesinlikle o albümde olmalıyım" dedi. Özcan Deniz aradı. Müthiş hoş ifadeler kullandılar, çok mutlu ettiler beni. Dediğim gibi ben gidip kimseye söyleyemem, teklif bile edemem.
"Herkes şarkılarımı söylemesin, icracı olmanın da kuralları var" diyorsunuz. Uzun zamandır starlık için kıyasıya rekabet eden kadın şarkıcıların arasında bir kavgadır gidiyor. "Kimin sesi güzel" diye. Siz ne düşünüyorsunuz? - Kim ne derse desin halk kimin sesinin güzel olduğunu bilir. Kulakla ilgili bir şeydir bu. Duyum olayıyla ilgilidir.
İyi de teknolojiyle birlikte herkesin sesi assolist gibi... - O da doğru ama asıl ses bilinir yine, kendini belli eder. Tabii günümüzde müzik nedir, bir anlamda görselliktir.
KİMLERİN SESİ GÜZEL? Türkiye'de iyi kadın sesi deyince aklınıza kimler geliyor? - "Sanatçı olunmaz doğulur" diye bir laf vardır ya... Allah vergisi böyle bir şeydir. Yetenek varsa vardır, geliştirilir. Yoksa yoktur. Sibel'in (Can) sesi gerçekten güzeldir. Ebru Gündeş, Muazzez Abacı, Muazzez Ersoy, bu hanımların sesi çok güzeldir.
Peki ya Hülya Avşar ile Gülben Ergen? -Ne dedik? "Müzik görselliktir" dedik. Şimdi medyatik değerde görsellik popülarite açısından çok etkilidir. Bazı insanların sesleri güzel olmasa da bunu hareketleri ve fizikleriyle tamamlarlar. Onlara şov insanı olarak bakılır. Ama sanatçı olmayabilirler. Şov sanatı ayrı bir şeydir ve çok zordur. Müzik eğitimi, deneyimi olmayabilir ama..
İyi icracı olur. Evet. İyi icracı görselliğiyle bunu birleştirir ve bir bütün olarak sunar. Ve insanlara güzel duygular verir, eğlendirirler. Bu işi yapmak çok zordur. Herkesin bulunduğu dalı temsil etmesi açısından önce yetenek gelir. Herkesin sesi doğuştan güzel olmayabilir, çalışarak bir yere gelen sesler de vardır ama gerçek anlamda müziğin tüm nüanslarını ortaya koyacak sanatçı azdır. Bazı sesleri duyarsınız, durup hemen dinlersiniz. O ayrı bir şeydir şov sanatı çok ayrı bir şey. Bunları birbirine karıştırmamak lazım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|