|
|
İnşirah yokuşu
Kadın doğrudan girdi lafa, "Dulum" dedi, "Kocam Amerikalı bir iş adamıydı. Boşandık. Amerika'da yapamadım. Çok yüklü bir boşanma tazminatı aldım. Ulus'ta lüks bir dubleks katım var. Yalnız yaşıyorum." Güngör "Ne tesadüf" dedi, "Ben de bekarım. Boyu boyuma huyu huyuma uygun bir eş bulamadım." Yalanını seveyim Güngör. Güngör hem evli hem de iki çocuk babası idi. Yalana devam etti, "Petrolcüyüm" dedi, "Karada 150 tanker filom, denizde de beş tankerim var." Kadın Amerika'dan İstanbul'a yeni geldiğini, bir iş kurmak istediğini söyledi, "Siz akıllı bir iş sahibine benziyorsunuz. Sizinle görüşmek isterdim. Benim evime gidelim size bir sabah kahvaltısı ikram edeyim. Orada konuşuruz" dedi. Bir anda resmiyet bitti, senli benli oluverdiler evin yolunda. Eve gidince kadın birden Güngör'ün üstüne atladı. Güngör kalakalmıştı kadının bu aceleciliği karşısında. Sonra kadın kendi üstündekileri yırtarak parçalayarak çıkarmaya çalıştı. "Ne yapıyorsun?" dedi Güngör. "Ben böyle aceleciyim. Seksin böylesini seviyorum. Parçalamak, parçalanmak istiyorum" dedi kadın. Güngör kadının külodunu çıkarmak için hamle yaptı. Kadın "Çıkarma yırt onu" diye emretti. Kadının istediği gibi yaptı Güngör. Tam Güngör muradına eriyordu ki, kadın "Bir dakika sevgilim" dedi, "Ocakta kahveli unuttum." Sonra kalktığı gibi fırladı Güngör'ün altından. Dışarı çıktı. Hemen dönmedi kadın. Gecikti. Kadın içeri girdiğinde Güngör yattığı halının üzerinde onu bekliyordu. Oysa biraz önceki ateşli kadın sanki o değildi. Kapının yanındaki koltuğa oturdu. "Bana bak arkadaş" dedi, "Benim fiyatım yüz milyon Türkiş lira. Nasıl veriyor musun yüz milyonu?" "Sen çıldırmışsın" dedi Güngör. Kadın "Oğlum ben o parayı senden alacağım. Her kuşun eti yenmez. Elini çabuk tut. O kadar nakit paran yoksa çek kabul ederiz, yaz. Bir dakika sonra iş işten geçmiş olacak." Güngör giyinmeye çalışırken kapının zili çaldı. Kadın "Polis geldi" dedi, "Derdini onlara anlatırsın. Sen satılık ev bakmaya geldin, evin sahibesine tecavüze yeltendin. Görmüyor musun üstümü başımı, kendi üstünü. Ben o parayı ve daha çoğunu senden alacağım. Elini çabuk tut da yaz şu çeki." Güngör cebindekileri vermeze razı oldu. Yirmi beş milyon kadar nakit vardı. Kadın "Nuh" dedi, "Peygamber" demedi. Kırk para inmedi. Polisler kapıyı zorlamaya başlamışlardı. Kadın avazı çıktığı kadar bağırdı. "İmdat sapık var. Öldürüyor beni!" diye. Polisler neredeyse dairenin çelik kapısını kıracaklardı. Güngör çek defterini çıkardı. Eli titreye titreye yüz milyon Türkiş lirayı hamiline yazdı. Kadın önce çeki aldı. Sonra koridora çıkıp kapının ardına geldi. Kapıyı zorlayan polislere "Kocamla kavga etmiştik. Sakinleşti. No problem" diye bağırdı. Polisler "Ne biçim kadınsın sen, ne biçim karı-kocasınız! Her hafta bu kapıya gelmekten bıktık" diye söylendiler. Kadın bu kez onlara bağırdı. "Kocam o benim" dedi, "Sever de döver de. Sizin vazifeniz de gelmek ve gitmek."
|