|
Eğitimli taraftar maça gitmiyor
|
|
Türkiye Futbol Federasyonu'nun 30 ilde bin 223 kişiyle yapılan "Türkiye Futbol Algısı" adlı araştırmasının çarpıcı sonuçları var.
Araştırmaya katılanların yüzde 38.5'ine 'futbol'; şiddet, kavga, şike ve küfürü hatırlatıyor. Yüzde 37'si stada gitmiyor. 'Meraklı' denilen bu kesim, futbolu maçlara gidenlerden daha sıkı takip ediyor. Stada gitmeyen "Meraklı"ların ortak özelliği, iyi eğitimli ve yüksek gelir grubundan olmaları. Taraftarlık psikolojisiyle davrananlar hakemlerin bilinçli hata yaptığını iddia ediyor.
Futbolun kurtuluşu eğitimli taraftarda
Türkiye Futbol Federasyonu'nun futbol araştırması, eğitimli ve yüksek gelire sahip kitlenin stada gitmediğini ortaya çıkardı. Federasyon, futboldaki sorunların "Meraklı" olarak adlandırılan bu kitlenin stadları doldurmasıyla aşılacağını savunuyor.
Türkiye Futbol Federasyonu(TFF) futbolla ilgili çok geniş kapsamlı bir araştırma yaptırdı. SAM Araştırma Danışmanlık şirketi tarafından yapılan araştırma için Türkiye genelinde 30 ilde toplam bin 223 kişiyle görüşüldü. Temmuz ayında yapılan "Türkiye'de Futbol Algısı" adlı araştırma, futbolun algılanışı başta olmak üzere Türk halkının futbolculara, taraftarlara, hakemlere ve TFF'ye bakışını ortaya koydu. Araştırma sonucuna göre; "spor" denilince akla ilk gelen futbol oluyor. "Futbol" dendiğinde ise, ilk akla gelen ise futbol takımları. Futbolun en büyük sorunu olarak görülen şiddet ve şike ise sadece yüzde 11'de kalıyor, ama bu oran "Türkiye ve futbol" dendiğinde yüzde 40'a çıkıyor.
ÖNCE SPORTMENLİK
Sonuçlardan elde edilen ve olumlu olarak görülen gelişmelerden biri futbolda önem verilen kavramların büyük bir hızla değişmesi. Sportmenlik ve iyi oynamak seyirci için en önemli unsurlar olarak görülüyor. Şampiyon olmak ise son sırada. Bu da seyircinin gün geçtikçe olgunlaştığını gösteriyor. Araştırma, insanlardaki en büyük beklentinin milli takımın başarısı olduğunu ortaya koyuyor. Diğer yandan temiz futbol ve adil yönetim unsurlarının bu bekentinin hemen arkasından gelmesi. Türk futbol seyircisinin, adil ve temiz futbol istediği sonucunu da ortaya çıkaran araştarma sonuçlarını TFF Genel Sekreteri Lütfi Arıboğan değerlendirdi. Arıboğan önce neden böyle bir araştırma yaptırdıklarını açıklık getirdi; "Futbolu bulunduğu seviyeden yukarıya çıkarmak için göreve geldik. Amacımıza yönelik proje geliştirmek için bir çıkış noktası gerekiyordu. Bu yüzden böyle geniş çaplı bir araştırma yaptırdık ve çok önemli veriler elde ettik."
'MERAKLI' STADA GİTMİYOR Arıboğan, araştırma sonucuna göre, futbolu yakinen takip eden, bilinçli, eğitimli, ve gelir düzeyi iyi çok büyük bir kitle olduğunun anlaşıldığını söylüyor. Araştırma sonuçlarında "Meraklı" adıyla yer alan bu kitle, toplam futbol seyircisinin yüzde 37'sini oluşturuyor. Arıboğan, "Meraklı denilen kitle, stada gitmiyor, kulübün ürünlerini tüketmiyor. Futbolun yaşandığı yerlerde bulunmuyor. Futbolu seviyor, takımlarını ve milli takımı takip ediyor. Futbolu desteklemeye, stada gitmeye her yönden hazırlar ama gitmiyorlar. Futbolu seven kitleler olarak, futbolun taraftarı, futbolun tüketicisi olmaya devam edecekler. Şu anda çok aktif değiller ama aktif olmaya hazırlar" diyor. Bunun çok memnuniyet verici olduğunu söyleyen Arıboğan, "Araştırmanın bizim için en çarpıcı bölümü bu bence. Hazır, doğru şeyleri yaptığınız zaman size katlanarak olumluluk yönünde geri dönecek hazır bir kitle var. Sorunlar çözülürse bu meraklılar aileleriyle stadları dolduracaklar. Kulüp ürünlerini alarak gelecekler. Gönül rızasıyla daha yüksek bilet bedellerini ödeyerek kulüplerine destek olacaklar" sözleriyle meraklıları özetliyor. Lütfi Arıboğan, "Futbolun algılanmasıyla ilgili bazı olumsuzluklar var" diyerek şu örneği veriyor: "İlk akla gelen tribünlerdeki küfür ve şiddet. Bu sorun futbolun gerçek seyircisi olmasını arzu ettiğimiz, ailelerin, kadınların, gençlerin, çocukların tribünlerden uzaklaşmasına neden oluyor. Olumsuzlukların futbola da yansıdığını belirten Arıboğan, "Algıdaki olumsuzluk, öncelikle daha kaliteli, daha çağdaş, daha medeni seyirci kitlelerini stadyumdan uzaklaştırıyor. Otamatikman kulüplerimizin daha güçlenmesi, stadyumlarımızın daha iyi hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan kaynağın, paranın oluşturulmasında zorluk yaratıyor" diyor. "Futbola olan güven azaldıkça, sponsorların da futboldan uzaklaşabileceğini" belirten Arıboğan'a göre, henüz bu konuda vahim bir tablo yok ama bu algıyı olumluya götürülürse, futbolun gelirleri katlanarak artacak. Lütfi Arıboğan'a araştırmaya göre harkemlerle ilgili düşüncelerin neler olduğunu da soruyoruz; "Hakemlik müessesiyle ilgili olumsuz algılar var ama ilginç bir şey de ortaya çıkıyor. Bir takım olumsuzluklar algılanıyor ancak futbolu takip eden kitleler özellikle bazı başarısızlıklardan sonra karşılıklı verilen yönetici demeçlerinin gerçeği yansıtmadığının farkındalar." Arıboğan, olumsuzluklar karşısındaki çözüm önerileri hakkında ise şöyle konuşuyor: "Sorunları çözebilmek için stadyumlardaki şartların iyileştirilmesi, kulüplerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve devamında da taraftarların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Federasyondaki eğitim çalışmalarımızı bu yöne yönlendireceğiz. Sadece antrenör eğitimine değil yönetici, uzman personel ve taraftar eğitimini de programa alacağız." Taraftar eğitimine ise özel önem verdiklerini ve bir yıldır yurtdışından uzmanlarla temaslarda bulunduklarını belirten Arıboğan, yurtdışında kulüp taraftarlarının lideri durumundaki insanların, neyin taraftarlık, neyin suç, neyin potansiyel suç olduğu üzerine bilimsel çalışmalar yaptıklarını söylüyor. Milli takımın Almanya'daki Dünya Kupası finallerine katılacağını ümit ettiğini ve taraftar eğitimini de Almanya'daki maçlar öncesi başlatmayı planladıklarını dile getiren Lütfi Arıboğan, "Dünya Kupası'nda oynayan Türk takımın taraftar kitlesine eğitim vermenin bir başlangıç olacağını daha sonra sıranın klüp taraftarlarına geleceğini belirtiyor.
FUTBOL OKULLARI ŞART Arıboğan, "TFF'nin sadece taraftarı değil futbolcuyu da eğiteceğini ve böylelikle eğitimli futbolcu yetiştireceğini" belirterek şunları söylüyor: "Eğitim departmanını yeniden dizayn ediyoruz. Futbolda her alanında öncü olacağız. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli çalışacağız. Eğitimle futbolu birleştirecek bir takım futbol okulları diyebileceğimiz planlarımız var." Bakanlıkla koordineli olarak pilot bölge ve okullar hakkında çalışmalar başlamış. Arıboğan konu hakkında, "Yetenekli futbolcu ile eğitimli insanın bir araya getirilmesinden futbol algısının değişeceğini" vurguluyor.
SONUÇLAR 2012'DE TFF'nin Türk futbolunu nereye götürmek istediğine de değinen Arıboğan konu hakkında şunları söylüyor: "Hedefimiz Avrupa'da mali ve sportif olarak beş federasyondan sonra altıncı sıraya yerleşmek. İspanya, İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere federasyonları hem mali, hem sportif hem de eğitim olarak ilk beşteler. Ondan sonraki hedefimiz ise, mali, sportif ve eğitim açısından ilk üçe girmek. Bu hedeflerimiz için Nisan ayından başlarak yeniden yapılanma içine girdik. Birçok sportif hedefimiz içinde sonuçlarını net olarak göreceğimiz dönem 2012 olacaktır. 2012'de ayrıca Avrupa Şampiyonası finallerini Türkiye'de gerçekleştirmeyi planladığımız bir tarih. 2012, lisanslı futbolcu sayısını 1 milyonun üzerine çıktığı, spor pazarlaması olarak Avrupa'daki en iddialı ülekelerden birisi olduğumuz, sportif olarak Avrupa'nın en iddialı milli takımlarına ve en iddialı ligine sahip olduğumuz bir yıl olacak."
|