|
|
|
|
|
|
Erdoğan NATO'da konuştu: Ermenistan'a hodri meydan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Ermenistan'a ''Hodri meydan'' dediğini söyledi ve Erivan'adiyalog çağrısında bulundu.
NATO Parlamenterler Asamblesi'nde bir konuşma yapan ve soruları yanıtlayan Erdoğan, Ermenistan ile ilişkiler ve soykırım iddialarına ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
''Biz olumlu yaklaşımlarımıza olumlu yaklaşım bekleriz. Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren kapalı olan hava sahasını Ermenistan'a açtık. Erivan'dan İstanbul'a kargo taşımacılığı, charter seferleri, bizim dönemimizde başlamıştır. Bu, hava
kapısının açılmasıdır. İkinci önemli adımımız şudur: Doğu bölgemizde, Van ilimizde Akdamar adası vardır ve bu adada Ermeni vatandaşlarımıza ait kilise vardır. Bu kilise terk edilmiş, harabe bir haldeyken şu anda hükümetimiz bu kiliseyi restore ettirmektedir. Bunu da Türkiye'deki Ermeni Patriğin tayin ettiği mimarlar vasıtasıyla sürdürmekteyiz.
Restorasyonu bitirip, bütün düzenlemeleri yapıp, gerek yurtiçi, gerek yurtdışındaki Ermeni vatandaşlarımızın ve yurtdışından gelecek Ermenilerin ziyaretine açmış olacağız. Bu bizim olumlu yaklaşımlarımızın ikinci adımıdır.
Üçüncü bir adım daha var: Uluslararası bir adımdır. Biz bütün arşivlerimizi açtık. Ermenistan da, eğer varsa, arşivlerini açsın. Üçüncü ülkelerde varsa, onlar da arşivlerini açsınlar. Bizler işin içinde olmayalım. Arkeologları, siyaset bilimcileri, hukukçuları, arşiv bilimcilerini devreye sokalım. Gelsinler, çalışmalarını yapsınlar. Bizim önümüze verileri, belgeleri getirsinler. Ondan sonra atılması gereken adım ne ise o adımı atalım.
Biz şuna inanıyoruz: Bizim tarihimizde soykırım diye bir geçmişimiz asla yoktur ve olmamıştır. Ermeni vatandaşlarını yönetimine, iktidarına sadık insanlar olarak gören yönetim hiçbir zaman böyle bir soykırım yapmaz, yapmamıştır, belgeler de böyle bir şey göstermiyor. Bazı şeyleri karıştırmamakta fayda var. İsyana yeltenmiş olan bir topluma bir tehcir, farklı bir bölgeye gönderilme, bunu yaparken ellerine yol harcırahına varıncaya kadar veren bir yönetim anlayışını soykırımla suçlamak çok ciddi bir yanlıştır. Bu konuları araştırmakta büyük fayda var.
Bu konuyla yakın-uzak alakası olmayan lobilere ve kulis faaliyetlerine aldanmak suretiyle Türkiye'yi zan altına sokmak çok ciddi bir yanlıştır. Bu yanlışın zaman içerisinde düzeleceğine inancımız tamdır. Biz sayfayı açtık. Ana muhalefet partimiz ile el ele, bu konuda deklarasyonumuzu yayınladık, ilgili bazı ülkelere de gönderdik. Açık söylüyorum: Biz 'Hodri meydan' diyoruz. Buyursunlar, gelsinler, konuşalım, araştıralım, kararı verelim.''
'ORTA ASYA'DA DEMOKRATİK SÜRECİN İŞLETİLMESİNDE ÇOK CİDDİ İŞLEV GÖRÜRÜZ'
Bir soru üzerine, ''Orta Asya'da demokratik sürecin işletilmesindeTürkiye olarak çok ciddi bir işlev görürüz'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Orta Asya'da demokrasinin gelişmesinde ve kurumların oturmasındaTürkiye'nin üstleneceği çok önemli görevler olduğunu düşünüyorum. Bu konuda gerek BM, gerek NATO olarak atılması gereken adımlarla bu süreci hızlandırabiliriz. İlk etapta başarılı olamayacağımız ülkeler bulunabilir, fakat başaracağımız ülkelerde tüm kurum ve kuruluşlarımızla hizmet etmenin gayreti içindeyiz. Çok partili yaşama geçilmesi gereğini de anlatıyoruz. Bu, biraz vakit alacaktır. Çok partili süreç kolay değil. Biz de bu noktaya kolay gelmedik, bu alandayaklaşık 50 yıl verdik. Ekonomik gelişmeler de katkıda bulunacaktır. Artık ekonomi siyasette ciddi bir belirleyici unsur olmuştur.''
İRAN-İSRAİL
Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın Tahran'da bir konferansta yaptığı konuşmada kullandığı İsrail karşıtı ifadeler ve ''İsrail'in haritadan silinmesi'' gerektiği yönündeki sözlerine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
''İran'dan yapılan açıklamayı biz de doğru bulmadık. Her ülke kendisiyle ilgili politikalarını belirleyebilir, ama farklı ülkelerin politikalarını, farklı ülkelerin farklı ülkelere yaklaşım politikalarını herhangi bir ülkenin belirleme hakkı ve yetkisi yoktur.Bu yaklaşımları doğru bulmuyoruz. Türkiye, dış politikada düşman değil, dost kazanmayı amaç edinmiştir. Bu gayretle bu yoldayız. Her şeyin masada çözüm bulacağına inanıyoruz. O zaman insanlık çok şeyler kazanacaktır, barışın küreselleşmesi için çok önemli adımları o zaman atmış olacağız.''
YARGIDAKİ DOSYALAR
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de yargıdaki bazı dosyalara ilişkin soruları yanıtlarken de, şunları söyledi:''Türkiye'de, diğer demokratik ülkelerdeki gibi bir kuvvetler ayrılığı prensibi var. Yasama, Yürütme ve Yargı. Ben sadece bir şiir okuduğum için 4 ay hapiste yattım. Soruyorum: İnsan hakları savunucuları o zaman hapiste yatan İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için hangi adımları attılar? Cezaevinde veya cezaevine girmeden önce hangisi benimle ilgili herhangi bir takibi başlattı? Bu konuda sizleri duyarlı buluyorum, ben de duyarlıyım. Olay yargıdadır. Bırakın yargının vereceği kararı bekleyelim. Sabırlı olalım. Biz hükümet olarak, Parlamento'daki ana muhalefet partisi ile de el ele vererek Ermeni sorunu konusunda, soykırım ifadeleriyle ilgili düşüncelerimizi açıkça ortaya koyduk. Ermenistan'ı bu konuda masaya davet ediyoruz. Tarihle hesaplaşmak gerekiyorsa biz hesaplaşırız, Ermenistan da bunu yapacak gücü kendisinde bulmalıdır.''
Erdoğan, yazar Orhan Pamuk'a ilişkin bir soruyu, ''Eser yazılmıştır, konu yargıya intikal etmiştir. Temenni ederiz ki fikir vedüşünce özgürlüğü noktasında buradan tahminimizin dışında bir karar çıkmasın. Yargı kararına müdahalemiz söz konusu değildir'' şeklinde yanıtladı.
HEYBELİADA RUHBAN OKULU
Başbakan Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu konusuna ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi:
''Heybeliada Ruhban Okulu konusu taraflar arasında bir sıkıntıdır ve olay siyasallaşmıştır. Bu siyasallaşma sürecini karşılıklı olarak gidermek durumundayız. Burada bir şeyi çok açık söylemek durumundayım:Şu ana kadar Yunanistan'a resmi ziyaretimi ben defalarca yaptım, ama şu anda Yunanistan Başbakanı değerli dostum Türkiye'ye gelemiyor. Halbuki benim özel davetlerime geldi, ama resmi olarak gelemiyor. Ben değerli dostuma soramıyorum, 'Niye gelemiyorsun' diye. Halbuki benim çocuğumun nikahına geldi, şahit oldu. Bu kadar yakın mesafemiz var. Ben ailece evine gittim, ama resmi ziyaretini yapamıyor. İşte buradakiincelik, hassasiyet ne ise bu konudaki incelik ve hassasiyet de bu kadar farklıdır. Bunu özellikle anlatmak istiyorum.'' Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
''Ayasofya önce cami, sonra müze oldu, ne zaman kiliseye dönecek diye soruluyor. Bu soru da enteresan. Buna verilecek yanıt çok farklı.Bugün Atina'da cami olup maalesef camiden geleceği hiç belli olmayan hale dönüştürülmüş mabetlerimiz var. Oralar şu anda tamamen camilerin ve ibadethanelerin hizmet alanı dışında kullanılıyor. Pislik, rezalet haline dönüştürülmüş, bir ibadethane olmaktan çıkarılmıştır. Herhangi bir işlevi olmayan hale getirilmiştir. Bu tür yanlışlar var. Bu yanlışlar, medeniyetler arası ittifak içerisinde çözüm bulabilecektir.Kaldı ki Ayasofya'nın durumu çok daha farklı bir olaydır. Bizler, burada, medeniyetler arası ittifak içerisinde bu konuları asgariye indirmenin mücadelesini karşılıklı anlayışla verebilmeliyiz. Bu mücadelenin neticesinde bir yere varabileceğimize inanıyorum.''Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye AB'ye ne zaman üye olacak sorusu var. Bunu biz değil, ABüyesi ülkeler belirleyecek. Biz şu anda tek şey belirliyoruz: 35 fasılvar, bunları yerine getirmek suretiyle AB'ye üye olmayı hak ettik diyeceğiz ve AB üyesi ülkeler bizleri oylayacaklar. Bazıları referanduma gitmek üzere halklarına danışacaklar. Kabul görürsek üye olacağız. Kabul etmezlerse ne olacak? O zaman bizim için kıyamet kopmayacak, ama medeniyetler arası ittifak yara alacak. Çünkü AB üyeleri içinde yer alması bu ittifakı tescil eder, aksi takdirde AB bir Hıristiyan kulübü olarak kalır. Biz Kopenhag siyasi kriterlerini Ankara siyasi kriterleri yaparak yolumuza devam ederiz. Olay bizim için bu kadar kolaydır.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|