|
|
|
|
|
|
Başbakan toplantıya katılmadı
Başbakan Erdoğan, Danimarka Başbakanı Rasmussen ile yapacağı basın toplantısını terör örgütü yayın organı Roj TV muhabirinin salonda yer alması nedeniyle iptal etti.
Erdoğan'ın basın toplantısının yapılacağı salonda Roj TV muhabirinin oluşu nedeniyle Danimarka Başbakanı'ndan söz konusu TV muhabirlerinin çıkartılmasını istedi.
Erdoğan'ın teklifinin kabul edilmemesi üzerine Erdoğan, düzenleyeceği basın toplantısını iptal ederek binayı terk etti.
Erdoğan, AB'nin terör örgütleri listesinde yer alan bir örgütün yayın organının
oradaki varlığına itiraz etti ve bu ekibin çıkarılmaması halinde ortak basın toplantısına katılmayacağını bildirdi.
Rasmussen'in olaya müdahale edemeyeceğini söylemesi üzerine, Erdoğan, ortak basın toplantısına katılmadan Kopenhag'dan ayrıldı.
Rasmussen, tek başına basın toplantısı düzenleyerek, Başbakan Erdoğan ile görüşmesi hakkında bilgi verdi.
Danimarka Başbakanı Rasmussen, gazetecilerin Danimarka yasaları çerçevesinde davrandığı sürece hiçbir gazetecinin basın toplantısına girmesini engelleyemeyeceğini söyledi.
Rasmussen, Türkiye'nin teröre karşı tepkisini anladığını belirterek, "Ancak Erdoğan'ın verdiği tepkiden şaşkınım" dedi.
Rasmussen, Danimarka polisinin Roj TV hakkında soruşturma başlattığını belirtti.
"TÜRKİYE BEDELİNİ ÖDER"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danimarka Başbakanı Anders Fogg Rasmussen ile ortaklaşa yapacakları basın toplantısına katılmamasıyla ilgili, ''Benim bu tavrımın bedeli ne ise Türkiye bu bedeli rahatlıkla öder'' dedi. Başbakan Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Katar, Bahreyn ve Danimarka'daki temaslarını değerlendirdi. Katar ve Bahreyn ziyaretine 100 kadar işadamının katıldığını belirten Erdoğan, ziyaretlerinde, bir kez daha körfez ülkeleriyle ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için büyük imkanlar bulunduğunu yerinde gördüklerini söyledi.
Gerek Katar gerek Bahreyn'deki görüşmelerde Türkiye'ye karşı duyulan ilgi ve alakayı yerinde gördüklerini anlatan Erdoğan, her iki ülkeyle yakın diyalog ve işbirliği içerisinde bulunulduğunu kaydetti. Katar ve Bahreyn'de Türkiye ile her alanda iş birliğine hazır olunduğunun açık ve net bir şekilde ifade edildiğini dile getiren Erdoğan, Danimarka ziyaretinde NATO Parlamenterler Asamblesi'nde ve Avrupa Hareketi Danimarka Şubesi'nin organize ettiği toplantılarda birer konuşma yaptığını anımsattı.
Danimarkalı meslektaşı Anders Fogg Rasmussen ile çalışma yemeğinde bir araya gelerek çeşitli konularda düşüncelerini ve hassasiyetlerini paylaştıklarını anlatan Erdoğan, ''Özellikle AB ile ilgili müzakere sürecini değerlendirme fırsatımız oldu. Medeniyetler ittifakıyla ilgili bu ay sonu başlayacak olan çalışmalarımızı gözden geçirdik. Türkiye-Danimarka ilişkilerimizi gözden geçirme fırsatımız oldu'' diye konuştu.
RASMUSSEN'LE GÖRÜŞME
Başbakan Erdoğan, ''Rasmussen ile görüşmeniz de Roj TV konusu gündeme getirdiniz mi? Ortaklaşa basın toplantısında o kanalın muhabiri de olduğu için katılmadığınız haberleri geldi bu doğru mu?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Bu konu gündeme geldi. 2 ay kadar önce ben meslektaşıma Sayın Rasmussen'e Roj TV'nin terör örgütünün bir kanalı olduğunu ve bu kanalın Danimarka'dan yayın hakkı almak suretiyle yayın yaptığını belgeleriyle ifade ettim. Kendileri 'Benim haberim yok' dediler, 'O zaman ben sizlere belgeleri kendim gönderiyorum, Kültür Bakanlığınız'dan yayın hakkını aldığını göreceksiniz' dedim ve belgeleri kendilerine gönderdim. 'Belgeleri aldığını, polis vasıtasıyla soruşturmayı yaptırdığını' bana bugün ifade etti. Bu arada Roj TV'nin de Başbakanlık'ta beraberce yapacağımız basın toplantısı için akredite edildiğini duydum ve kendilerine, 'bakın' dedim, 'PKK-Kongragel örgütünü terör örgütü olarak kabul ediyorsunuz', 'evet' dedi 'kabul ediyoruz.' 'Peki böyle bir terör örgütünün patronajında olan bir yayın organıyla gerek siz, gerekse biz nasıl olur da bir basın toplantısında bir arada olabiliriz?' dedim. 'Benim bunu kabul etmem mümkün değil' dedim. 'Peki' dedi. 'Danimarka'daki ifade özgürlüğü kapsamı içerisinde basın özgürlüğünün maalesef buna fırsat verdiğini, imkan verdiğini' söylediler. Dedim ki 'eğer sizin anlayışınız buysa, bizi anlayışımız bu değildir. Biz burada farklı düşünüyoruz. Çünkü terör örgütünün patronajında olan bir yayın organı terörü destekler. Nitekim benim ülkemde şu anda terörün faillerinden bir tanesidir. Terörün yaygınlaşma sürecini hızlandıran bir organdır böyle bir basın toplantısına kusura bakmayın ben katılamayacağım' dedim ve sanıyorum Sayın Başbakan benden sonra kendileri basın toplantısını yaptılar.''
Bir basın mensubunun ''Rasmussen basın toplantısında 'Türkiye'nin AB'ye hazır olmadığını gösterdiğini' söylemiş böyle bir yorum yapmış bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna karşılık Erdoğan, şunları kaydetti: ''Biz, basın metnini, ne konuştuğunu, ne söylediğini henüz bilmiyoruz. Tabi her Başbakan, her tavırla ilgili bir yorum yapma hakkına sahiptir. Meslektaşım bir yorum yapar veya yapmıştır, bunu değerlendirecek değilim ama benim bu tavrımın bedeli ne ise Türkiye bu bedeli rahatlıkla öder. Çünkü bir ülkenin kendi değerlerine, kendi kutsallarına, bir ülkenin kendi içinde terörün yaratılmasına vesile olan bir anlayışa destek veren bir anlayışı benim kabul etmem mümkün değildir ve bunun adı da özgürlük olmaz.''
ŞEMDİNLİ'DEKİ OLAYLAR
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olaylar Yüksekova'ya sıçradı. Halka ve devlet organlarına vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Yine bir düğmeye basma olayı mı söz konusu?'' şeklindeki sorusunu yanıtlarken, Şemdinli'deki olayları Türkiye'den ayrılmadan önce yakından takip ettiğini, ayrıldıktan sonra da ilgililerden telefonla bilgi aldığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Her şeyden önce gerek Şemdinli, gerek Yüksekova'da yaşayan tüm kardeşlerime, vatandaşlarıma teenni tavsiye ediyorum. Farklı illerden burayı körükleyenlere özellikle yanlış yaptıklarını hatırlatmak istiyorum. Çünkü bizim burada teenniye, itidale ihtiyacımız var. Bakın bugün orada 3 vatandaşımız yine maalesef öldü. Bunlar yanlış şeyler. Öbür tarafta bir uzman çavuşumuz, iki askerimiz şehit oldu mayınlanarak. Bunlarla nereyle varılacak, yani biz birilerini sevindirmeyelim lütfen. Bunların hepsi bizim yüreklerimizi dağlıyor. Bunların hepsine de bizim bir defa politika üstü, siyaset üstü yaklaşmamız şart.
Bakın biz gitmeden önce bir şey açıkladık. Bu işin ucu nereye varırsa varsın biz bunun takipçisiyiz, takipçisi olacağız ve bedelini ödemesi gerekenler kim olursa olsun bunun bedelini ödeyecektir. Kimse devletimizle milletimizi karşı karşıya getiremez, getirmemelidir. Gerek Sayın Cumhurbaşkanım'la, gerek Sayın Genelkurmay Başkanım'la bu konuyla ilgili görüşme yaptık ve bu konudaki kararlılığımız müşterektir. Aynı düşündeyiz ve sonuna kadar takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Ama öyle havalar veriliyor ki hemen bugün belli oldu yarın gerektiği neyse bunu yapacaksınız. Bir defa biz bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Bu devletin içerisinde yasalar işletilecektir ve bu hukuk tecelli edecektir. 'Biz bunun takipçisiyiz' dedik. 'Yürütme olarak da biz görev alanımız içerisinde ne varsa ne gerekiyorsa onu yapacağız bundan kimsenin şüphesi olmasın' dedik.''
DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
Konuyla ilgili olarak yarın başta İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve ilgili bürokratlarla bir toplantı yapacaklarını belirten Erdoğan, daha sonra da parti Merkez Yürütme Kurulu'nu toplayacağını bildirdi. Erdoğan, bu sürecin nasıl devam edeceği konusuyla ilgili ilkeler ve yol haritalarını belirleyeceklerini belirterek, Meclis'te de yapılması gerekenleri yapacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Araştırma önergesi ise araştırma önergesi, genel görüşme ise genel görüşme ne gerekiyorsa, meclisi de bu işin takipçisi kılmalıyız, kılacağız. Bu olaya partiler üstü bakıyoruz. Şu parti, bu parti diye bizim burada bir ayrımcılığımız söz konusu değil. Çünkü, bunun üzerinde herhangi bir rant hesabı yapılmaz işte milli mesele budur. Bunu da bir an önce halletmemiz gerekir'' diye konuştu. ''Şemdinli olayıyla ilgili Jandarma İstihbarat Teşkilatı ile ilgili kuruluşun varlığından söz ediliyor. Böyle bir kuruluş var mı?'' sorusuna Erdoğan, ''Hayır ben böyle bir kuruluşu daha tanımadım. Geçmişte böyle şeyler olmuş olabilir, dedikoduları yapılmış olabilir, benim dönemimde böyle bir şey yok. Böyle bir şeyi de tanımıyorum'' yanıtı verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|